Ser tradutor Português
444,259 parallel translation
Bu ilginç olabilir.
Isso deve ser interessante.
Kaçan tutsaklar yok edilir.
Prisioneiros fugitivos devem ser aniquilados.
Yenileri gelmeden onları hızlıca yere seremiyoruz.
Não estamos a ser rápidos o suficiente, e há mais a chegar.
O yüzden hadi biraz küçülelim.
Então, vamos começar por ser pequenos.
Fakat eğer işin doğru şekilde yapılmasını istiyorsam bunu kendim yapmalıyım.
Mas se quiser o trabalho bem feito, tenho de ser eu a fazê-lo.
Yok edilmek için kötü bir gün.
É um dia mau para ser destruído.
Benim istediğim şey insanlar ve Nainsanlar tarafından elde edilemez.
O que preciso não pode ser alcançado... através de humanos ou Inumanos.
Belki Vibranyum'u takip edebilirim.
Posso ser capaz de localizar o Vibranium.
O zaman bu konuda bir şey yapmalıyız.
Então devemos ser capazes de fazer alguma coisa.
- Kosinüs değişkeninin ayarlanması...
A variável do co-seno precisa de ser...
Bu düşündüğüm kişi olsa iyi olur.
É melhor ser quem eu penso que é.
Yenilmezler Kulesi yok edildiğine göre şimdilik burası üssümüz olabilir.
Já que a Torre dos Avengers foi destruída, esta pode ser a nossa base por agora.
Yani Es aslında yararlı ve tarafsız bir isim.
Por isso acaba por ser um nome neutro e útil, Es.
Beş tane de olabilir 25 tane de.
Podem ser 5 ou 25.
Bir kez daha buluşuruz ve "Bence bunu veya şunu yapalım." deriz.
Fazemos outra reunião : "Pode ser mais assim ou assado."
Paris'te, Karl Lagerfeld'in stüdyosunda çizilmişti. O sırada Kanye West ve Kim Kardashian'ın yatakta fotoğraf çekimi vardı.
Foi desenhado em Paris no estúdio de Karl Lagerfeld, enquanto Kanye West e Kim Kardashian estavam a ser fotografados na cama.
Yani bakılmaya değer mi, değil mi göreceğiz?
Pode ser digno ou não.
Ve Kanye de, "Harika, bundan ben de istiyorum." demiş.
E o Kanye disse : "Boa, pode ser."
Evden, dünyaya. Ve sonunda, o sahne kare sahneden daire sahneye yolculuk yapmıştı.
De casa, para o mundo e aquele palco acabou por ser a viagem de um palco quadrado a um circular.
Geçenlerde, bir Chanel projesi için kokuyla ilgili olduğu sürece istediğim herhangi bir şeyi yapmama imkan sağlayan bir teklif aldım.
Recentemente, fui convidada a criar o que me apetecesse para um projeto da Chanel. Desde que fosse sobre aromas, podia ser qualquer coisa.
Buna tapmak dememize gerek yok. Ama ortamdaki tüm enerji bir insanın üzerinde toplanıyor ve bu başlı başına olağan dışı bir fizyolojik olay.
Não é preciso dizer venerar, mas toda a energia da sala se concentra naquele pequeno ser e isso, em si, é um acontecimento fisiológico extraordinário.
Kameralı telefonların kullanımıyla gösteri birden, tüm açılardan kaydedilmeye başlandı.
Mas depois surgem as câmaras nos telefones... De repente, o evento está a ser gravado a partir de todos os ângulos possíveis e assim, o meu trabalho está a ser visto de todos os ângulos e a ser compreendido de forma diferente.
Bu iletişim aracı ile, şovlarının ne kadar çok insana ulaşacağının farkındalar. Yani bir dereceye kadar bir kare tasarlıyoruz denebilir.
E estão cientes que o espetáculo vai ser visto por muitos através desses meios, por isso, em certa medida, agora desenhamos para um quadrado.
Yakın zamanda, Adele'in gösterisinde onun makyözü, bizim dekor ressamımız oldu çünkü gözlerinin böyle büyük olacağını biliyorduk ve o kadar rimelin kontrolü onun ellerinde olacaktı.
Há pouco tempo, no espetáculo da Adele, a pessoa que a maquilha pintou-nos os cenários, porque sabíamos que o olho da Adele ia ser deste tamanho e que o rímel ia interagir assim com a mão dela.
