Perşembe günü tradutor Português
842 parallel translation
Perşembe günü hiç kimse yoktu.
Na Quinta-feira não apareceu ninguém.
- Perşembe günü evleniyorum.
Vou-me casar na quinta-feira.
Alayımız Perşembe günü yola çıkıyor.
O regimento parte na quinta-feira.
"Olağanüstü Elçi, perşembe günü 17 : 20'de tam yetkiyle geliyor."
" Enviado Extraordinário chega quinta-feira 17 : 20, com poderes totais.
Her şey perşembe günü bitmiş olacak anladığım kadarıyla.
Sei que tudo terminará na quinta-feira.
Perşembe günü bitmiş olacak.
Tudo terminará na quinta-feira.
Perşembe günü sona erecek olan tek şey dava.
A única coisa que vai terminar na quinta-feira é o processo.
Perşembe günü boş musun?
Tem compromisso na quarta?
Perşembe günü İsveç'e giden bir uçağımız var.
Temos um avião que parte na quinta para a Suécia.
Perşembe günü Minneapolis'te. Yarın yapalım.
Ela vai para Minneapolis na terça e é melhor deixarmos para amanhã.
Yanılmıyorsam, Perşembe günü.
Quinta feira, se não estou errado.
Gladys perşembe günü arkadaşlarıyla bana katılacak.
Eu vou para a minha casa de campo em Selby, amanhã. Convenci Gladys a juntar-se a mim, com uns amigos, quinta feira.
Adama bak, perşembe günü pazar gezintisine çıkmış.
É quinta-feira, e encontramos um condutor de domingo.
- Olay Perşembe günü olmuştu.
Você magoou-se na quinta.
- Onunla kalacaktım ancak Perşembe günü ölmüş.
Ia ficar com ele, mas morreu na quinta-feira. Céus, que inapropriado.
Perşembe günü tam üç ay olacak.
Sim. Faz precisamente três meses na 5ª feira.
Au revoir hayatım, unutma, perşembe günü açılışıma geliyorsun.
Au revoir, querida. Não te esqueças, virás à minha estreia, Quinta-feira.
Perşembe günü kalkıyor.
Sai na 5ª feira.
Perşembe günü, kaçta?
Na quinta, quando?
Perşembe günü gemiyle yola çıkıyorsun.
Vai-se embora na quinta-feira.
Buradaki işimden Perşembe günü istifa ettim.
Me demiti de meu emprego aqui na quinta-feira.
Eğer hemen La Grange'e gidebilirsem perşembe günü yola çıkarız.
Vamos ver. Se eu voltar a La Grange de imediato poderiamos marchar na 5a feira
O gazete Cumartesi günü yayınlanıyor, ama Perşembe günü baskıya giriyor.
Esse jornal sai aos sábados.
- Perşembe günü gidiyoruz.
- Quinta-feira estaremos no carro.
- Sanırım Perşembe günü dönecekmiş.
Acho que volta na quinta.
Perşembe günü saat beşte, Bahçelerde.
5 : 00, quinta-feira, os jardins.
Grantville'de, parkta, çeşmenin yanında Perşembe günü, tanışmıştık.
Conhecemo-nos no parque de Grantville. Ao pé da fonte. Numa Quinta-feira.
Peder, Neden Perşembe günü kiliseye geliyoruz?
Porque é que temos culto a uma terça?
İlk konvoy yükleme yapıldı, personel Perşembe günü gemiye biniyor.
O primeiro comboio já está guarnecido. A tripulação embarca na quinta de manhã.
Perşembe günü Washington Park'ta yalınayak gezmedin. Neden?
Não quiseste andar descalço no parque de Washington Square.
Sizi Perşembe günü bekliyorduk.
Esperámos por vocês, quinta-feira.
-... o zaman ben de perşembe günü Robinson'ları davet ederim!
-... então convido todos os Robinson para quinta-feira!
Bak, Bayan Colbert Perşembe günü geri dönecek.
A Sra Colbert só vai voltar na quinta-feira.
Perşembe günü oynarız.
Brincamos na quinta-feira.
Gerisi perşembe günü.
Na quinta-feira fazemos o resto.
Perşembe günü görüşürüz, terbiyesiz kadın.
Então, até quinta-feira.
- Perşembe günü.
- Na quinta-feira.
Perşembe günü ilk iş.
Será a primeira coisa que faremos na quinta-feira.
Ben de tecavüzcü. Perşembe günü.
E eu serei a Violação, na quinta-feira.
Perşembe günü.
Certo, na quinta-feira.
Sir Harold ve büyüleyici eşi Leydi Clark, 5 Mayıs, Perşembe günü burada olacaklar.
Sir Harold e a sua encantadora esposa, Lady Clark, irão chegar na quinta-feira, dia 5 de maio.
Çamaşır parasından keseriz Perşembe günü çorap giymeyiz.
Reduziremos gastos com a lavandaria. Não usaremos meias às quintas-feiras.
Ya perşembe günü kiliseye gidersin ya da benim yüzüme bir daha bakamazsın.
Ide quinta-feira à igreja, ou nunca mais me olheis na cara.
Perşembe günü Georges Richemond.
Quinta, Georges, Richemond. Anotado.
Bazıları bir şeyler verdi, bazıları ise vermedi. Perşembe günü Bay Perks'in doğum günü hediye vermek ister misiniz?
Algumas pessoas eram gentis e outras eram cruéis.
Aslında önümüzdeki perşembe doğum günü partisi veriyorum.
Na verdade, dou uma festa de anos na quinta-feira.
Perşembe babamın doğum günü.
O pai faz anos quinta-feira.
Perşembe günü, setin orada.
Quinta, na marginal.
Perşembe günleri yemeği asla kaçırmaz Bütün hafta bu günü bekliyor.
Esperei a semana inteira.
Persembe günü tekrar gelmemi istedi.
Volto lá na quinta-feira para as análises.
Elbette, perşembe büyük günü.
Quinta-feira é o grande dia dele.
günü 31
günün nasıl geçti 55
günün nasıldı 39
günün sonunda 21
günün birinde 59
günün iyi geçti mi 23
gününü göreceksin 16
günümüzde 29
perşembe 162
günün nasıl geçti 55
günün nasıldı 39
günün sonunda 21
günün birinde 59
günün iyi geçti mi 23
gününü göreceksin 16
günümüzde 29
perşembe 162