Iki kere tradutor Português
3,299 parallel translation
Bay Notti, iki kere aradı. Nassim, Tokyo'yu terk ediyor.
O Sr. Notti ligou duas vezes, disse que a Nassim ia sair de Tóquio.
Dün gece burada, iki kere de kaldırımda yaptıktan sonra bebeğimiz mi oldu?
Queres dizer que as coisas que fizemos em privado, e duas vezes no passeio, fizeram um robô bebé? Como?
Evet, iki kere.
Pois, duas vezes.
Asıl soru, bir günde iki kere mi kandırıldın?
A questão é se foi duas vezes no mesmo dia.
- iki kere elektrosok verdi.
Apanhei choque duas vezes, meu.
10.000 Amerikan ulusal parasina varim ki ayakta kalmayi birak daracik slip donuna kaçirmadan iki kere elektrosok yemenin imkâni yok.
10,000 dólares, em como não podes levar choque duas vezes, não cagares as cuecas, e menos ainda continuar de pé.
Dürüst olmak gerekirse yüzyıllar boyunca bunu ben de bir ya da iki kere düşündüm.
Eu próprio já pensei nisso uma ou duas vezes, durante estes séculos, para dizer a verdade.
Eskiden çıktığım bir adam bir iki kere söylemişti.
Foi um tipo com quem eu andei, que disse isso uma vez ou outra.
Eskiden çıktığım bir adam bir iki kere söylemişti.
Um tipo com quem namorei disse-me isso uma ou duas vezes.
Biliyorsun iki kere düşünürüm.
Sabes, eu pensaria duas vezes.
Her şeyi iki kere yap, eğlenmene bak.
Vai à aventura. Fode dois de tudo. Diverte-te.
Hayır, iki kere. - İki kere, değil mi?
Não, só foram duas vezes.
- Evet, sadece iki kere.
- Duas vezes, não foi? - Sim, só duas.
Evet, sadece iki kere.
Sim, só um par delas.
Zarfa öyle boktan bir şey koyardın ki diğerleri iki kere düşünsün.
Coloca-se uma coisa bem má no envelope... Para que os outros jogadores pensem 2 vezes.
- Öyle mi Charlie? Dünyanın etrafında nasıl dolaştığından bahsediyor canım gerçi haplarını alırsan iki kere dolaşıyorsun.
Charlie, ela está a falar de ires às estrelas.
Müşteri iki kere aradı ve şimdi ona ulaşamıyorum.
O cliente ligou duas vezes e agora não consigo contatá-lo.
Aynı tarlayı iki kere sürmem ben, James. Biliyorsun bunu.
Tenho uma política de terra queimada, James.
Ben de iki kere doğuruyordum az kalsın.
Quase que tive um igual a ti, já por duas vezes.
Don için bir kere, ikisi birden gelirse iki kere.
Um toque se for o Don, dois toques se vier com a mulher.
Öğle yemeği yerdik, yılda bir iki kere hayır işi etkinliklerinde aynı masaya otururduk, o tarz şeyler.
Um almoço ou dois por ano e dividíamos uma mesa num evento de caridade. Esse tipo de coisas.
Bir iki kere aklım çelindi.
Essa ideia passou-me pela cabeça uma ou duas vezes.
Bütün sorularınızı cevapladık, bazılarını iki kere.
Respondemos a todas as suas perguntas, algumas, duas vezes.
Mastürbasyon yaparken iki kere düşün derim.
Pode querer pensar duas vezes antes de bater uma punheta aqui.
Bak, haftada iki kere oldu.
Duas vezes numa semana.
Geri çekildin, iki kere vuracağım.
Hesitaste. Tenho que o fazer de novo.
12 yıl boyunca yaklaşan bile olmadı ama 48 saat içinde yolumuz iki kere kesişti.
Durante 12 anos nunca ninguém se aproximou, e num espaço de 48 horas eu e você encontramo-nos duas vezes.
Geleceği parlak bir kafes dövüşçüsü ile iki kere yaralanmış bir bahriyeli arasındaki bağlantı ne?
Qual a ligação entre um lutador e um marinheiro duas vezes ferido.
Şöyle derim : Daha çalışmaya başlayalı 3 saat oldu ve iki kere yemek arası verdik.
Eu diria... que estamos a trabalhar há três horas e já parámos duas vezes para comer.
Evet için bir kere, hayır için iki kere göz kırpabilirsiniz.
Pode piscar uma vez para "sim'e duas para" não ".
Bahse girerim, bunu yaparken iki kere düşünmem gerekirdi, değil mi? Evet.
É bom pensar duas vezes antes de fazer essas coisas.
Ama senin annen, hayır, bir şeyi yaparken asla iki kere düşünmedi.
Mas não a sua mãe. Ela jamais pensou duas vezes sobre algo.
Gerekirse iki kere, üç kere kontrol edersin.
Duas vezes, três vezes, se necessário.
Onu o gece iki kere gördüm.
Nessa noite, vi-a duas vezes.
İki kere.
- Duas vezes.
Bu iki yılda hiçbir polisle karşılaşmadılar ve bir kere bile ateş etmediler.
Em dois anos, nunca dispararam contra a policia ou dispararam um tiro.
İki kere.
Duas vezes.
İki kere gayet yeterli.
Duas vezes chegaram.
İki kere düşünmedim cidden.
Não pensei duas vezes.
İki kere Denetleme şirketi.
Double Check Corporation.
Onlara haftada iki veya üç kere tecavüz ettiler.
Eles violavam-nos normalmente, duas ou três vezes por semana.
Beni okula gönderdi. Arabasını çarptığımda kafayı yemedi. İki kere.
Pôs-me na escola, não se passou quando lhe destruí o carro... duas vezes.
Seni öldürdüğüm için özür dilerim. İki kere.
Desculpa ter-te matado duas vezes.
Benim sayımımla o yüzüğü takarken bir kere öldün bile. Belki de iki.
- Pelas minhas contas, já morreste uma vez, talvez duas, com esse anel.
İki kere oldu o.
Isso foram duas vezes.
İşin aslı onunla bir kere yattım. Bir iki kez.
A verdade é que...
İki kere sana yardım etmeye çalıştım.
Duas vezes, tentei ajudar-te.
İki kere dövüştüm onunla.
Eu já lutei contra ele. Duas vezes.
Eğitimde ters doğum göreniniz olmuş muydu? - İki kere.
Foi depois que me levou para o Quarto de Cristal.
- İki kere öldürdüğünden emin misin?
Tens a certeza que ela matou duas vezes?
İki kere çalınca "evet" mi oluyordu "hayır" mı?
Duas vezes é sim ou não? Eu esqueci-me.
kereste 17
iki kez 99
iki kart 16
iki katı 19
iki kız 24
iki kahve 37
iki kelime 23
iki kişilik 21
iki kişi 60
iki katı ya da hiç 16
iki kez 99
iki kart 16
iki katı 19
iki kız 24
iki kahve 37
iki kelime 23
iki kişilik 21
iki kişi 60
iki katı ya da hiç 16