Geç kalmam tradutor Português
323 parallel translation
Umarım geç kalmamışımdır.
Espero não estar atrasado.
Umarım çok geç kalmamışımdır.
- Boa noite, Sr. Linton. Espero não ter vindo cedo demais.
Fazla geç kalmam.
Vou tentar não demorar.
- Geç kalmamışımdır umarım.
- Espero não me ter atrasado.
- Umarım çok geç kalmamışımdır.
- Espero que não seja tarde demais.
Daha önce hiç geç kalmamıştı.
Nunca, antes, chegou atrasado.
Umarım geç kalmamışızdır.
Espero que não seja tarde demais.
Aramadan asla geç kalmam...
Nunca cheguei atrasado, sem ligar...
- Umarım çok geç kalmamışızdır. - Evet.
- Espero não estarmos atrasados.
Neyse fazla geç kalmam.
- Além disso, eu volto já.
Hayır, geç kalmam.
Vou voltar cedo.
- Umarım geç kalmamışımdır.
- Espero não estar atrasado. - Não.
Geç kalmam.
Não regressarei tarde.
- Geç kalmam.
- Eu não vou chegar tarde.
Tüm bu sıkıntı için üzgünüm... ama geç kalmamızın sebebi telefonla uyandırılmamamız.
Lamentamos, mas atrasámo-nos porque não nos telefonaram. Lamento.
İnşallah Kasım için çok geç kalmamışızdır.
Tomara que não seja tarde.
Serüven dediğin akşam yemeğine geç kalmamızı sağlar.
As aventuras atrasam o jantar.
Çok geç kalmam.
Não vou demorar.
Hayatım boyunca bir daha geç kalmam, söz.
E prometo que nunca mais chegarei atrasada, pelo resto da vida. Fica combinado?
- Geç kalmam.
- Não posso demorar.
Dikkatli ol. - Geç kalmam.
Tem cuidado.
Çok geç kalmam.
Já não demoro nada.
Ben hiç geç kalmam, ahbap. Hep sekizde kalkarım.
Começo hoje às oito.
Daha önce hiç geç kalmamıştı.
É estranho ela nunca se atrasou antes.
Umarım çok geç kalmamışızdır.
Receio estarmos atrasados.
Geç kalmam.
Não demoro.
Geç kalmam.
Não venho muito tarde.
Umarım çok geç kalmamışızdır.
Espero que não seja tarde demais.
Geç kalmamıştık. Hiçbir şey kaçırmadık.
Não nos atrasámos nem perdemos nada.
Geç kalmam. Affedersiniz.
Desculpem-me, não demoro nada.
Annen, çaya geç kalmamızdan nefret ediyor.
A tua mãe detesta que nos atrasemos para o chá.
- Çok geç kalmam.
- Não venho tarde.
Ve... ve umarım bunu düzeltmek için geç kalmamışımdır.
E espero que não seja tarde para as remediar.
Umarım çok geç kalmamışızdır.
Esperemos que não seja demasiado tarde.
Umarım çok geç kalmamışsınızdır.
Espero que não seja tarde demais.
Geç kalmam.
- Não vou demorar muito.
Peki. Geç kalmam.
Não demoro.
Geç kalmam Ruth.
Acho que não vou chegar muito tarde.
Biliyorsun geç kalmamızdan hiç hoşlanmaz.
Sabes como ela fica quando nos atrasamos.
Geç kalmam.
Não demora.
Fazla geç kalmam.
Não vou me demorar.
Daha işe bile geç kalmamışsın.
- Sim. Nem sequer estás atrasado.
Sadece bunun için geç kalmamış olmayı diliyorum.
Apenas espero que não seja muito tarde.
Geç kalmam.
Eu não demorarei.
- Hiç bu kadar geç de kalmamıştım.
- Extremamente bonita.
Geç kalmam.
Eu não demoro.
Çok geç kalmam.
- Não me demoro.
Umalım da geç kalmamış olalım.
Um pneu Dunlop com um remendo no revestimento!
Bir daha geç kalmam.
Não vai tornar a acontecer.
Janet Hong... geç kalmamış.
Janet Hong, nenhum atraso.
O kadar geç ki, Manhattan'da hiç taksi kalmamıştı öyle mi?
Estávamos todos demasiado bêbados para ir para casa.