Sadece seni tradutor Português
5,143 parallel translation
Sadece seni kullanıyorlar, doğru mu?
Sabem que estão só a usar-vos, não sabem?
Dölün sadece seni zehirlesin, orospu çocuğu!
Reter o sémen só irá envenenar-te, seu filho da puta!
Bak, onlara sadece seni getirmelerini söylemiştim.
Olha, eu... Disse-lhes para te trazerem.
Seni arama ekibinde istemememin sebebi Peter değildi. Sadece seni...
Não foi por causa do Peter que não vieste connosco.
Sadece seni.
Apenas tu.
O sadece seni bırakacak.
Dá-me uma boleia.
Ben zaten sadece seni görmek istemiştim.
Só queria mesmo ver-te.
Biliyorsun sadece seni göreve daha çabuk döndürmek istiyorum.
Só te queria pôr ao corrente.
Ah, sadece seni istiyorum.
Quero-te.
Ben sadece seni korumaya çalışıyordum.
Só estava a tentar proteger-te.
Özellikle ada olmasına gerek yok, sadece seni rahatlatacak bir yer düşün.
Não tem que ser uma ilha, pode ser qualquer lugar que te relaxe.
Sadece seni burada yaşamaya devam ederken görmek içimi ısıtıyor AARP kalabalığına alışman.
Fico feliz por encontrares o teu lugar aqui dentro, junto da Associação Americana de Reformadas.
Sadece seni öyle göremiyordum.
Não te consigo ver daquela maneira.
Ben sadece seni doğruya götürebilirim.
Só faço mostrar-te a verdade.
O kısa yol, sadece seni önceki hamlene geri getirir. Gördün mü?
Este atalho serve para actividades recentes.
Sadece seni tanımıyorlar.
Só não o conhecem.
Hayır şapşal, sadece seni hava kilidine soktuk.
Não, passou por uma câmara de vácuo.
- Sadece seni kimin gönderdiğini bilmiyorum.
- Quem me enviou?
- Sadece seni korumaya çalışıyorum.
Só estava a tentar proteger-te.
Gelme nedenim sadece seni ve anneni kontrol etmek değil.
Emmy não vim só saber de ti e da tua mãe.
Ben sadece... düşündüm ki, seni görüp hiçbir şey söylememem tuhaf kaçacaktı.
Achei que seria estranho vê-lo e não dizer nada.
Hey, bak, kimse seni suçlamıyor, tamam mı? Sadece neler olduğunu bilmek istiyoruz.
Só queremos saber o que é que aconteceu.
Sadece... Seni gördüğüme şaşırdım.
Apenas surpresa por te ver...
Sadece buradan gidiyorum... Bu seni... Seni sevmediğim anlamına gelmaz.
Só porque me vou embora... não significa que... eu não goste de ti.
Sadece bir dakikam var, ama seni bodruma zincirlemediklerinden emin olmak istedim.
Só tenho um minuto, mas queria garantir que não estavas preso na cave ou assim.
Seni izleyeceğim. Sadece ben de değil.
E não sou o único.
Seni koruyabiliriz. Ben sadece bir subayım.
Podemos proteger-te.
Tamam, peki. Sadece... seni duymadım.
Está bem, então.
Bu sadece, seni sakinlestirecek, tatlim, ama endiselenme.
Isto só vai acalmá-la, querida.
Bu oyun benim için gerçekten bir dönüm noktasıydı çünkü hayatta sadece kendine güvenebileceğimi öğrendim, aslında... başkalarına güvenemezsin anlamında değil ama evet, dediğim gibi hayatta seni yarı yolda bırakmayacak tek kişi sensin.
O jogo foi mesmo o ponto de viragem para mim porque eu acabei por aprender que na vida só podes confiar em ti próprio... não no sentido de que não podes confiar nas pessoas mas sim que a única pessoa que nunca te vai desapontar és tu mesmo.
Elaine sadece bilmeni isterim ki seni her zaman kızım gibi gördüm ve geçen hafta olan biten her şey bunların seni incitmesini hiç istemedim.
Tu sabes, Elaine, eu só quero que saibas que... Eu sempre pensei em ti como uma filha. E tudo o que aconteceu nesta semana que passou,
Sadece bilmeni istiyorum. Seni korurum.
Eu só que saibas que te tenho protegido.
