English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ K ] / Kolay para

Kolay para tradutor Português

4,326 parallel translation
Benim için hiç kolay değil.
Não é fácil para mim.
Söylemesi kolay.
Para si é fácil dizer isso.
Evli bir adamla birlikte olmak, benim için de kolay değil.
Para mim também não é fácil, namorar com um homem casado.
Düşmanlarımız için kolay erişilebilir bir hedef.
Muito convidativo para os nossos inimigos.
Gina da burada görgü şahidi olarak bulunuyor ve senin için baskı olmayan ortamda daha kolay olacağını düşündüm.
A Gina está aqui como testemunha e achei que seria mais fácil para si num ambiente sem pressão.
Kimsenin açamayacağı bir kitap için iddia etmesi kolay bir şey.
Isso é fácil declarar para um livro que ninguém pode abrir.
Oradan söylemek kolay, Onunlasın, ben ise burada sıkışıp kaldım.
É fácil para ti falar, estás lá fora com ela, eu estou aqui fechada.
Bir seçme şansın olmazsa böylelikle bana uyman daha kolay olur.
Será mais fácil para ti seguires-me se não tiveres outra escolha. Está bem?
Şüphesiz bu keşif ne onun ne de senin için kolay olmadı...
A descoberta não foi fácil para ela ou para ti...
Öyle sanıyorum ki kamuya açık bir toplantı geçmişteki hataları düzeltmeye başlamak için en kolay yer.
Imagino que um local público seja indicado para fazermos as pazes.
Ölmüş olmanı umuyordum. Çünkü tüm bu acıyla en başından yeniden yüzleşmektense seni arkamda bırakmak çok daha kolay olurdu.
Tinha esperança que estivesses morto... porque seria mais fácil para mim esquecer-te, do que passar novamente por toda a dor.
Bilgisayar bilimi bana kolay geliyor.
Tenho um dom natural para a informática.
Sen her neysen o bana kolay gelmediği için üzgünüm.
Lamento que não ter um dom para o que tu tens.
- Üzgünüm. Bunun senin için kolay olmadığını biliyorum.
Sei que isto não foi fácil para ti.
Kek karışımları tamamen kolay bir hedef.
- Podes usar misturas para bolos.
Önce şu sahte kolay yoldan para kazanma şeylerinden sandım.
Primeiro pensei que fosse falsa, sabe... Mas como precisava de dinheiro
Onun için kolay bir şey değil.
Não é fácil para ela.
Eğer benimle konuşursan işler senin için daha kolay ilerler.
Vai ser mais fácil para ti, se falares.
Farklı yerlere geri dönmekten daha kolay.
Melhor do que irmos cada um para sua casa.
Girişi çıkışı kolay, otobana yakın bir yer. Beyzbol sahası.
Em algum sítio de fácil acesso, para dentro e para fora, perto da auto-estrada.
Burada oturup hatalarımız için selefimi suçlamak kolay olurdu ama bir boku çözmez.
Seria fácil para mim ficar aqui sentado... e culpar os nossos erros no meu antecessor. Mas isso não vai resolver os nossos problemas.
Kabullenmek kolay değil.
É apenas muito para absorver.
Senin için kafanı kuma sokup gözlerinin önünde olan şey aslında olmuyormuş gibi yapmak kolay.
- Poupa-me! É muito mais fácil para ti enfiares a cabeça na areia, e fingires que nada disto está mesmo a acontecer.
Ve sen... O kadar kolay hedef olmamak için biraz çaba sarf et.
E tu... podias fazer algum esforço para não seres um alvo tão evidente.
Eminim ki ayrılmak onun için kolay bir karar olmamıştır. Ve hepimiz o kararda bulunduk.
Tenho a certeza que ir embora, não foi uma decisão fácil para ela, e todos passamos por isso.
Benim için o kadar kolay mıydı sanıyorsun?
Achas que foi fácil para mim?
- Banyo penceresinden çıkıp su borusundan inip ve otobüsle eve gitmek daha kolay olur diye düşünmüştüm.
Pensei que seria mais fácil... passar pela janela da casa-de-banho, descer pelo cano e ir para casa de autocarro.
Senin için kolay olmadığını biliyorum ama Daniel'ın aynı çocuk olmadığını aklından çıkarma.
Sei que isto não é nada fácil para si. Mas preciso que tenha em mente que o Daniel, já não é o mesmo miúdo.
Lyle erişmesi kolay olsun diye sırlarını yakınında taşıyor olmalı.
Lyle ia manter os segredos dele por perto, mais fácil para aceder.
Eminim yerinden ayrıldığını kabul etmek onun için kolay olmayacak.
Decerto não será fácil para ele ver-te deslocada.
Tamam. Omuzunun arkasından bakmak zorunda kalmadan etrafında hareket ediyor olman senin için daha kolay olacak. - Evet
Será mais fácil para te movimentares, agora que não tens que te preocupar.
Bugün katılması için birini bulmak çok da kolay bir iş değildi, fakat... çok eski bir tanıdığa denk geldim.
Encontrar alguém para participar no jogo de hoje não foi tarefa fácil, mas encontrei um velho conhecido.
Size itiraf ediyorum ki bir mağaza sahibi olmak bonelerden ziyade kasaturalara alışan bir adam için kolay olmadı.
Assim... cada um de vós terá a sua fotografia tirada pelo Christian para ser emoldurada individualmente e pendurada na galeria.
Jackie Kennedy kolayını bulmuş.
Foi fácil para a Jackie Kennedy.
Senin için, her zaman yaz zamanı ve yaşamak kolay.
Para ti, é sempre verão. A vida é fácil.
Benim için kolay olmuyor.
Não é fácil para mim.
Benim gibiler için kolay olmayacak.
Para os que têm de carregar as suas próprias coisas, não é tão fácil.
Kendime gelmem o kadar da kolay olmuyor.
Nem sempre é fácil para mim.
Etrafımda böbürlenip çalım atmak bu yüzden bu kadar kolay değil mi?
Então é por isso que é tão fácil para ti... andares por aí a pavoneares-te, todo empertigado, não é?
Senin için kolay olmadığını biliyorum.
Eu sei que não é fácil para ti.
Bizim onları ayırt etmemiz kolay, çünkü bu video var, adli tıp bilimi var...
- Pais Natais diferentes. - Foi fácil para nós saber quem é quem, porque temos o vídeo, somos forenses, mas... e se o assassino não conseguiu?
Benim sistemim kolay olacak şekilde tasarlanmıştır. - Tamam.
O meu sistema foi pensado para ser fácil.
Şimdi daha kolay derken kendinden bahsediyorsun, değil mi?
Quando dizes "mais fácil", quer dizer mais fácil para ti, certo?
Çünkü onun için hiç kolay olmadı yani.
porque certamente não foi para ele.
Burtonla birlikte olmasının daha kolay olacağını düşündüm.
Pensei que fosse mais fácil para ele ficar com o Burton.
Keşke sizin için kolay olsaydı.
Gostaria que fosse assim tão fácil para si.
Senin içinde kolay olmamalı.
Sinto muito, sei que também não tem sido fácil para ti.
İş babasını kurtarmaya gelince ahlâk dersi vermesi kolay geliyor tabi canım.
É fácil para ela dar lições de moral, quando tudo o que ela quer é salvar a pele do pai.
Taşıması daha kolay olsun diye için boşalttım.
Esvaziei-a para que fosse mais fácil de carregar.
Her zaman senin için kolay oldu.
Foi sempre fácil para ti.
Ve eğer haklıysak, bunu çözmemiz de kolay olur.
E seria fácil para nós descobrir-mos se estamos certos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]