English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Sadece senin için

Sadece senin için tradutor Português

1,363 parallel translation
Lex, sadece senin için en iyisini istediğimizi biliyorsun.
Lex, tu sabes que só queremos o melhor para ti.
Bunu sadece senin için yazdım, Jackie.
Escrevi isto só para ti, Jackie.
Nasıl istersin mesela, senin şu.... kalçalı, seksi, lezzetli.. .. zarif, modern, pahalı... fotoğraf çekimlerini... sadece senin için olacak?
Não gostavas que eu arranjasse a tua própria muito na moda, muito sexy, mas de bom gosto muito elegante, muito moderna, muito cara sessão de fotografias, só para ti?
- Sadece senin için en iyisini istiyorum.
- Eu quero o melhor para o teu futuro.
Sigara içmek sadece senin için değil hepimiz için zararlı.
Fumar não é só mau para ti, mas também para todos nós.
- Sadece senin için, canım.
- Por seres tu, querida.
- Kusma. Sadece senin için birkaç seksi şey, Carl.
Algo sexy especialmente para você, Carl.
- Sadece senin için öyle gülüyorum.
- Só sorrio assim para ti, miúda.
Çünkü sadece senin için güzelim.
É só para ti que eu sou bela.
Rachel, sadece senin için endişeleniyorum.
Rachel, só estou preocupado consigo.
Onları güzel ve özel yaptım sadece senin için.
Eu os farei agradáveis e lindos, somente pra você.
Sadece senin için mi?
- Não. - Não? É tudo para ti?
Ve bu sadece senin için.
E faço-o por ti.
Sadece senin için bir film yapmak istiyorum.
Quero fazer um MV só contigo.
Ben sadece senin için özel bir müzik videosu yaptım ve e-mail yoluyla gönderdim.
Só fiz um vídeo de música especial para ti, e mandei-te pelo email.
Terkedildim ben de bugün. En kötüsü ise bunun beni ne kadar üzdüğünü babama söyleyemiyorum bile çünkü sadece senin için üzülmem gerektiğini düşünecektir.
E nem sequer posso dizer ao meu pai que estou em baixo com isso, pois ele pensará que só devia estar triste por si.
Sadece senin için sorun olur.
Acho que tudo ficaria bem, menos tu.
Sadece senin için değil, laboratuar için.
Não só quanto a ti, mas também quanto a este Laboratório?
Bunu sadece senin için yaptığımı bilmeni istiyorum.
Quero que saibas que só estou a fazer isto por ti.
Benim için yeterince şey yaptın! Sadece senin için yapmıyorum.
Não estou a fazer isto por ti.
Nihayet senin yanına gelebildiğim için biraz rahatladım sadece.
- Porque não me podias abordar?
- Hey. Bu senin için sadece bir başlangıç.
- Isto é só o começo para ti.
Evet, sadece senin bir ilişkiye girmek için hazır olmadığını söyledi.
Sim, disse que não estavas pronta para uma relação.
Bu senin için sadece yeni bir teknolojiyi elde etmenin ötesinde bir şey.
Para ti, isto e mais do que conseguir nova tecnologia, nao e?
Sadece benim için değil, senin içinde.
Não apenas eu, tu também.
Ve seni görmek için evinden kaçtı senin hakkındaki düşüncesini söylemek için ya da belki sadece hak ettiğin şeyler yüzünden seni dövmüştür.
E saiu de casa naquela noite para se encontrar contigo, e para te dizer o que pensava de ti, ou talvez para te dar a sova que merecias.
Sadece senin mutluluğun için Allah'a dua ediyorum.
- Eu só rezo pela tua felicidade.
Ve biliyorum ki dışarıda insanlar var... senin için daha iyi olabilecek... sadece... sana ne istiyorsan verebilecek.
E sei que existem pessoas que seriam melhores para ti... e que te dariam o que procuras.
Senin için sadece güzel bir yüz müyüm?
