Kısa bir süreliğine tradutor Português
471 parallel translation
Sadece kısa bir süreliğine.
Só por pouco tempo.
Kısa bir süreliğine.
Um pouco.
Kısa bir süreliğine, şüphesiz.
Isso foi apenas por alguns momentos, claro.
Kısa bir süreliğine, sıcaklık rahatsız edici olacak.
Vão achar a temperatura pouco agradável por um periodo de tempo.
Yalnızca kısa bir süreliğine benimle kalın ve eğer tanrılar isterse size bir erkek evlat vereyim.
Só se ficar um pouco comigo e se for a vontade dos deuses, eu lhe darei um filho.
- Evet, kısa bir süreliğine.
- Sim, por um momento.
Sanırım, Dr. Jason'a tekrar gitmeye başlasan iyi olacak, kısa bir süreliğine.
Acho que seria melhor ires falar, novamente, com o D.r Jason, por algum tempo, apenas.
Çünkü buradan, kısa bir süreliğine de olsa uzaklaşmak sana iyi gelir.
Porque te vai fazer bem sair daqui, mesmo que por pouco de tempo.
Dinlenmeye ihtiyacım vardı, ben de kısa bir süreliğine eve gelmeyi düşündüm.
Precisava de descansar, por isso pensei em vir até casa por um tempo.
Bir dakikadan kısa bir süreliğine yok oldu.
Por um ligeiro momento já não existia.
En azından kısa bir süreliğine kendisini çiftliğinin kralı gibi hissedebiliyor.
Pelo menos, por um momento, pode sentir-se como o dono do mundo.
Kısa bir süreliğine.
Por algum tempo apenas.
Adam, kısa bir süreliğine döndüğü bu dünyada farkındadır ki,.. ... ona gönderilmiş olsa da, o ölmüştür.
Ele sabe que no mundo ao qual acaba de regressar por um tempo, só para ser enviado de volta para ela, ela está morta.
Ancak, temkini elden bırakmayıp havanın kısa bir süreliğine açılmasını bekleyebiliriz.
No entanto, posso dizer com um certo grau de segurança... Que podemos esperar um breve período com boas condições.
Kısa bir süreliğine de olsa gelemez mi çavuş?
Ele não pode escapar nem por um momento?
Kısa bir süreliğine de olsa sevinmek hakkımızdır.
Podemos permitir-nos... um breve período de celebração.
Kısa bir süreliğine, bazı kesimler bu bastırılmış ulusların Nazilerin gönüllü ortakları olmak isteyeceklerini düşündü.
Durante breves momentos, parecia que estas nações ocupadas podiam estar dispostas a juntar-se aos nazis.
Kısa bir süreliğine gidiyoruz.
Só vamos demorar um pouco.
Ben, bunu kısa bir süreliğine ödünç alabilir miyim?
- Posso levar isto por algum tempo? - Claro.
Şimdi güç şebekesine giden yüklemeyi kısa bir süreliğine arttır.
Aumenta a carga da rede de corrente pouco a pouco.
Ben'in kısa bir süreliğine ayrılmadığından emin misin? - Hayır, akşam için çıktı.
- Tens a certeza que o Ben não volta?
Görüntü kısa bir süreliğine sallantılı olacak.
A imagem estará tremida por uns instantes.
Siress, bana kısa bir süreliğine izin verebilir misin merak ediyorum?
Ah, er... Siress, terá a gentileza, de dar-me licença por um momento?
Kısa bir süreliğine, sevgili Adrianne.
- Por enquanto, querida Adrianne.
Kısa bir süreliğine.
Por enquanto.
Şey ben... kısa bir süreliğine avluya çıkmam lazım...
Eu tenho só... de ir ao quintal por um momento...
Kısa bir süreliğine New York'a geri döneceğimizi söylediğini sanıyordum.
Pensei que íamos voltar a Nova Iorque por uns tempos.
Günlüğü kısa bir süreliğine alabilir miyim?
Posso ver o diário por um pouco?
Kısa bir süreliğine evinizi almak durumundayım. Ne!
Preciso que me emprestem a casa durante um bocado.
Kısa bir süreliğine de olsa.
Mesmo que seja por pouco tempo.
Tüm birimler, motorları kısa bir süreliğine ateşlemek üzereyiz.
A toda a tripulação, vamos activar os reactores de impulso em breve.
Kısa bir süreliğine?
Ao menos por algum tempo?
- Kısa bir süreliğine aşağıya.
- Lá abaixo.
Aslında, yalan söyledim. Birbirimizi sadece kısa bir süreliğine tanıdık.
Não nos conhecíamos assim há tanto tempo.
Dün, çok kısa bir süreliğine bir berraklık oldu.
Ontem, por um terrível momento, houve um raio de luz.
Hayaletin, onun adamlarını ancak kısa bir süreliğine uzak tutar.
Os vossos fantasmas não o vão afugentar por muito mais tempo.
Sadece kısa bir süreliğine, orada olacağıma söz verdim.
Vou só fazer uma breve aparição, mas prometi-lhe que estaria lá.
Kısa bir süreliğine kafan bomboş olacak.
Vai ficar tudo escuro por um tempo.
Kısa bir süreliğine.
Mas só pouco tempo.
Tamam... eşyalarınızı taşıyorum... ama kısa bir süreliğine.
Concordo... levar carregar com o teu hardware... mas não por muito tempo.
Evet, kısa bir süreliğine.
Sim. Por um minuto.
Belki kısa bir süreliğine gideceğim ama asla sürekli kalamayacağım.
Talvez só para uma pequena visita, mas nunca voltar mesmo para lá.
Sanırım kısa bir süreliğine dikkatim dağıldı.
Penso que me distraí.
Kısa bir süreliğine bekleyebileceğim bir yere.
Um lugar onde possa esperar, apenas por pouco tempo.
Bir savaş gemisi normal uzaya indiğinde, aradaki bağlantı kısa bir süreliğine kesilir. Bunun sebebi enerji kaybıdır.
Quando uma nave de guerra salta para o espaço normal, fica brevemente sem contacto... por causa do dreino de energia.
Kısa bir süreliğine Baker sokağına geri dönmeliyim.
Tenho de ir rapidamente a Baker Street.
Kısa bir süreliğine olmalı.
Devia ser uma vida e tanto.
Ve ben kısa süreliğine burada yokken size öldürücü bir silah daha göstermek isterim, bu silah fazla miktarda kullanılırsa bunlardan biri insanı ölüme götürebilir.
E agora, antes de me ir já embora, gostaria, ainda, de vos mostrar uma outra arma letal, que, se utilizada em grandes quantidades, pode aborrecer uma pessoa até à morte.
Kısa çöpü çeken, bir süreliğine ortadan kaybolur.
Ele vai demorar algum tempo.
Yakınlardaydım ve selam vermeden gitmemin kabaca olduğunu düşündüm. O yüzden kısa süreliğine bir uğradım.
Estava por perto e pensei que seria rude não vir dizer olá, por isso passei por cá.
Çok kısa süreliğine, zevk için gerçek bir insanı öldürme şansı!
Agora, para vosso prazer, só por um tempo limitado têm a possibilidade de matar a um autêntico ser humano vivo.