Sigara tradutor Português
10,187 parallel translation
Sigara içmek kansere neden olur.
Fumar provoca cancro.
Mızmız küçük kızlar sigara içer.
Fumaças de meninas mijonas.
Bayım, sigara ister misiniz?
Quer cigarros?
- Kızın sigara çaldığını söyledin ya.
Disseste que ela roubou cigarros.
- Sigara içiyordu.
Para fumar um cigarro.
Sigara içenler oraya gidiyordu.
É uma zona secreta dos fumadores que...
Pond, Upton'un sigara içtiğini söylemişti değil mi?
O Pond disse que o Upton era fumador.
- Sigara içer misiniz profesör?
- Fuma, professor? - Não.
Zaman zaman sigara içtiğini söyledi ve Vicky'nin sayfalarında sigara lekeleri vardı.
Ele disse que fumava às vezes e, havia um cigarro nos lençóis da Vicky.
Sigara içmiyormuş.
Ela não era fumadora.
- Sigara içiyor musunuz?
- É fumador? - Não sei o que arranjei, mas...
Hala sigara içiyorum, hemen kızma, bu sayede sağ elimi kurtarabildim.
Ainda fumo. Não me posso queixar do vício, visto que me salvou a mão direita.
- Ve hala sigara mı içiyorsun?
- E ainda fumas? - Sim, ainda fumo.
Marren, sigara molasında olduğunu söylüyor.
A Marren parou para fumar.
Talia anlaşmayı yaparken ve Pax gözcülük yaparken Jim, Marren'ı sigara molasında oyalamış olmasın.
E se ele distraiu a Marren na pausa, enquanto a Talia fazia o acordo e o Pax vigiou?
Sigara molalarını hep Marren'la geçiririm.
Claro. Saio sempre para fumar com a Marren.
Peki 16'sında saat 2 : 45'te Marren'la bir sigara molası verdiniz mi?
Por acaso fumou com a Marren às 14 : 45 no dia 16?
Ve bu Marren'la sigara molası aldığınız, günün aynı vakitleri. Doğru değil mi?
É a mesma hora em que fumavam, certo?
Sigara?
Cigarro?
Emma ile sigara içmeye gideceğim.
Vou fumar um cigarro com a Emma.
Ben sigara içmiyorum. - Bu gece başlarsın.
Podes começar esta noite.
Açık arttırmanın bitmesine 3 dakika kalmıştı ve sigara içilmeyen bir yerden yepyeni bir Scotty'ydi.
Só faltavam três minutos para o leilão acabar e era um Scotty em ótimo estado de uma casa de não fumadores.
Harv neden gidip sigara almıyorsun?
Harv, que tal se fosses dar uma passa?
Ders ekme tamamdır, kıyafet yönetmeliğini çiğne tamamdır. İbadethanede elektronik sigara içme tamamdır.
Faltar às aulas, feito, vestir-me mal, feito, e fumar um cigarro electrónico no Santuário, feito.
- Sigara içebilirsin. Ama içme, çünkü ölebilirsin.
- Podes fumar cigarros, mas não o faças, porque podes morrer.
Kavga etme, küfretme, sigara içme, alkol alma, çok yeme.
Não lutes, praguejes, fumes, bebas ou comas em demasia.
Burada sigara mı içtin?
Fumaste aqui?
Eğer ki izin verirsen, sigara içmeliyim. Sen de eski testimi kopyalayabilirsin.
Se quiser, posso ir fumar, e pode copiar o ficheiro antigo.
Saklayacak bir şeyin olmasaydı duydyuğun anda gelirdin ama sen, Bay Böl ve Fethet bir sigara dumanı kadar sessizsin. Çünkü oyunun uzun vadeli.
Um homem sem nada a esconder, acabaria comigo no momento que lhe toquei na esposa, mas tu, Sr. "Dividir e Conquistar", ficaste quieto como uma estátua, porque estás num jogo maior.
Hanımefendi, burada sigara içemezsiniz.
Não pode fumar aqui.
- Çocukların yanında sigara içmemelisiniz.
Deveriam saber que não podem fumar ao pé dos miúdos.
Pardon hanımefendi. Burada sigara içemezsiniz.
Desculpe-me, senhora, mas não pode fumar aqui.
Evet, ama sigara içemezsiniz.
Sim, mas não pode fumar.
Sigara molası alacağım.
Vou fazer uma pausa para ir fumar.
Sigara iç ve uyu hayatım.
Fuma e dorme, querido.
"Benim sigara alın."
"Traz-me os meus cigarros."
Bundan bir tane daha, bir paket de sigara ver.
Dá-me outro destes e um maço de tabaco.
- Cüzdanım hâlâ sigara kokuyor.
A minha mala cheira a cigarros.
Sigara.
Beatas.
Sigara var. Sigara satıyorum.
Tenho beatas aqui.
Evet adam sigara satıyor.
Pois, beatas... cigarros soltos.
O adam bana dedi ki, sigara içtiğimi karıma söyleme yoksa başım belaya girer.
O homem disse-me para não dizer à esposa dele que anda a fumar. Ou então vai ter problemas, percebe?
Evet, amfizemi var ama hâlâ sigara içmeye devam ediyor.
Sim, tem um enfisema e fuma.
Sigara içmeye çıkmış gibi görünüyordu. Sonra da düştüğünü gördüm.
Parecia que ia fumar, quando dei por mim, atirara-se.
Veya bir dal sigara da verebilirsin.
Ou dá-lhe alguns cigarros.
Sigara ister misin?
Quer um cigarro?
Sigara yasağını hala kalın kafasına sokamadı.
Ele ainda não percebeu que precisa de parar de fumar.
Sigara, meyveli içecekler.
Cigarros.
Ben sigara böreği istiyorum ya.
Quero uns rolos de pato.
Sigara içtiğim zamanki gibi hissediyorum.
O meu peito está como daquela vez em que fumei um cigarro.
Burada sigara içemezsin.
Não podes fumar aqui.