Iki kahve tradutor Português
305 parallel translation
- Her zamanki, iki kahve, 3 absent.
- O normal, dois cafés, três absintos.
Bayan İki Şeker, bize iki kahve getirir misiniz?
Mrs. Dois-Pernões, pode trazer-nos dois cafés?
İşte, iki kahve, bir kola, bir de kamış.
Aqui está, senhor. Dois cafés, uma cola e uma palhinha.
İki hamburger. Bir milkshake, iki kahve.
Dois hamburgers, um batido e dois cafés.
Odette. Oda dokuza iki kahve lütfen.
Dois cafés para o quarto 9, por favor.
Alo. Bayan İki Şeker, bize iki kahve getirir misiniz?
Sra. Duasbossas, podia trazer-nos duas chávenas de café, por favor?
- İki spagetti ve kahve.
- Espaguete e café para dois.
İki kilometre çaplık alandaki kahve dükkanı ve marketlerde.. .. araştırma yaparak nereden alındığını anlamaya çalıştık.
Tentámos localizar a origem deste papel de embrulho em todas as lojas de doces e mercearias num raio de dois quilómetros, mas sem qualquer sucesso.
İki kahve, Georges.
Georges, dois cafés.
Büyük bir fincan sütlü kahve içti ve iki kurabiye yedi.
Ela tomou café com leite e comeu um bolo. Diz-lhe.
İki kahve lütfen.
Dois cafés, por favor.
Tam iki saattir burada bekliyoruz ve sen bize hazır kahve getiriyorsun.
Já estamos ø espera há duas horas e tu levas café instantâneo.
Kahve fincanları. onlardan iki tane olduğunu gördü.
As chávenas do café. Ele viu que havia duas.
İki kahve, lütfen.
Dois cafés, por favor.
Kahve, iki kutu.
Café, duas latas.
Dört dakika kaynatılmış iki yumurta, biraz pastırma, tost ve kahve.
Dois ovos cozidos durante quatro minutos. Um pouco de bacon, torradas e café.
"İki yumurta, pastırma, tost, kahve ve marmelat."
"Dois ovos, bacon, torradas e café, leite quente e marmelada."
Kahvaltı, dört rafadan yumurta, iki dilim ekmek, kahve, bir ons kanyaktan oluşacak.
O café da manhã consiste em quatro ovos crus, duas torradas, café e uma taça de brandy.
- İki hamburger ve bir kahve.
- Dois hambúrgueres e um café.
İki kahve ve portakal suyu. - Baş üstüne.
Café para dois com sumo de laranja.
İki kahve, lütfen.
Dois cafés, faz favor.
İki güzel kahve lütfen.
Só dois cafés, por favor.
İki de güzel kahve lütfen.
Só dois cafés, por favor.
Kahve. İki kahve alabilir miyiz?
São dois cafés.
İki kahve ve bisküvi alabilir miyiz?
Pode trazer-nos dois cafés e biscoitos, por favor?
Bir kahve ve bir bisküvi. İki asker paltosu ve şöminenin üstündeki çalar saate.
Um café e um biscoito por dois sobretudos do Exército e o despertador que está na lareira.
İki asker paltosu, bir çalar saat ve bir lamba. - İki kahve ve bisküvilere.
Dois sobretudos do Exército, o despertador e o candeeiro por dois cafés e biscoitos.
İki kahve ve bisküviye mi?
Por dois cafés e biscoitos?
Kahve hazırlamak sadece iki saniye sürer.
Só vai levar dois segundos.
Birkaç dilim greyfurt ve haşlanmış iki yumurta alayım. Tarçınlı tost ve normal kahve.
Eu quero sumo de uva, dois ovos mexidos, torradas com canela e café.
İki koli hazır kahve. Hayır, senden kedi maması falan çalmadım.
Sim, duas caixas de café.
İki kahve, bir kola.
Traz dois cafés e uma cola.
İki kahve alabilir miyiz?
Pode servir dois cafés?
"Kahve içersem iki gün uyuyamam," derdi.
Ela dizia, "Se tomar um café, não dormirei duas noites."
Bilgisayar sağolsun... iki tane hakiki, % 100 taklit kahve.
Com os cumprimentos do Computador. Duas autênticas, genuínas, imitações de café.
İki saat boyunca kahve mi içmek istiyorsun?
- Queres ir a um café durante 2 horas?
İki kahve, Sybil.
- Dois cafés, Sybil.
İki kahve. Buraya. Lütfen.
Dois cafés, querida, por favor.
İki kere kahve içmek için buluştuk.
Encontrámo-nos duas vezes para tomar café.
Jim evde asla iki fincan kahve içmez.
Em casa, o Jim nunca bebe duas chávenas de café.
İki kahve, portakal suyu, kruvasan istiyorum...
Queria dois cafés, sumo de laranja, croissants...
İki kahve alabilir miyiz?
Desculpe. Traz-me dois cafés?
Kolombiya'nın iki ihracat maddesi var. Biri kahve.
A Colômbia tem duas exportações importantes e uma delas é o café.
İki kahve, krema ve şeker.
Dois cafés, natas e açúcar.
Thomas, iki kahve lütfen.
Thomas, dois cafés.
- İki kahve lütfen.
- Dois cafés, por favor.
İki çörek ve bir bardak kahve, lütfen.
Dois donuts e um café para viagem.
Iki, taze kahve istiyorum.
Segundo, quero um café.
İki kahve sipariş ettiniz.
Pediu dois cafés.
Normal kahve iki şekerli ve sütlüdür... bunun sütünü unutmuşlar.
Café normal leva dois cubos de açúcar e leite... que não mandaram.
Lambanın şişesi sadece iki yerden kırılmış ancak yanındaki kahve fincanı tuzla buz olmuş.
O candeeiro está partido apenas em dois lugares. Mas aqui, a chávena de café ao lado dele está quase desfeita em pó.
kahve 692
kahverengi 80
kahve ister misin 212
kahve içer misin 28
kahve ister misiniz 65
kahve hazır 31
kahve var mı 18
kahve mi 55
kahverengi saçlı 16
kahve isteyen var mı 21
kahverengi 80
kahve ister misin 212
kahve içer misin 28
kahve ister misiniz 65
kahve hazır 31
kahve var mı 18
kahve mi 55
kahverengi saçlı 16
kahve isteyen var mı 21
kahveniz 23
kahve lütfen 26
kahve için teşekkürler 24
kahveni iç 16
kahve alır mısınız 22
iki kez 99
iki kere 86
iki kart 16
iki katı 19
iki kız 24
kahve lütfen 26
kahve için teşekkürler 24
kahveni iç 16
kahve alır mısınız 22
iki kez 99
iki kere 86
iki kart 16
iki katı 19
iki kız 24