Tehlikeli tradutor Português
18,349 parallel translation
Çok tehlikeli.
É muito perigoso.
Çok tehlikeli. Bunu yapmayacağım.
É demasiado perigoso, não o vou fazer.
- Bu tehlikeli, biliyorsun.
- Sabes que é perigoso.
Hey! Ben tehlikeli değilim!
Eu não sou uma ameaça.
Hiç de tehlikeli değilmiş.
Nem um pouco perigoso.
Çok tehlikeli bir oyun oynuyorsunuz.
Sei que estão a jogar um jogo muito perigoso.
Açmak tehlikeli olabilir.
Mas há um feitiço de protecção na entrada, pode ser perigoso abri-la.
Burası tehlikeli bir yer.
Este lugar é perigoso.
- O kadın da tehlikeli.
Aquela mulher é perigosa.
İki taraftan da birilerinin geleceği yer tehlikeli olur.
Com gente a pressionar pelos dois lados é perigoso.
- O yüzden tehlikeli.
- É por isso que é perigoso.
- Evet tehlikeli.
- Está perturbada. - Sim, é perigosa.
Hayat güzel, üzücü, umut dolu ve tehlikeli.
A vida é bonita e triste, otimista e perigosa.
Hayır, iğrençtir ve tehlikeli bir çürüyüş içindedir.
Não, é uma corrupção podre e pestilenta.
Anlayacağın şu an ev sahipleri için tehlikeli olan ben değilim, sensin.
Neste momento, o único verdadeiro perigo para os anfitriões não sou eu. És tu.
Küba kulağa biraz tehlikeli gibi geliyor.
Cuba soa um pouco perigoso.
Grigory'nin babası tehlikeli bir işte mi?
Nós também. É possível que o trabalho do pai do Grigory no Consulado tenha posto a sua vida em risco?
Büyük geyik ve küçük sincap için tehlikeli olabilir.
Isto pode ser um problema para o Bullwinkle e Rocky!
Bu çok tehlikeli bir örnek olurdu.
Isso daria um exemplo muito perigoso.
Uyuşturucum tehlikeli şekilde az. Çaresizlikten bir şey yapacağım. Yemin ederim.
As minhas drogas estão quase a acabar e vou fazer algo desesperado, juro por Deus.
Bildiğimiz şey şudur ki bizim işimiz tehlikeli bir iştir.
O que sabemos é que o nosso trabalho é perigoso.
Tehlikeli, yanlış ve kanunlara aykırı.
É perigoso e é errado e é contra a lei.
- Tehlikeli,
- Perigoso.
O tehlikeli mi?
Ele é perigoso?
Önceden tehlikeli olduğumu düşünmüştün.
Pensou que antes eu era perigoso?
Sıkıldığım zaman ne kadar tehlikeli olduğum konusunda hiçbir fikrin yok.
Não acredita no perigo que sou quando estou aborrecido.
Kara, adamın tehlikeli olduğunu biliyorum.
Kara, eu sei que ele é perigoso.
O zamana kadar, tehlikeli bir uzaylı olayı varsa dahil olmak isterim.
Até lá, se aparecer um alien perigoso para capturar, gostava de ser incluída.
Bilmen gereken şey gezegendeki en tehlikeli adamı yakaladığımız.
O que sabes é que apanhámos as pessoas mais perigosas no planeta.
Artık Hank'e bile güvenemiyorum. Her şey şu anda karmakarışık ve tehlikeli.
Tudo é demasiado complicado e perigoso.
Fort Rozz'a gönderilen şimdiye kadarki en tehlikeli mahkumdu.
Foi considerada a prisioneira mais perigosa alguma vez sentenciada a Fort Rozz.
Lucy'nin sırrımı öğrenmesinin tehlikeli olduğunu söylemiştim, bu doğru değildi.
Não queria que a Lucy soubesse o meu segredo porque é perigoso, mas, isso não é verdade.
Bunu yapmanın onun için ne kadar tehlikeli olduğunu biliyorsun.
- Sabes quão perigoso isso é para ele.
Benim için tehlikeli değil mi?
- E também não é perigoso para mim?
Şu anda dengesiz ve oldukça tehlikeli.
Ela é instável e extremamente perigosa.
Tehlikeli bir dönem olabilir, Eddie.
É uma altura perigosa, Eddie.
İlaç tehlikeli. Bizse daha çok insana ulaşmaya çalışıyoruz.
É perigoso e estamos a tentar chegar a mais pessoas.
Bu korkunç, güçlü ve muhtemelen tehlikeli canavar kim?
Quem é este assustador, poderoso e potencialmente perigoso monstro?
Yüzünde çikolata varken o kadar da tehlikeli görünmüyorsun.
Não pareces lá muito perigoso a enfardar "Chocos".
Bu şey şimdiye kadar karşılaştığımız en tehlikeli kaçak.
Esta coisa é o fugitivo mais perigoso que alguma vez enfrentamos.
Tehlikeli olmadığını görene kadar.
Antes de compreender que não representa qualquer perigo.
Ekibimle tekrar buluştuğumda senin tehlikeli olmadığını ve benim için neler yaptığını onlara anlatacağım.
Quando conseguir comunicar novamente com a minha equipa, vou-lhes explicar quem você é e aquilo que fez por mim.
Çok tehlikeli.
Ela é muito perigosa.
Tehlikeli bir durum olduğunda FBI'ın uluslararası müdahale ekibi devreye sokuluyor.
Se estiverem em perigo, a equipa de resposta internacional do FBI é chamada à acção.
Otobüs mü bozuldu? Tehlikeli bir şey mi?
O ônibus quebrou?
Sana o yer tehlikeli olabilir demiştim.
Eu disse que aquele lugar podia ser perigoso.
Yaşamam çok tehlikeli.
Sou demasiado perigoso vivo.
- Tehlikeli biridir.
Ele pode ser perigoso.
Dışarıdaki tehlikeli tek şey Saklayıcı değil.
O Guardião não é o único perigo.
Biyomühendislik alanındaki çok tehlikeli bir araştırmanın parçası...
Participei em pesquisa sobre bioengenharia perigosa.
Kara yoluyla gitmek çok tehlikeli.
Demasiado perigoso para viajar em terra.
tehlikeli mi 56
tehlikelidir 25
tehlikeli olabilir 67
tehlikeli değil 16
tehlike 194
tehlike yok 40
tehlike mi 17
tehlikedesin 20
tehlikedesiniz 19
tehlike geçti 40
tehlikelidir 25
tehlikeli olabilir 67
tehlikeli değil 16
tehlike 194
tehlike yok 40
tehlike mi 17
tehlikedesin 20
tehlikedesiniz 19
tehlike geçti 40