Trã tradutor Português
22 parallel translation
" 3 şilep batırıldı.
" Três cargueiros afundados.
Üç tane kaldı, Kaptan.
Mais três cà © lulas.
Üçüncü U-Bot filotillası, hoş geldiniz. Silah arkadaşlarımız için üç kere...
A 3ª Flotilha de U-Boots recebe os seus camaradas com três salvas!
Üç sokak ötede, akşam yemeğinde ne yiyeceklerini söyleyebilirim.
Posso dizer-te o que hà ¡ para o jantar a três ruas daqui.
O kadar hüzünlü bakma.
Nà £ o sejas tà £ o trà ¡ gico.
Çünkü seninle dışarı çıkmak, sana bir, belki iki, belki üç, hatta 4 içki ısmarlamak, ve neler olacağını görmek istiyorum.
Porque quero convidar-te para sair... pagar-te uma bebida... talvez duas, talvez três... e quatro. E ver o que acontece.
- Çünkü buna ihtiyacım var.
Mas nem tudo? Um profissional nà £ o deixava para trà ¡ s um CD com as suas impressões.
Zavallı, böyle bir şeyi hiç beklemiyordu.
Ele vive no mesmo prà © dio.  Ela foi baleada na parte de trà ¡ s da cabeà § a.  à ‰ o nosso assasino?
En sevdiği parça.
Hà ¡ três oficiais no seu quarto.
- Kahve alıp işe koyulalım. - İkiniz biraz eve gidin.
Ele nà £ o està ¡ na direcà § à £ o atual mas ele estava nele dois ou três meses atrà ¡ s.
Ve geriye doğru git.
E ir para trà ¡ s.
Bizim amigolar şapkalarını mı unuttular?
Os três amigos esqueceram-se dos seus sombreros?
Üç yıllığına.
Por três anos.
Bir ve iki ve üç ve dört ve beş ve altı ve yedi ve sekiz.
Um e dois e três e quatro e cinco e seis e sete e oito.
Bir ve iki ve üç ve...
Um e dois e três e parar!
Bir ve iki ve üç ve dört ve beş ve altı, yedi, sekiz.
Um e dois e três e quatro e cinco e seis, sete, oito.
Üç, iki... başla.
Três, dois, vai. É isso.
Caesars Palace'daki bu savaşta üç yıllık kontrat kazanmak için, sadece bir savaş kaldı.
Nesta luta para ganhar um contrato de três anos aqui no Caesars Palace, Apenas uma batalha continua.
Trà ¨ s bien.
Très bien.
Üç hücre kaldı.
Três cà © lulas jà ¡ foram, senhor.
Sıhhiye!
Rà ¡ pido. Trà ¡ s um mà © dico.
Bir, ve iki, ve üç, ve dört, ve beş.
Um, e dois, e três, e quatro, e cinco.