English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ O ] / Onunla kal

Onunla kal tradutor Português

756 parallel translation
Çavuş Hawkins buranın komutası sende. Onunla kal. Masandan ayrılma.
Sargento, fique de guarda.
Onunla kal. Masandan ayrılma. Telefonlara cevap verme.
Hawkins, não saia desta mesa nem atenda ao telefone.
Eğer bana kim olduğunu söyleseydi, onunla kalırdım.
Se me tivesse só dito quem era, tinha ficado com ele.
Onunla kal.
Fica com ele.
Onunla kal Pete.
Para cima com ele, Pete.
Carl ambulans gelinceye kadar onunla kal.
Carl, fica até chegar a ambulância.
Ringo çıkıp geldi. Kate de onunla kalıyor.
O Ringo surgiu de repente e a Kate está com ele.
- Onunla kal.
- Fique ao pé dele.
Onu makinelinin yanındaki ikinci sipere götür ve onunla kal.
Mete-o naquela trincheira que fica para Iá da casamata. E fica com ele.
Ben onunla kalırım ve Coarse Gold'ta sizinle buluşurum. Önden gidin.
Ficarei com ela e os verei no Coarse Gold.
Artık annenin yanına dön ve onunla kal.
Vá, agora vai ter com a tua mãe.
Onunla kal!
Mantém-nos na mira!
Sen onunla kal.
Fica com ela.
Neden onunla kalıyorsun?
Por que você fica com ele?
- Ben onunla kalıyorum.
Eu vou ficar com ele.
- Onunla kal.
Está a virar.
Onunla kal.
Siga-o.
- Doktor, onunla kalın.
- Fique com ela, Doutor.
Onunla kal, Bones.
Acompanhe-a, Bones.
Bones, onunla kal.
Bones, fique com ela.
Onunla kal.
Fica com ela.
- Ben onunla kalırım.
- Eu fico com ele.
Sen onunla kal.
Não a largues.
Onunla kal.
Fiquem com ela.
Onunla kalın.
Fiquem com ele.
Kahretsin! Onunla kal!
Quer ficar aqui... na sepultura com ele?
Onunla kalıyorum.
Estou em casa dele.
Tamam, ama onunla kal.
Está bem. Fica tu com ele.
Ben dönene kadar onunla kal.
Ficai aqui com ele até eu regressar.
Sen onunla kal, Brian, hemen geri döneceğim, tamam?
Fique com ele, Brian, volto, está bem?
Onunla kal.
Fique com ela.
Onunla kal!
- Já está! - Vá com ela!
Siz burada kalıp onunla ilgilenin.
Tu ficas aqui e cuidas dele.
Varville Baronu bu locaya geliyor. Kalıp onunla tanışacağım.
O Barão de Varville vem para aqui, e vou ficar para o conhecer.
İlk aylar, annem üst katta kalıyordu. Onunla tavanı vurarak konuşuyorduk.
Durante os primeiros meses a minha mãe continuava lá em cima, e nós conseguíamos falar um com o outro através de pancadas.
Bazen gösteride bir hata yaptığımızda, kalıp onunla prova yapmamı istiyor.
Às vezes quando erramos no espectáculo, ele pergunta-me se posso ficar e ensaiar com ele.
Kalıp onunla karşı karşıya gel.
Fica aqui e anda aos tiros.
Ben kalmazsam kim kalır ki onunla?
E se eu não ficar com ele, então quem irá?
Hiç durup düşündün mü bilmem, belki de sürekli kaçarak... kalıp onunla savaşmaktan daha fazla çaba harcıyorsundur.
Já parou para pensar que se calhar é mais cansativo... continuar a fugir do que parar e combatê-la?
Şey, bak, eğer kalırsan, onunla buluşma şansına kavuşursun çünkü Ed onu buraya getiriyor.
Se ficares, poderás conhecê-la, o Ed vai trazê-la. - Para aqui?
Kastettiğim şuydu, ne zaman çekici bir kadınla karşılaşsam... onunla sevişmeyi istemiyormuşum gibi davranmak zorunda kalırım.
O que quiz dizer é, quando conheço uma mulher atraente tenho de começar a fingir que não tenho desejo de fazer amor com ela.
Artık onunla ilgili çok kalın bir dosyanız olmuştur.
Já devem ter um relatório bem espesso...
Onunla kalın.
A ambulância vai a caminho. "
Onunla dost kal.
Mantém-te amigo dele.
Kalıp onunla konuşmak istiyorum.
Eu quero ficar agora, para tentar falar com ele.
Onunla sonsuza dek o koridorda kalırsın.
Ficará preso no corredor para sempre, com ele.
Bana kalırsa onunla yarın saat 3'te görüşmelisin.
Pode conhecê-lo amanhã às três da tarde.
- Onunla içeri girin ve orada kalın.
- Entrem, também, e fiquem lá.
- Saçları ıslandığı zaman... - Onunla hiç yalnız kalıyor musun?
Alguma vez estás sozinho com ela?
Onunla bir anlaşma yapabilirim ve otelimde bende kalır!
Posso fazer um acordo com ele, e manter o hotel!
Tony, onunla kal.
Vamos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]