Pes tradutor Português
18,729 parallel translation
Pes etmeyeceğiz.
Nós não vamos desistir.
Pes etme, tamam mı?
- Mantém-te firme, está bem?
Evet. Aiden öldüğü zaman Jackson Meydanı'nda günlerce oturup yüzüğü çıkarmaya cesaret edebilirdim pes edebilirdim sanırım benim bir tarafım bir daha asla öyle mutlu olamayacağımı biliyordu.
Quando o Aiden morreu, houve dias em que me sentava na Jackson Square a desafiar-me a tirar este anel.
- Pes mi ediyorsun?
- Estás a desistir?
Şimdi bu bilgiyle beraber benim mücadele etmeden pes etmeyeceğimi bildiğinize güveniyorum.
E confio que, agora que vocês conhecem este ponto de vista, saibam que eu não desisto sem luta.
Son şans, Malcolm. Pes et!
Última oportunidade, Malcolm.
Birimiz pes etmeli yoksa bu yıllar sürecek.
Uma tem de desistir, ou isto vai durar eras.
Bir aksilik yaşadık, ama pes etmiyoruz. Aksilik mi?
Tivemos um contratempo, mas não desistimos.
Sen asla pes etmiyorsun çünkü.
Não desistes.
Mücadele etmeye devam etmemi, pes etmememi umudumu kaybetmememi söylüyordunuz bana.
A dizerem-me para continuar a lutar. Para nunca desistir. A dizerem-me para ter esperança.
Sen asla pes etmezsin!
Nunca desistes!
Şu an pes edeceğine inanmak istemiyorum!
Eu recuso-me a acreditar que vais desistir agora!
Hadi ama, zor göründüğünü biliyorum ama pes edemeyiz.
Então, eu sei que parece difícil, mas não podemos apenas desistir.
Yani ya Thomas Edison pes etseydi?
E se o Thomas Edison tivesse desistido? O que é isso?
Unutma James asıl, pes edersen başarısız olursun.
Lembre-se, James. O único fracasso é desistir.
- Asla bulamayız. - Pes etmek mi istiyorsun?
Nunca a encontraremos.
Bak, bilesin diye söylüyorum, pes etmedim.
Só para que saibas, eu não desisti.
Daisy karşı koymadan pes etmeyecek kadar güçlü.
A Daisy é forte demais para ceder sem dar luta.
Sen neden öylece pes ediyorsun?
Como podes desistir?
Pes etmiyorum ki.
Não estou a desistir.
Ne kadar küçüldük, nüfuzumuz ne kadar azaldı... teslim olmaya, pes etmeye, geri çekilmeye,..
Como pequenos ficámos. Como a nossa grande influência declinou quando decidimos ceder, sucumbir, recuar, para sermos comodistas e conformistas.
Tam da şimdi, sorumluluğun ve suçlu bir vicdanın yüküyle karşılaştığın anda pes edersen sen ne zaman büyüyeceksin?
Se desistir agora, que enfrenta o fardo da responsabilidade e a sua consciência culpada, quando vai crescer?
- Pes etmeyeceksin, demi?
E você não desiste pois não?
Pes etmem.
Eu não vou desistir.
Hep bu kadar çabuk mu pes edersiniz?
Desiste sempre assim tão facilmente?
En azından Cami kaybedeceğini bildiği halde pes etmedi.
Pelo menos, a Cami morreu a lutar.
Kadınların hepsi peş peşe darağacının önünde dizilmiş.
Elas foram levadas para o cadafalso, todas em fila.
Bu masum ruha yaptıklarınız için onun ayaklarına kapanacaksınız.
Vais implorar aos pés dela pelo que fizeste a esta alma inocente.
Kendini asmak için kullandığı ipin uzunluğu üç metreymiş ayakları ise yerden yirmi beş santim yüksekteymiş.
A corda com que se enforcou mede três metros e os seus pés estão a 30 cm do chão.
Babam, ayak izlerini laboratuvara gönderdi ama ikimiz de dev pençeli bir kurt adam ayağının nasıl bir çift spor ayakkabıya dönüştüğüne şaşırmış durumdayız.
