Sinirli tradutor Português
2,830 parallel translation
Merlin'in ve şu sinirli herifin icabına bakacağım.
Eu encarrego-me do Merlin e do cavaleiro.
- Sinirli mi gözüküyor?
- Não, está um assombro.
Sinirli ve kıskanç biriydi.
Era ciumento e temperamental.
- Neden bu kadar sinirlisin? - Sinirli değilim.
- Porque estás nervoso?
Lord Kızıl Tuğla'yı hiç böyle sinirli görmemiştim.
Nunca vi o Lorde Tijolinho tão irritado.
Tak Mashido, Zeus'un yumruklarını şahsen denetlemeye başladı ve bu dövüşü sonlandırmak için sinirli bir şekilde uğraş veriyor.
Tak Mashido está a supervisionar toda a equipa do Zeus, tentando acabar com esta coisa de uma vez por todas.
Çok sinirli görünüyor.
Ela parece furiosa.
Hani bir melekle karşılaşıyor. Çok sinirli.
Aquele em que ele encontra o anjo e fica furioso.
Şartlı tahliyesi 6 ay ileri atıldığı için biraz sinirli.
A sua pena terminou há coisa de seis meses, por isso está muito chateado.
- Ayrıca şu sinirli diğer heriften ne haber?
- E o outro tipo zangado?
Tamam, sinirli küçük iğneci. Adamım, onun görünüşünü hiç sevmedim.
Certo, Mini-Mingle, não gosto do ar disso.
Sinirli olduğum zaman ki bugünlerde çok oluyorum garaja gidip Metallica ve Megadeth dinliyorum.
E depois quando estou zangado, o que acontece muito, ultimamente, vou até à garagem... Metallica, Megadeth...
Ciddiyim, Cornelius zaten sinirli.
O Cornelius já está lixado.
Çok affedersin, X, Coney Adası'nda olanlar yüzünden çok sinirli.
Desculpe. O X está transtornado com o incidente de Coney Island.
İkisi de sinirli görünüyorlar. Bu beni şaşırttı açıkçası.
Ambos pareciam nervosos, isso surpreendeu-me.
Senin bu sinirli tavırlarından sonra belki de ortaklığımızı tekrar gözden geçirmeliyiz dostum.
Tendo em conta os teu estado nervoso, talvez devêssemos renegociar os termos da nossa sociedade.
Ve umarım siz iki kaltak gibi sinirli biri değildir.
Eu só espero que ele não seja tão reprimido como vocês dois, putas.
Sinirli bir midem var.
Tenho um estômago nervoso.
Baksana, çok sinirli görünüyorlar.
Olha para eles. Parecem zangados.
Çok sinirli. Şuradaki hırkalı, çizgi film alan?
A de conjunto de malha, a escolher um filme de animação?
Sinirli ve eğlenmeyi bilmeyen biri olduğun için mi?
Porque é toda reprimida e não sabe divertir-se?
Babam neden bu kadar sinirli?
Porque é que o papá está zangado?
Sinirli değil,... ama rahatsız edersek olacak.
Não, mas ele ficará se o incomodarmos.
Sanırım kapatsam iyi olacak, herif çok sinirli sürüyor.
Ouve, é melhor desligar, o motorista está impaciente.
Ne kadar sinirli olduğunun farkındaydım ve uzun zamandır dışarıdaydın, ben de arabanı tren raylarının üzerinde durdurmuş olabileceğinden korktum.
Sabia que estavas chateada, e como não voltaste por um tempo, estava com medo que fosses parar às linhas do combóio.
Bu onları sinirli, çaresiz ve biraz da sevimsiz yapmış.
Isso as deixava mais irritadas, desesperadas e irascíveis.
Hala Lost konusunda sinirli misin?
Ainda estás chateada por causa do "Perdidos"?
Sinirli misin?
Nervosa.
"Sinirli misin?"
Nervosa.
Shane sinirli biri olabilir ama o bir katil değil.
O Shane pode ferver em pouca água, mas não é um assassino.
- Sinirli olduğunu söylüyorlar...
Dizem que ela é um bocado temperamental...
Gerçekten o kadar sinirli olduğumu mu düşünüyorsun?
Acha mesmo que me zango facilmente?
Dünyadaki en sinirli polis.
É o polícia mais zangado do mundo.
Kızkardeşin oldukça sinirli benziyor.
A tua irmã parece estar bem brava.
- Sanki birisi yapmak zorundaymış gibi. - Çok sinirli biri.
Como se fosse preciso dizer isso.
Sinirli olmak için nedenleri var.
Ele tem mais do que razões para estar nervoso.
Şu anda sinirli olmam lazım ama şaşırmış durumdayım.
Eu estaria irritada, se não estivesse chocada.
Sinirli sinirli gezinip üstlerine işiyorlar.
Vagueiam por ali, mijam-se...
Nicholas daha fazla tedirgin ve sinirli olmaya başlamıştı ve gerçekten kaçacağını hissediyordum. Eğer kaçarsa yerini bulmakta çok zor anlar yaşayabilirdik.
O Nicholas tinha-se tornado muito mais agitado e irritado, e eu realmente sentia que ele se preparava para fugir, e se ele fugisse seriam muito difícil para nós voltar a localizá-lo.
Bu arada, o yoldaki sinirli halini sevdim.
Eu adoro o facto de ser a tua versão de raiva na estrada, já agora.
Seni böyle sinirli görmek hoş açıkçası Burke.
- Gosto de ver a paixão, Burke.
Bana pek sinirli biri gibi gelmiyorsun.
Não me pareces ser uma pessoa revoltada.
Telefonda sesin sinirli geliyordu.
Parecias chateada, ao telefone.
Eğer birkaç günde bir birini tekmelemezse sinirli oluyor.
Se ele não matar alguém, de dois em dois dias, fica muito irritadiço.
Orada öyle sinirli bir şekilde otur.
Fica aí amuado.
Sinirli köpekler etrafını sarmış.
Ele diz que está rodeado de cães infelizes.
- Neden sinirli olasın ki?
- Não estou.
Merkezdekiler sinirli.
Eles estão nervosos, na Casa Branca.
Raphael sinirli, istiyor hep kavga
* Leonardo é o líder de azul *
Sinirli değil.
Não é agressivo.
"Sinirli".
"Zangado".