O da var tradutor Português
18,733 parallel translation
- O da var.
- Claro.
Sonra da güvenli olmayanlarla ne yapacağımız var.
Depois decidir o que fazer com quem não é.
- Arkadaşımın çok ağrısı var da.
O meu amigo está com muitas dores.
Terörle mücadelede teknolojinin rolünü ele almak için General Keith Alexander bizimle olacak. Ama önce, yeni sıkıştırma platformu Pied Piper'ın kurucusu ve CEO'su Richard Hendricks ve Baş Vizyoner Erlich Bachman'la kısa bir röportajımız var.
O General Keith Alexander vai falar de tecnologia e contraterrorismo mas primeiro Richard Hendricks, fundador e DE da plataforma de compressão, Pied Piper e Erlich Bachman, Diretor Visionário.
Gardiyanımızın keskin bir ironi duygusu var ama mantığını da anlıyorum.
Tem um apurado sentido de ironia, o nosso carcereiro. Mas percebo a lógica.
Ford'un ev sahiplerinde sözel tik takıntısı ve anlaşılması zor geçmiş hikâyeleri var ama çoğu konuk sadece vurmak ya da sevişmek için sıcak bir beden istiyor.
Mas embora o Ford esteja obcecado com os tiques verbais dos anfitriões e as suas complicadas histórias de fundo a maioria dos hóspedes só quer um corpo quente para disparar ou foder.
Fenway'daki koltuklar çok dar ve bir çoğunun da kötü bir görüş açısı var!
Os lugares no Fenway Park são demasiados apertados, e muitos deles ficam virados para o centro do campo!
Balığın ya da tavuğun var mıydı?
Serviram-te a galinha ou o peixe?
Cooper'da hazır durumda bir helikopter var ama onlara konum vermem lazım.
O Cooper já tem um helicóptero, mas precisamos dar-lhe a localização.
Cabe, yanında o hazır gıda ısıtma poşetlerinden daha var mı?
Cabe, tens alguma bolsa de aquecimento na tua mochila?
Bu çantalardan birinde Jen ve Ryan için mükemmel bir bebek hediyesi var.
Algures num destes sacos está o presente perfeito para o chá de bebé da Jen e do Ryan.
Bize de aynı şüpheler onda da var mı diye Grigory'nin babsıyla konuşmak kaldı.
Então nós vamos falar com o pai do Grigory, ver se ele tem suspeitas parecidas.
O kadar gıda var ama yenecek hiçbir şey yok.
Tanta comida e nada para comer.
İçleri samanla doldurulmuş, ve ayaklarının altında da.E. Sutton yazısı var.
Os corpos estão recheados de palha, e o nome. E. Sutton estampado na pele.
Toby'e işaret eden tüm kanıtlar babasına da işaret ediyor, ikisi de ldlewild Parkı'na aşina, ikisinin de tecimsel nitelikli patlayıcılara erişimi var.
Todas as provas que apontam para o Toby apontam para o pai. Ambos conhecem Idlewild Park e têm acesso a explosivos comerciais.
Batıda ne var?
O que há no oeste?
Bu gece Bachelor finali var.
Hoje à noite dá o último episódio do Bachelor.
Yukarıda, küçük kilisesindeki iyi vaiz var ya?
O bom pregador lá no alto, na sua pequena igreja?
Lord'un en yeni telefonlarında, son arayanınızın bir sonraki arayanınızı dinleyebilmesi gibi büyük bir sorun var.
Existe um grave glitch no novo telemóvel da Lord Technologies. Que permite que o recetor da última chamada espie a próxima chamada efetuada.
Kuralları çiğneyerek, var olma hakkını da kaybettin.
Ao desrespeitar a lei, perde o direito de existir.
Dünya'yı ele geçirmek için, onu korumakla yükümlü bir kuruluşun içine sızmaktan daha iyi bir şey var mıdır?
Que melhor sítio para eliminar o nosso mundo do que do interior da organização encarregue de a proteger?
- Nevada'da ne var?
- O que é que existe no Nevada?
Üçüncü adamın da ismine ihtiyacım var yoksa onun çocukları da... Kurt,
Vou precisar do nome do terceiro homem, antes que os filhos dele tenham o mesmo destino do Kurt...
Curtis, kardeşinin cinayetinden haberimiz var ve buraya sorumlu kişileri cezalandırmaya geldik, o kadını ve bebeğini incitmene gerek yok. Bırak onu.
Curtis, sabemos a verdade sobre a morte da sua irmã, e estamos aqui para punir os homens responsáveis, por isso não tens de ferir esta mulher e o seu bebe.
Sadece gece avlandıkları için sıradaki kim onu bulmamız için birkaç saatimiz var.
E elas só caçam à noite, o que nos dá algumas horas para descobrir quem é o seguinte.
