Gitti tradutor Português
43,157 parallel translation
- Dördü gitti. - # Dünyaya gelsin neşe ve barış #
Quatro a menos.
Onca emek boşa gitti.
Tanto esforço desperdiçado.
Zeb onu aramaya gitti fakat geri dönmediler.
O Zeb foi procurá-lo, mas ainda não voltaram.
- Nereye gitti?
- Onde está?
Nereye gitti?
Onde ele está?
- Bilmiyorum, galiba arka taraf gitti.
- Não sei, penso que está lá atrás.
Gitti artık.
Já foi.
Nereye gitti?
Onde é que ele está?
Cinayet silahını söyleyecek kadar bile ileri gitti hatta.
E disse ainda qual foi a arma do crime.
Belki de şansım yaver gitti.
E talvez tenha tido sorte.
Hoşuma gitti ama bir dahakine bana danış.
Gostei, mas da próxima vez, pergunta antes.
- Yine de gitti mi? - Çok komik.
- E ela foi mesmo assim?
Gitti.
Foi-se.
Bir şeyler ters gitti.
Algo correu mal.
Nasıl oldu bilmiyorum ama beni bırakıp ona gitti.
Não sei como isso aconteceu mas ele saiu de mim e entrou nela.
Arnold'ın ihanetine karşı beni uyaran oydu. Buna rağmen aşağılık herif yine de parmaklarımızın arasından kayıp gitti.
Foi ele quem me alertou para a traição do Arnold, embora aquele sacana tenha conseguido escapar.
Bu korkunç derecede, korkunç yanlış gitti.
- E saiu terrivelmente errado.
Mısır'a gitti.
o Egito.
İşler nasıl böyle ileri gitti, bilmiyorum.
Não sei como as coisas foram tão longe.
Commodus, imparator olarak bir adım ileri gitti.
Cómodo, como imperador, deu um passo à frente.
- Yok yok, o kancalar gitti.
Não, não, aqueles ganchos já eram.
- Tarih yarını gösteriyor. - Nedenlerden biri gitti.
Precisamos estar nesse avião.
Üzgünüm, buradan bir sürü şey gitti.
Desculpa, passou muito pó por aqui.
Adam gitti.
O Adam foi-se embora.
Hatta bir tanesi suç mahalline yaşlı vatandaş otobüs kartını kullanarak gitti.
Um deles até foi para a cena do crime de transportes públicos, usando o seu último passe de autocarro de reformado.
Bir soygunu cebe attıktan sonra Avrupa'nın kültürel güzelliklerini tatmaya gitti.
Com a experiência de um assalto, foi provar as delícias culturais da Europa.
Bunun yerine hepsi polis minibüsü içinde hapishaneye gitti.
Em vez disso, acabaram por apanhar boleia na carrinha da Polícia para a prisão.
Hepsi nereye gitti?
Para onde é que eles foram?
Cep telefonu olmayan çocukların hepsi kaçtı gitti.
Os rapazes que não tinham telemóvel fugiram.
Bence iyi gitti.
Essa correu bem...
Burayi döseme tarzin hosuma gitti.
Ouça , adoro o que fez aqui .
Tanık olduğun her şey değerlendirilmek üzere 9. Şube'ye gitti.
Tudo o que viste foi para a Secção 9, para avaliação.
Gitti.
Ela desapareceu.
- Federaller nereye gitti?
- Onde vão os agentes?
Kıçı açık bir müptezel önümüzden geçip gitti.
Um drogado deprimido a correr nu à nossa frente.
Bir pasaport almaya gitti.
Foi arranjar um passaporte.
80'ler Karaoke Gecesi'nde başlayan bir ilişkinin tek geceden öteye gidebileceğine inanmak zor ama gitti ve sonuçta hepimiz burada toplandık, her şey harika.
É difícil acreditar que uma relação que tenha começado na Noite de Karaoke dos anos 80, do McCormick's pudesse ir além de uma única noite de sexo mas foi e aqui estamos nós e é perfeito.
- Nereye gitti?
- Para onde foi ele?
- Mitch gitti.
- O Mitch se foi embora.
O gitti. Bu yüzden koyu artık bizler koruyoruz.
Ele foi-se embora, por isso, agora, só nos interessa proteger a baía.
Bu hitap, hoşuma gitti.
Gosto do som disso.
- Gitti.
- Ele foi-se embora.
Doktora gitti.
Ela foi ao médico.
Herkes nereye gitti?
Onde foram todos?
- Gitti galiba.
- Acho que se foi embora.
Bir gün Roxy veterinere gitti. Ve bir daha geri dönmedi.
Um dia, a Roxy foi ao veterinário e nunca voltou.
# Demek ki dünya hep mükemmel olacak # Üçü gitti.
Três a menos.
Beşi gitti.
Cinco já foram.
Biri gitti.
Uma arrumada.
Nasıl gitti?
A máscara é a mensagem.
Hoşuna gitti ha?
Gosta disto?
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gitti işte 24
gittiler mi 59
gittiğini sanıyordum 19
gittikçe kötüleşiyor 26
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gitti işte 24
gittiler mi 59
gittiğini sanıyordum 19
gittikçe kötüleşiyor 26