Meu pai pôs o laboratório a trabalhar nas pegadas dos pés, mas estamos os dois um pouco mistificados como pés com garras de lobisomem gigante voltam para umas sapatilhas.
Bence bir sürü ortak görüşümüz olduğunu keşfedeceğiz.
Creio que vamos descobrir muito solo comum por baixo dos nossos pés.
Aniden ayaklarım merdivenden kesildi.
De repente, os meus pés estavam lá mas as escadas, não.
Ketolorac. Olası yan etkilerinin içinde eller ve ayaklarda şişme iştah artması ve enfeksiyon riski var. Güzel, güzel, güzel.
"Ketorolac, efeitos colaterais incluem : suor nas mãos e pés, aumento de apetite, infecções e alucinações".
Aradığım cennet yukarıda değil daha ziyade ayağımızın altında.
- Cavar? O paraíso que procuro não está em cima, mas por baixo dos nossos pés.
Pes etme. Şüphelerini bir kenara bırak.
Largue as suas dúvidas.
Akciğerlerimde, tepemden tırnaklarıma kadar yer etmiş
Nos meus pulmões E até aos meus dedos dos pés
Pekâlâ, Judd'lar! Paytak paytak yürüyün bakalım.
Muito bem, Judds, toca a arrastar os pés.
Bu şehirde sadece tepeden tırnağa kot kıyafet giyenler alkol satın alabilir. - Ne? Bu yasayı kim çıkardı be?
Nesta cidade só podem comprar álcool se estiverem vestidos com ganga da cabeça aos pés.
# Herkes adım atıyor benimle... # #... dünya ile gökyüzü sarsılırken. # # Esen meltem gibiyim... # #... elleyemezsin bana. # # Uçar giderim, kafama estiği gibi... #
Todos batam os pés comigo porque a terra e o céu balançam sou como uma brisa não consegue tocar-me continuo a voar para longe faço o que quero é difícil agradar-me
# Toprak gibi serttir ayaklarım oysa ki. #
Os meus pés estão rígidos como a terra
Resmi olarak takımadalara adım atmış bulunuyorum.
E eu oficialmente pus os pés num arquipélago alternativo.
Ayaklarım bir serçe gibidir.
Os meus pés são como pardais.
Uçun ayaklarım.
Voem, pés.
Ayaklarını da bu battaniyeyle örtebiliyorlar, birlikte.
Com a manta e os pés levantados. Juntos.
Anlaşıldı. Komiserim seninle konuşmak istiyor. Bu taraftan.
Eu e tu sabemos que, um dia, terás de voltar a pôr os pés na terra.
Biliyor musunuz, Boston Baş Piskoposu Harvard'ı ziyaret ettiğinde ayaklarını hiç yıkamadığını söyleyerek övünürmüş?
Sabia que quando o Arcebispo de Boston visitava Harvard... andava a gabar-se por não lavar os pés?
Paskalya'da, ayak yıkayıp öpme ayininde ya Boston Baş Psikoposu seçilirse diye herkes dehşete kapılırmış.
Na Páscoa, na cerimónia do lava-pés, todos morriam de medo do Arcebispo de Boston ser o escolhido.
100.000 fit yukarı doğru.
Até aos 100 mil pés.
Bir keresinden kafasını tabure gibi kullanmak istediğini söylemiştin.
Um dia disseste que querias a cabeça dela como um banquinho para os pés.
Meraklı bir çocuk olarak.. .. fikirlerle dolu bir genç olarak.. .. veya dünyanın ayaklarının altında olduğu bir kadın olarak..
Como uma criança cheia de curiosidade, uma adolescente cheia de opiniões, ou uma mulher com o mundo a seus pés.
.. muhtemelen buraya hiç adım atmamış olmayı diliyordur.
Neste momento, deve estar a desejar nunca ter posto os pés no Bairro.
peşin 24
pes etme 62
peşinden 16
peşindeyim 30
pes ettim 35
pes ediyorum 148
pes et 30
peşinden git 37
peşinden gidin 48
peşimden gel 17
pes etme 62
peşinden 16
peşindeyim 30
pes ettim 35
pes ediyorum 148
pes et 30
peşinden git 37
peşinden gidin 48
peşimden gel 17