Achas que eu sou apenas uma carinha bonita?
Bana sadece ne istediğini söyle ben de senin için öyle olayım.
Diz-me o que queres, e eu sê-lo-ei.
Bak dostum, senin için sadece yaşlı bir kadın.
Ei, ouve, meu, ele é um senhora velha de cor como tu.
O sadece eksiksiz bir kasaba kızı ve senin için hava değişikliği değil.
Ela não é só uma garota bonitinha do interior... um ar fresco bom pra você respirar.
- Sadece bir şey sordum. O senin için gerçeklerden kaçış demek.
não é isso ou talvez seja um escape da vida real?
Senin güçlü olmanı istedim sadece ve babanı kaybettiğin için pes etmemeni istedim.
Eu só queria que fosses forte e que não desistisses das coisas por teres perdido o teu pai.
Sadece senin harika bir yaza olduğunu.. .. söylemek için aramıştım, Shakespeare.
Tarde... para quê?
Sadece iki oda olduğu düşünülürse, ev senin için bayağı kalabalıklaşmış olmalı.
Lá deve estar apertado pra você, só com dois quartos.
O anda kim olduğumun önemli olmadığını düşünüyordum. Kimse senin için her şey olamaz ve önemli olan sadece kendini bir taahhüt altına sokma eylemi sorumluluklarınla yüzleşme eylemidir.
É curioso, na altura, recordo-me de pensar que pouco importava com quem ia casar, que ninguém vai ser tudo para ti e que, feitas as contas, é a acção de te comprometeres, de assumires as tuas responsabilidades que conta.
Senin için sadece bir gecelik bir şeydi
Para ti foi apenas um caso de uma noite
Söylemek istediğim tek şey, bunun için sadece nasıl hissettiğimize bakacaksak, bir çok şey senin hislerine bağlı.
Acho que só gostaria de dizer mais uma coisa : Quando deixamos isto advir daquilo que sentimos, muita coisa depende daquilo que tu sentes.
Benim için sadece senin olduğunu zaten sana söyledim.
Já te disse, só existes tu. Mais ninguém me interessa.
Hayır, çünkü senin için sadece kötü.
- Não, porque lhe faz mal à saúde.
Senin için bundan sonra sadece kışla ve hapis olacak.
Vais para a prisão ou campo de trabalho.
Senin için çalışmaktan hoşlanıyorum,... ama bu sadece bir iş.
Eu gosto de trabalhar para ti, mas... é só um trabalho.
- Evet, önünde yapması gereken birçok iş var, ama uyandı. Senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum, Shawn sadece teşekkür etmek için uğramıştım.
Bom... sei que isto te custa, Shawn.
İyi, senin için sadece eğlence değil mi?
- O senhor é mesmo divertido.
Sadece, belki böylesi senin için de daha kolay oldu.
- Nada. Só que, talvez tenha sido mais fácil para ti dessa maneira.
Ve sen ve senin o küçük oyunlarının hepsi... ki benim için oldukça kârlılar... ve senin için de eğlenceliler, sadece benim tezimi doğruluyor.
E tu e todos os teus joguinhos... são tão, percebe, tão lucrativos como eles são para mim... e tão divertidos como eles são para ti. Apenas prova o meu ponto de vista.
Senin için sadece güzel bir yüz müydüm?
Fui apenas isso para ti, o raio de uma cara bonita?
Ben sadece işin can alıcı noktasını bilmek, o yüzden belki senin için küçük bir umut olabilir.
Só estava... O conhecimento é meia batalha por isso talvez ainda haja esperança para ti.
Sadece çocuklar gittiği için üzgündüm ve bunu senin üzerinde kullandım.
Estava muito perturbada com os rapazes terem ido embora e descarreguei em ti.
Şey... sadece biz olsaydık, sadece sen ve ben... senin için uygun olur muydu bu?
Bem, se fôssemos exclusivos, só nós dois, estarias de acordo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]