Param var tradutor Português
1,596 parallel translation
- Demek istediğim param var ve.
- Quer dizer, eu posso pagar.
- Zengin biri değilsin. - Yeterince param var.
Não diria que estou propriamente confiante.
Param var.
Tenho dinheiro.
Param var, düşündüm ki bizi sahile ulaştıracak geçiş kağıtlarını temin edebilirsin.
Tenho dinheiro. Estava na esperança que conseguisses... Esperava que conseguisses uns livre-trânsito para chegarmos à costa.
Atlarım, arabalarım, param var...
Tenho cavalos, carros, dinheiro...
Burada biraz param var.
Aqui tenho algum dinheiro.
- Sende param var.
- E tu tens o meu dinheiro.
Çok param var.
Tenho muito dinheiro.
Ona param var dediğimden beri aramadı.
Não o fez quando lhe disse que tínha o dinheiro para ela.
Benim yeterince param var. O zaman, kendi patronun olurdun.
Tenho bastante dinheiro meu e assim serias teu próprio patrão.
Benim param var.
Eu tenho dinheiro.
Filmi çekmek için param var.
Tenho a dinheiro para fazer o filme.
Kendime yetecek kadar param var.
Tenho meios de me sustentar.
Param var!
- Tenho dinheiro! Por favor!
Biraz daha param var.
Tenho uma surpresa para ti.
Bir cep dolusu param var.
Tenho um bolso cheio dele.
- Daha az önce param var dedin ya, yalancı kaltak.
- Disse que tem dinheiro, está mentindo.
Ve benim param var.
E eu tenho.
Biraz param var.
Tenho aqui algum dinheiro.
Param var.
Eu tenho dinheiro.
O caddenin oralarda biraz param var.
Eu tenho algum dinheiro nas ruas por lá.
Sana paranın ne için olduğunu soracağım ve sen yatırımla falan ilgili bir şeyler kıvıracaksın ve sonra ben şöyle diyeceğim, "Hey, oh, benim biraz param var."
Pergunto-te para que é dinheiro e dás-me uma tanga qualquer que é para um investimento e, depois, eu digo : "Eu tenho algum dinheiro!"
- Evet, ödeyeceğim. Bak, ilk geceye yetecek kadar param var.
Tenho que chegue para a primeira noite.
- Çok param var, Desmond.
- Eu tenho muito dinheiro, Desmond.
Profesyonel birini tutmaya paramız yetmez. Ama fark ettim ki sende bu işe uygun yetenekler var.
Não temos dinheiro para contratar um profissional, mas reparei que tens algumas...
Sadece paramız var diye kızımızı rahatsız etmek için özel dedektif tutmanızın kabul edilebilir olduğuna inanmamızı mı istiyorsunuz?
Quer que acreditemos que contratar um detective privado, para perseguir a minha filha é aceitável, só porque temos dinheiro?
Biliyorsun Elf, kasabanın en zengin ailesi olmasak da yıIda bir kez normal boyutta bir kuş alacak kadar paramız var yahu.
Duende, podemos não ser a família mais rica da cidade mas podemos pagar aves de tamanho normal uma vez por ano.
Düşünüyordum da, bilirsiniz, şimdiden bir sürü paramız var.
Estava a pensar, sabes, já temos muito dinheiro.
Eğer gençliğini çılgınca yaşamak istiyorsan, okuldan sonra buraya uğrayan genç ve güzel çıtırlar var.
Se vais estar a semear algumas das tuas sementes rebeldes, há por aqui muitas miúdas novas que param aqui depois da escola.
Düşünün, Bay Fisher arkanızda oturan iki adam var ve birinden çok korkmanız gerekir. Param nerede?
Pense, Sr. Fisher, há dois homens aqui sentados à sua frente e você devia ter muito medo deles.
Paramı getirmen için 48 saatin var.
Tem 48 horas para me dar o dinheiro.
Ama paramız var.
Mas temos dinheiro.
- Param var.
- Há dinheiro.
- Tam olarak kaç paramız var?
Dinheiro certo, quanto tens?
- Paramız var, rahat ol.
- Nós temos dinheiro, calma.
Bizim paramız var ve biliyor musun?
Nós temos dinheiro e sabes que mais?
- Paramız var mı?
- Temos dinheiro?
- Hiç birikmiş paramız var mı?
- Temos algum dinheiro guardado?
Bir sürü var.
Eles não param de vir!
Bize bir süre yetecek kadar paramız var.
Bem, temos o suficiente para nos aguentar.
Frank, paramıza ihtiyacımız var.
Frank, precisamos do nosso dinheiro.
Param, askerlerim var ve senin sayende insanlar benden korkuyor.
Tenho dinheiro, armas, e um nome que, graças a você, mete medo.
- Taksiye verecek paramız mı var?
- Bem, não tenho dinheiro para o táxi, não é?
O zaman iyi ki bu kadar paramız var.
Bem, então a coisa boa é que temos toda esta massa de pão.
Paramız var.
Nós temos dinheiro.
700 dolar nakit paramız ve dondurulmuş banka hesaplarımız var.
Temos uns 700 em dinheiro e três contas congeladas.
G.tünü kaldırmadan benim paramı kampanyan için kullanmak istiyorsun.. Senin de kıçını gerektiğinde kurtarmak için adamlarına ihtiyacın var Clarence.
Se quer gerir uma campanha com o meu dinheiro a servir-lhe de almofada, tem de dizer aos seus homens que me deixem em paz, Clarence.
Ama hâlâ param yok, ve bu geceye kadar vaktim var.
Agora não tenho o dinheiro, e só tenho até hoje à noite.
Paramız var.
Temos o dinheiro.
Dedim ya param var.
Já disse que eu pago.
Paramız var.
Temos dinheiro.
var mısın yok musun 30
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
param 46
paramount 22
param yok 109
paramı 23
paramı ver 38
param nerede 79
paramı geri ver 31
paramı geri istiyorum 33
paramı istiyorum 62
param 46
paramount 22
param yok 109
paramı 23
paramı ver 38
param nerede 79
paramı geri ver 31
paramı geri istiyorum 33
paramı istiyorum 62