- Bunu görmen için sadece Will Graham'in seni öldürmeyi denemesi mi gerekti?
E para isso foi apenas preciso que o Will Graham te tentasse matar? Sim.
Ben sadece... Seni hafifçe dürtüyorum.
Estou apenas... a dar-te um pequeno empurrão.
Sadece annemle seni ne kadar sevdiğimi bilmenizi istiyorum.
Só quero que tu e a mãe saibam que vos adoro muito.
Seni oradan çıkaracağım. Sadece -
Vou tirar-te daí.
Ben seni sadece parasını aldığım için dinliyorum.
Apenas te estou a ouvir porque estou a ser pago.
Seni buraya sadece Virginia'yı ateşle diye çağırdım.
Só te convidei para irritares a Virginia.
Seni bulduğumda açlık çekiyordun ve yalnızdın, sadece ölmeyi bekliyordun.
Quando te encontrei, estavas faminta, sozinha, à espera de morrer.
Sadece sirk de seni istiyorsa evden kaçıp sirk ekibine katılabilirsin.
Só se pode juntar ao circo, se o circo o quiser.
Hayır, biz sadece güç savaşından kendimizi uzak tutarak yaşamaya çalışıyoruz. Seni anlıyorum.
Queremos apenas ficar longe da luta pelo poder que se vê lá fora.
Eğer doğruluğundan şüpheniz varsa, seni temin ederim ki Ajan Keen sadece çalışkan ve özverili bir ajandır.
Se está a tentar contestar a integridade dela, garanto-lhe que a Agente Keen tem sido uma agente muito séria.
Elimden sadece, seni o gemiye bindirmek gelir.
O que posso fazer é arranjar-te um lugar na nave.
Sadece bize izin ver, testlere bir göz atalım ve seni rahat bırakalım.
Deixe-nos ver os exames e deixamo-la em paz.
Sadece üzgünsün çünkü o adamın ölümü, o çocuğun o kadar genç yaşta babasının ölümünü görmesi seni can evinden vurdu.
Só está aborrecido porque esta morte o atinge de forma muito pessoal. Ver um menino perder o pai numa idade tão tenra.
Hayır, sadece bir mesajım olacak, uçağın S.H.I.E.L.D. ile müttefik olan bir ülkenin üzerinden ilk geçtiğinde seni vurup düşüreceğiz.
Assim que a sua aeronave sobrevoar um país aliado da SHIELD, abatemo-lo em pleno ar. Então, é uma chamada de cortesia.
Şuan ve gelecekteki tüm o yıllar için Mome rath'lar veya... karanlık büyücülerle savaşacak olsak yada hiçbirşey yapmayıp sadece oturup bulutları gökyüzünde izlesek bile Seni daima seveceğim
Para agora e para os anos vindouros, mesmo lutando contra os Mome Raths ou contra feiticeiros do mal... ou apenas a ver as nuvens a passar no céu, eu amar-te-ei.
Ama seni temin ederim bu sefer sadece doğrular yazılacak.
será tratada com justiça.
Sadece seni öldürebilseydim!
Se ao menos te pudesse matar!
Sadece laf olsun diye soruyorum, Annenin sevgilisinin seni aklından itmesi, çok güçlü olduğundan dolayıdır.
Digamos que... o namorado da tua mãe retirou-te da sua cabeça.
Sadece beynindeki bilgileri aktarıp, sonra seni öldüreceğim.
Vou só tirar o conteúdo do teu cérebro e matar-te.
sadece senin 16
sadece senin için 20
seni çok seviyorum 321
seni seviyorum 4697
seni çok özledim 187
seni 1182
seni görmek istiyorum 81
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
senin adın ne 311
sadece senin için 20
seni çok seviyorum 321
seni seviyorum 4697
seni çok özledim 187
seni 1182
seni görmek istiyorum 81
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
senin adın ne 311
seni anlamıyorum 181
senin 814
seni seviyorum baba 42
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
seni gördüğüme sevindim 550
seni seviyorum anne 35
seni çok özlüyorum 22
seni özledim 350
seni bekliyorum 106
senin 814
seni seviyorum baba 42
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
seni gördüğüme sevindim 550
seni seviyorum anne 35
seni çok özlüyorum 22
seni özledim 350
seni bekliyorum 106