Çalışanlarda ismi Marlene olan tek bir kişi var o da tatilde.
Só há uma pessoa entre os empregados chamada Marlene, mas ela está de férias.
Moses ve Aaron var. Çubukları ve değnekleri çeşitli mucizevi güce sahipti Mısır'da.
Temos o Moisés e o Aarão, as suas varas e bordões tiveram vários poderes milagrosos, durante as pragas do Egito.
Var.Candace'in babasıyla evlenmelisin.
Vais casar com o pai da Candace.
Ve beş tane otomobil galerisi var. Kemerine bakmak için başını eğdiğinde gür saçlarını görebilirsin.
E tem cinco concessionárias, não é careca e, quando se abaixa, dá para ver o cinto.
Bu da demek oluyor ki özsaygım var.
O que significa que agora tenho auto-estima.
Dışarıda da mutfaklı bir bahçemiz var. Bir de tenis kortuna giden çim bir yol.
Oh, lá fora é o jardim cozinha, com relvados convencionais em direcção a um campo de ténis.
Amerika'daki demiryollarında otuz yılımı geçirdim ve kanıtlamak için belgelerim var.
Trabalhei 30 anos nos caminhos-de-ferro da América e tenho os contratos que o provam.
Bu öküzden iki kat fazla aklın var.
Sem dúvida, tens o dobro da inteligência daquele grande boi.
Charles'ın yardımıma ihtiyacı var.
O Charles precisa da minha ajuda.
- Charles'ın yardımına ihtiyacı var.
O Charles precisa da tua ajuda.
- Dagger da var. - Onları durdurmalıyız.
- Incluindo o Dagger.
Sadece bir tane var o da bende.
Há só uma e eu fico com ela.
Bilmediğin bir şey var o da Bay Blackwood cesetleri kendisinin çıkarması için ısrar edip durdu.
O que eu sei e vocês não é que o Sr. Blackwood estava determinado a exumar aqueles corpos sozinho.
Sadece bir anahtar var o da bende.
Há só uma e eu fico com ela.
Madenci çocuk haklı, çok kumtaşı var.
O fulano da pedreira tinha razão. Há aqui bom arenito.
Ayrıca Taç Giyme Töreni'nden önce Kabine'den destek isteyebileceğiniz başka bir konu daha var. Bu halledemediğim ve beni içten içe yiyip bitiren bir hadise.
Também há um breve momento antes da coroação em que também poderia mobilizar o apoio do Gabinete pela outra coisa que me foi negada e que atormenta meu coração.
Rutger'ın maçı var.
Está passando o jogo da Rutger.
Ben de numarası da var.
Peguei o telefone dela.
Büyük babamın söylediği bir şarkı var, Ve o şarkıda da bir soru :
Há uma velha canção que meu avô costumava cantar, que tem uma pergunta :
Bilge bir adam bir keresinde bana "Çok sayıda son var ama doğru olan, senin seçtiğindir." demişti.
Uma vez, um sábio disse-me que há muitos fins. Mas o certo é o que escolhes.
Araya giriyorum ama çekirdeğin iki atlayışı da yapacak gücü var.
Se me posso meter o núcleo tem eletricidade para ambos os saltos.
Dışarıda neler oluyor, haberin var mı?
Por acaso, sabes o que está lá fora?
Yani Elçiler bulmadan önce Önemli'yi bulmak için 11 ayımız var.
Isso dá-nos 11 meses para encontrar o Primário antes dos Mensageiros.
Coco'nun katilini bulmak ve bunun uluslararası bir facia olmasını önlemek için küçük bir şansımız var.
Temos uma pequena janela para encontrar o assassino da Coco e evitar que isto se torne num incidente internacional.
Evet, ayrıca "Elma ye, meditasyon yap sigarayı bırak" da var.
Sim, também, comer maçãs, meditar, Reduzir o tempo de charutos.
Saat 10'da yüksek mahkemede uzlaşma toplantınız var.
Tens a reunião de acordo com o tribunal de Chancery às 10h.
o da ne 669
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da yok 16
o da ne demek 78
o da iyi 30
o da burada 16
o da nedir 79
o da dedi ki 42
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da yok 16
o da ne demek 78
o da iyi 30
o da burada 16
o da nedir 79
o da dedi ki 42
o da beni seviyor 25
o da 410
o da bana 49
o da nesi 25
o da kim 286
o da gitti 18
o da mı 21
o daha bir çocuk 37
o da kimdi 18
o da doğru 23
o da 410
o da bana 49
o da nesi 25
o da kim 286
o da gitti 18
o da mı 21
o daha bir çocuk 37
o da kimdi 18
o da doğru 23
o da ne öyle 27
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da neydi 223
o da nereden çıktı 18
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da neydi 223
o da nereden çıktı 18
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16