Hiçbir şey yoktu tradutor Português
822 parallel translation
Durup baktık ve hiçbir şey yoktu.
Nós paramos e olhámos, e não havia nada ali.
Bunda kişisel hiçbir şey yoktu.
Não tinha nada de pessoal.
Yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Não havia nada a fazer.
Onun için, beklemekten başka, yapılabilecek hiçbir şey yoktu.
Não havia o que pudesse ser feito por ela, a não ser esperar.
Onlar gelmeden burada hiçbir şey yoktu.
Näo havia aqui nada antes de eles chegarem.
Bizi ele verecek hiçbir şey yoktu.
Não deixamos pistas.
- Elinde hiçbir şey yoktu.
- Não havia nada na tua mão!
Buraya en son geldiğimde hiçbir şey yoktu.
A última vez que ali estive não havia lá nada.
Elimden gelen hiçbir şey yoktu.
Nada estava nas minhas mãos.
Bilmediği hiçbir şey yoktu.
Não havia nada que ele não soubesse.
Aramızda hiçbir şey yoktu.
Não havia nada entre nós.
Aslında seninle ilgili yasadışı hiçbir şey yoktu.
De facto, não havia nada de realmente criminoso em si.
Ve oraya ulaştığımda, hiçbir şey yoktu.
ao chegarem, não traziam nada.
Güvenlik yoktu, hiçbir şey yoktu.
Não havia seguranças, não havia nada.
Kafamı indirip saldırmaktan başka yapacak hiçbir şey yoktu!
Não podia fazer nada, abaixei a cabeça e ataquei! .
Gördüğün kadar açık alanların hepsinin olduğunu biliyorsun. Bir adam ata binebildiği sürece sizi durduracak hiçbir şey yoktu.
Era tudo campo aberto até onde a vista alcançava... enquanto o homem podia montar a cavalo... e conduzir o gado, não havia nada para o impedir.
Bu kahrolası yalnızlıkta yapacak hiçbir şey yoktu, akıbetimizi bekleyen yüzlerce insandık.
Sem nada para fazer, sem notícias, numa solidão terrível. Éramos uma centena de infelizes à espera do nosso destino.
Ortalıkta kayda değer hiçbir şey yoktu.
Claro que não era nada de mais passar para o corredor.
Onu kurtarmak için yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Não há nada que eu possa fazer para salvá-la.
Diğer yemler hâlâ sudaydı ama yapılabilecek hiçbir şey yoktu.
Os outros iscos ainda estavam | na água, mas nada podia ser feito.
İçinde hiçbir şey yoktu.
Estava vazia.
Hiç bir amacım olmadan tekrar Paris'teydim. Cebimde de hiçbir şey yoktu.
Dei por mim de regresso a Paris sem objectivos e não tendo quase dinheiro no bolso.
- Telgraflarda önemli hiçbir şey yoktu.
- Não havia nada importante nos telegramas.
Orada hiçbir şey yoktu.
Não estava lá ninguém.
Grandpierre'nin ona baktığını hatırlıyorum ama içinde, polisin önemli olduğunu düşündüğü hiçbir şey yoktu.
Lembro-me do Grandpierre a olhar para isso... mas não havia lá nada que a polícia achasse importante. Consegues lembrar-te de mais alguma coisa?
Ama içinde hiçbir şey yoktu.
Mas nao havia nada la dentro.
Yanlış hiçbir şey yoktu.
E tinha imensos amigos.
Yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Não havia... nada que eu pudesse fazer.
Hayır, yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Não, não havia nada que eu pudesse fazer.
Hiçbir şey yoktu yanında.
Anda como um osso descascado.
Yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Não pude fazer nada...
Hiçbir şey yoktu.
Encontramos o Penny.
Hiçbir şey yoktu, bir ışık parıltısı, hiçbir şey.
Não houve nada, nem um clarão, nada.
Onu tutan hiçbir şey yoktu, istediği gibi uçabilirdi.
Não havia nada que o impedisse de voar.
3 saat boyunca nerede düştüklerine dair elimizde hiçbir şey yoktu.
Nós não tínhamos meios de saber a que horas eles caíram... por um período de três horas.
Kokain alemine daldığında, bir dava çıkar da kendine gelir diye umut ve dua etmekten başka yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Eu não podia fazer nada quando ele caía na cocaína a não ser esperar e rezar que surgisse algum caso que o tirasse daquilo.
Bankanın içine girdiğimde içeride hiçbir şey yoktu.
Fui até ao banco e não havia lá nada.
# Yani oyuna benzer hiçbir şey yoktu #
So there was nothing much to the game Assim não havia nada demais para jogar
Yapabileceğim hiçbir şey yoktu ne de olsa.
Eu nada podia fazer contra ti e ela, por isso, para quê preocupares-te?
Yapabileceğin hiçbir şey yoktu.
Não havia nada que pudesses ter feito.
Bizi sıcak tutacak hiçbir şey yoktu. Yazdan kalma kıyafetler vardı sadece.
Não tínhamos agasalhos, nem nada... apenas as coisas que tínhamos no Verão.
Yapabileceğin hiçbir şey yoktu.
Não poderias ter feito nada.
Buralarda hiçbir şey yoktu.
Nunca pensei ter disto aqui em cima.
Orada hiçbir şey yoktu.
Não havia nada ali fora.
Çalınacak hiçbir şey yoktu. Mr.Mallory'un cüzdanı alınmamış.
Não havia nada para roubar, não mexeram na carteira de Sr. Mallory
Hiçbir şey yoktu.
Não havia nada.
Nedir acaba bu? Bana birçok şey verdin. Ama bunların senin için hiçbir anlamı yoktu.
Claro, você me dá coisas, mas são insignificantes pra você!
Hiçbir şey için paramız yoktu. O yüzden evden ayrıldım.
Não tinhamos dinheiro para nada, portanto saí de casa.
Hiçbir şey ödemediler. Zaten finansal sıkıntı içindeydiler hazırda paraları yoktu, buradaki diğer herkes gibi.
Na altura, já estavam com problemas financeiros sem dinheiro vivo, como muita gente aqui.
Soğukta savaşmamızı sağlayacak hiçbir teçhizat yoktu. Bizi yıkan şey sanırım bu oldu.
Não tínhamos calçado de Inverno, nem qualquer equipamento, para combater ou aguentar o frio e penso que esse foi o grande problema do momento.
Her şey karaborsaya düşmüştü. Hiçbir şeyimiz yoktu.
O mercado negro estava a florescer.
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye 82
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye 82
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25