English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ T ] / Tehlikeli değil

Tehlikeli değil tradutor Português

728 parallel translation
Bu düzey henüz o kadar tehlikeli değil ama yerine bağlı olarak polis olmayan kesimler var. Dikkatli olun.
Este nível não é ainda tão perigoso... mas dependendo da localização... há áreas sem policiamento, portanto, cuidado.
Bu tehlikeli değil mi?
Não é perigoso sair por estas terras?
Artık tehlikeli değil.
Ele está bem seguro.
Durumu yüzünden bazen geriliyor ama tehlikeli değil.
A luta contra a sua condição agita-o por vezes mas não há nada de perigoso nele.
Yani, bu adamların için tehlikeli değil mi? Duvarlara destek olduktan sonra tehlikesi yok.
Não depois de reforçarmos as paredes.
Benim için o kadar tehlikeli değil.
No meu caso, não é perigoso.
Tehlikeli değil mi?
Isso não é perigoso?
- Küçük jartiyer yılanı tehlikeli değil ki.
Essa pequena cobra não é perigosa.
Tehlikeli değil.
Não é perigoso.
Tehlikeli değil. Çökeceği kadar çöktü zaten. Hem burada üşümezsin.
Não há perigo de cair mais e aqui não vais ter frio.
Su polosu çok tehlikeli değil mi?
Isso não é muito perigoso? Se é.
Etrafta dolaşması tehlikeli değil mi?
Resulta perigoso o ter na casa?
Tehlikeli değil.
Não há esse perigo.
Silahla ortalıkta dolaşmak tehlikeli değil mi?
Não é perigoso que ele ande por aí com essa arma? Nunca disparou com ela.
Tetkiklerimize göre hiç bir yayılma iki haftadan sonra tehlikeli değil.
Os estudos mostram que os detritos são inofensivos após duas semanas.
Yaratık beslendiğinde tehlikeli değil. Hayır.
A criatura não é perigosa, quando é alimentada.
Bu tehlikeli değil.
Esta não é perigoso.
Kollos ile olmak neden sizin için tehlikeli değil?
Porque não é perigoso estar com o Kollos?
Durum tam şu anda tehlikeli değil.
A situação não é imediatamente perigosa.
Hiçbir şekilde tehlikeli değil!
A nossa reunião não representa qualquer perigo, para ninguém.
- Tehlikeli değil, hayatım. Söz veriyorum.
- Não é perigoso, querida.
Biraz tuhaf, bir o kadar da tehlikeli değil mi?
Não é um pouco ridículo e bastante perigoso também?
O tehlikeli değil.
Ele é fixe.
Senin ya da benim için tehlikeli değil.
Não é perigoso para si ou para mim.
Brown'un tehlikeli değil korkak biri olduğu da bilinmektedir. Silah taşıyacak cesareti bile yoktur.
"Brown não ê considerado perigoso, ê até bem conhecido pela sua cobardia, e não tem coragem de ter armas."
- Tehlikeli değil mi?
Isso não é perigoso?
Sanırım New York hiç de tehlikeli değil, ha?
Parece que não existem perigos em Nova Iorque.
Daha önce de tehlikeli yerlerde bulunmuştuk, değil mi?
Já estivemos antes em situações difíceis, não foi?
Pat, hadi ama, Bay Mason bir çok şey olabilir ama, kesinlikle tehlikeli biri değil.
Pat, vá lá! O sr. Mason pode ser muitas coisas, mas de certeza que não é perigoso.
Ama değil, iki kattan on kat daha tehlikeli.
Mas não é o dobro de seguro, a não ser dez vezes mais perigoso.
Bugünlerde buraya gelmen tehlikeli degil mi?
Não é perigoso para si vir cá agora?
Hiç hoş değil ve tehlikeli olabilir.
Será desagradável e perigoso.
Dürüstlüğünüzü sevdim ama devletinizi eleştirmenin tehlikeli olduğunun farkında değil misiniz?
Eu gosto de sua honestidade... mas não acredita que é perigoso criticar o seu governo?
Bu tehlikeli bir şey değil mi?
Não é perigoso?
Orası tehlikeli bir bölge değil mi?
Não é perigoso?
Çıkın, tehlikeli değil.
Subam, não há perigo.
Bence tehlikeli bir uçak değil.
Achas que arriscaria... se houvesse perigo?
Tehlikeli bir şey, değil mi?
É alguma coisa perigosa, não é?
Benim hatam değil. Patricia uçmanın tehlikeli olduğunu... düşünüyor diye babanı suçlayamazsın. Tehlikeli.
Não podes culpar o teu pai por achar que voar é perigoso - é mesmo.
Tehlikeli dediniz efendim, ölümcül değil.
Bem, perigoso, senhor. Não, letal.
Bu güzel bir şehrin hikâyesi - bugün bildiğimiz hâliyle değil - olmakla beraber ayrıca en tehlikeli ve en şerefli saatlerinin hikâyesi.
TAMBÉM DE MAIOR GLÓRIA
Tehlikeli birşey değil.
Não é nada perigoso.
Ama bu tehlikeli değil mi?
E não é perigoso?
Burada tehlikeli bir şey olsaydı,... bilirdik, değil mi?
Se houvesse algo hostil, já o saberíamos.
Bu yaptığımız çok tehlikeli olabilir, değil mi?
Pode ser perigoso, não é?
tek tesellim kenara koyduğum param olur... durumumu değerlendiriyorum... ben kötü biriyim ve böyle kalacağım... bir değişim görmeyeceksiniz ama adiliğin de alemi yok... kimsenin benim yüzümden incinmesini, pisliğe bulaşmasını istemem... bu pis hayat bana göre değil hem artık benim için çok tehlikeli... hiçbir şeyden ödün veremem ama bu durumu kim değiştirecek?
o único consolo pode ser o dinheiro que se poupou vou rever a situação sou má rês e assim vou continuar não contem ver alterações mas é um erro ser apenas um vilão não quero ninguém ferido ou a passar um mau bocado esta vida não é p'ra mim já começa a ser demais já não tenho meio-termo mas quem a muda por mim?
Şimdi, Havershaw, biz yolda oldukça tehlikeli yağlı bir noktaya gelmiyoruz değil mi?
Já agora, Havershaw, não nos estamos a aproximar daquele local com óleo na estrada?
- Bu çok tehlikeli, değil mi?
- Não é perigoso, pois não?
Burada kalman artık çok tehlikeli. Burası, hiç güvenli değil senin için...
Este lugar ficou perigoso demais para você.
Bu tehlikeli değil mi?
E não é perigoso?
Deli değil... ama tehlikeli.
Não é louco mas é perigoso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]