Ama aynı zamanda korunmasızlar çünkü yüksekteler ve rahatlıkla düşebilirler veya vurulabilirler.
Mas também estão vulneráveis, porque estão lá em cima e podem cair, ou ser mortos a tiro.
Hiçbir şüphe olmadan söyleyebilirim ki Es, hayatımda tanıştığım en kararlı insan.
A Es, sem qualquer dúvida, é o ser humano mais motivado que alguma vez conheci.
Doğrusu, o kararlılıkla o kadar hızlı ilerliyor ki bence hayal gücünün bile bir şoföre ihtiyacı var.
Aliás, ela é tão motivada que a imaginação tem de ser guiada por um chauffeur.
Bu Don Giovanni için yapılmıştı ve buna "Tasarımcı Mezarlığı" deniyor çünkü tasarlanması oldukça zor bir parça. Bunun sebebi de eserin, karanlıkta koridorlarda hapsolmuş insanlarla ilgili olması.
Foi feito para Don Giovanni, conhecido como o cemitério dos cenógrafos porque é famoso por ser difícil de desenhar, porque explicita que há pessoas presas em corredores escuros.
Hamlet'te, Edward dönemine ait bir malikanenin bire bir kopyasını yaptık. Aynısı olmak zorundaydı, bir o kadar gerçek ve natüralist de. Ancak bu şekilde içeriyi zehirli, siyah bir toprakla kirletebilirdik.
No Hamlet copiámos uma mansão eduardiana de forma muito específica e tinha de ser assim específica, real e naturalista, para a podermos depois violar com um fluxo de terra preta e venenosa.
- Ama bu, perde olmalıydı.
- Mas isto devia ser a cortina.
Bazen dört yılda.
Ou podem ser quatro anos.
Neden bu kadar büyük olmak zorundalar ki?
- Porque têm que ser tão grandes?
Başıboş, sıkıcı ve önceden yapılmış gözlemlere dayanmakta olan bu konuşmayı canlı bir şekilde yayınlayabiliriz.
Esta conversa aborrecida e sem coerência que contém observações já antes referidas, - isto podia ser um podcast.
Bunları yapmak için bir çeşit usta radyocu olmanız gerekmez mi?
Não tens que ser um miúdo prodígio para fazer isso?
Ona alerjin olabilir.
Podes ser alérgica a ele.
Çok fena bir durum olacak.
Meu! Isto vai ser um estrondo!
Yani, düşünüyordum da burası senin bölgen olabilir.
Então, estava a pensar que esta podia ser a tua área.
Ne de olsa, En sonki oda arkadaşımdan daha kötü olamazsın.
Afinal, de certeza que não podes ser pior do que o último colega de quarto que tive.
İyi de ben nasıl DJ'lik yapacağım?
Mas como posso ser um DJ?
Senden DJ falan olmaz.
Não podes ser um DJ.
Benden gayette iyi DJ olur.
Claro que podia ser um DJ.
Bizim baş starımız olabilirsin.
Podias ser o nosso cabeça de cartaz.
Evet, Bu muhteşem olacak.
Sim, vai ser um espectáculo.
Neden bir pislik gibi davranıyor?
- Porque está a ser tão cretino?
Tüm o yüksek sesler ve gece kuluplerinde çaldığı müzikler yüzünden olmuştur.
Isto deve ser por causa daquela música barulhenta que tem tocado naqueles clubes nocturnos.
Beni zamanında iyileştirebilir mi? Müzik festivalinde DJ'lik yapmam için?
Ele pode resolver isto a tempo para ser o DJ naquele festival de música?
Neden bu konuda hödük gibi davranıyorsun?
Porque estás a ser tão cretino acerca disto?
Ah, kahretsin. Sağır olmak berbat bir şey.
Raios, ser surdo é uma treta.
İyi de sağırım nasıl DJ'lik yapacağım?
"Mas como posso ser DJ? Não consigo ouvir."
Kulakların biz olacağız.
QUAGMIRE : "Nós vamos ser os teus ouvidos."
Kızımız hayatının en büyük savaşını vermek üzere.
Mas pode ser perigoso e poderão correr risco de vida. A nossa filha está prestes a entrar na maior luta da vida dela.