Sen olduğunu bilmiyordum tradutor Português
82 parallel translation
Ah, ja, Dorf'tan bana bahsedildi. Ama onun sen olduğunu bilmiyordum.
Ah, já me falaram de Dorf, porém não sabia que era você.
Sen olduğunu bilmiyordum.
Peço desculpa... Não sabia que era você!
Sen olduğunu bilmiyordum.
Eu não sabia que eras tu.
Daha önce sen olduğunu bilmiyordum.
Eu não sabia que era você.
- Tony, sen olduğunu bilmiyordum.
- Tony, não sabia que eras tu.
- Sen olduğunu bilmiyordum.
- Não sabia que era você.
Sen olduğunu bilmiyordum.
Eu soube, que era você.
Onun sen olduğunu bilmiyordum.
Não sabia que eras tu.
Sen olduğunu bilmiyordum.
- Não, nem sabia que eras tu.
Ryan olduğunu biliyordum, ama o Ryan'ın sen olduğunu bilmiyordum.
Eu sabia que era um Ryan, mas não que eras tu.
Özür dilerim, sen olduğunu bilmiyordum.
Desculpe, não sabia que era você.
Sen olduğunu bilmiyordum!
Não sabia que era você!
Vic, sen olduğunu bilmiyordum.
Vic, não sabia quem era...
Borçlu olduğu kişinin sen olduğunu bilmiyordum.
Eu não sabia que era a você que ele devia o dinheiro.
Şey, sen olduğunu bilmiyordum, kağıtta Alexis Garret yazıyordu.
Não sabia que eras tu. A folha diz Alexis Garret.
Sen olduğunu bilmiyordum, Lorraine.
Não sabia que eras tu Lorraine
Beni affet, İlk Peder, sen olduğunu bilmiyordum.
Perdoa-me, Primeiro Pai, não sabia que eras tu.
Tanrım, Lana, sen olduğunu bilmiyordum. Seni öldürebilirdim.
Meu Deus, Lana eu não fazia ideia de que eras tu, podia ter-te matado.
Sen olduğunu bilmiyordum! Geri dön!
Não sabia que eras tu.
Sen olduğunu bilmiyordum.
- Não sabia que eras tu.
- Sen olduğunu bilmiyordum.
- Não sabia que eras tu.
Gerçekten sen olduğunu bilmiyordum.
Não sabia que eras mesmo tu.
Sen olduğunu bilmiyordum ki.
Não sabia que eras tu.
- Sen olduğunu bilmiyordum.
- Não sabia que éreis vós.
Sen olduğunu bilmiyordum. Sen olduğunu...
Não sabia que eras tu.
Kapıdakinin sen olduğunu bilmiyordum, üzgünüm.
- Só vim... Desculpe.
Sen olduğunu bilmiyordum, Jane.
Não pensava que fosses tu, Jane.
- Sen olduğunu bilmiyordum.
- Eu não sabia que eras tu...
- Sen olduğunu bilmiyordum.
Não sabia quem era. Merda.
"Bu küçük ayımın hala sen de olduğunu bilmiyordum!"
"Não sabia que ainda tinha o meu velho ursinho!"
Sen olduğunu bilmiyordum.
Não sabia que eras tu.
Hey, bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum... ta ki sen şu kapıdan girene kadar, Larry.
Não sabia que era assim um problema tão grande até tu vires cá.
- Sen olduğunu kesinlikle bilmiyordum.
- Juro que não sabia que seria você.
Sen sahneye çıkana kadar müzik menajeri diye bir şey olduğunu bile bilmiyordum.
Não sabia que existia o emprego de agente musical, muito menos o que implicava, antes do senhor.
Ama hayatım kusura bakma da olumsuz görevlerimden birinin de sen sorumsuzca davranırken seni uyarmamak olduğunu bilmiyordum.
Mas se permite, minha querida, podia lá imaginar que uma das minhas obrigações era avisá-la, quando leva longe de mais a sua imprudência.
- Orada arka oda olduğunu bilmiyordum.Sen, Tuck?
Não sabia que havia um. Tu, Tuck?
Üzgünüm, senin olduğunu bilmiyordum. - Hırsızsın sen! - Onu yerde buldum!
Não sabia que era teu, apanhei-o do chão.
- Ama onun olduğunu bilmiyordum! - Git! Sen git!
Vai-te embora daqui!
Sen ve Trafik Kontrol'deki Kitty'nin şey olduğunu bilmiyordum.
Ouve, não sabia que tu e Kitty do Controlo de Trânsito eram uma... coisa.
Senin oralı olduğunu bilmiyordum. - Sen Jersey'lisin, kardeşim.
Vai-te foder, eu também sou de lá, New Jersey, irmão.
Doğruyu söylemek gerekirse, sen olduğunu bile bilmiyordum.
Para te dizer a verdade, nem sabia se eras tu.
Yemin ederim, Richie. Bilmiyordum sen olduğunu bilsem, kapıyı asla elinin üzerine çarpmazdım.
Juro por Deus Ritchie eu não sabia que era você, não teria fechado a porta na sua mão.
Sorumlunun sen olduğunu bile bilmiyordum.
Pensei que tu nem estavas ao comando.
Sen... Bi kurucu olduğunu bilmiyordum.
És a Bayer do Bayer voador?
Bunu sen daha kırmızı ve mavi giyerken çizmiştim. Senin nasıl biri olduğunu bilmiyordum.
Desenhei isto quando ainda usavas vermelho e azul, e não sabia como eras nessa altura, por isso...
Sen olduğunu bile bilmiyordum.
Nem sabia que eras tu.
Jules'un "belki bir gün erkeğinin" sen olduğunu bile bilmiyordum.
Nem sabia que eras o "Miúdo Um Dia Talvez" da Jules.
Dr. Karev'in kardeşi olduğunu bilmiyordum, Sen biliyor muydun?
Não sabia que o Dr. Karev tinha um irmão mais novo. Sabias que o Dr. Karev tinha um irmão mais novo?
Sen kapımı çalana kadar başkalarının olduğunu bilmiyordum.
Não sabia que havia mais alguém até que me bateu à porta.
Sen evli olduğunu biliyordun ama ben bilmiyordum.
Tu sabias que eras casada, eu não sabia.
- Babamın ikizi olduğunu bilmiyordum, ya sen?
Não sabia que o pai tinha um irmão gémeo, sabias? Não.
sen olduğunu biliyorum 29
sen olduğunu biliyordum 24
bilmiyordum 699
sen öyle san 131
sen osun 16
sen oku 28
sen öyle diyorsan 53
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen olduğunu biliyordum 24
bilmiyordum 699
sen öyle san 131
sen osun 16
sen oku 28
sen öyle diyorsan 53
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen olamazsın 19
sen o 37
sen otur 63
sen öleceksin 19
sen öldün 179
sen ölüsün 79
sen öyle zannet 20
sen ona bakma 16
sen öyle diyorsun 17
sen o değilsin 21
sen o 37
sen otur 63
sen öleceksin 19
sen öldün 179
sen ölüsün 79
sen öyle zannet 20
sen ona bakma 16
sen öyle diyorsun 17
sen o değilsin 21