Tıpkı babam gibi tradutor Português
202 parallel translation
Tıpkı babam gibi.
Como o meu pai!
Savaştan önce çiftlikte ortakçıydım, tıpkı babam gibi.
E antes da guerra era camponês, como o foi o meu pai antes de mim.
Tıpkı babam gibi, şirin bürokrat.
Isto é a cara do pai, o burocrata subalterno.
Tıpkı babam gibi, çocukmuşum gibi başımı okşayıp gitmemi söylüyor.
Como o meu pai, faz-me festas na cabeça e manda-me ir andando.
# Tıpkı babam gibi # #
Tal como o meu papá
# Tıpkı babam gibi #
Tal como o meu papá
Bundan sonra banyolarımı hamamda yapacağım, tıpkı babam gibi.
Então eu vou aos banhos públicos como papai.
Keşke tıpkı babam gibi Kadınsı olsaydım
Gostava de ser uma menina Tal como o meu papá
Şimdi farkediyorum ki sen bir başka kurbansın, tıpkı babam gibi.
Agora sei que é apenas outra vítima, como o Pai foi.
Tıpkı babam gibi, bir lahana... satıcısı gibi yaşıyorum.
Vivo que nem um vendedor de couves.
Tıpkı babam gibi.
Então, igual ao meu pai.
Tıpkı babam gibi konuşuyorsun.
Jesus! pareces o meu pai.
Bahse girerim Onları dolduranlar birer hayvan tıpkı babam gibi
Deve ter sido um animal como o meu Pai, que as encheu assim.
- Tıpkı babam gibi.
- Como o meu pai.
Ona Ted ismini verdim, tıpkı babam gibi.
Chamo-lhe Ted, como o meu pai.
Tıpkı babam gibi çuvallarsın.
Vais acabar como o pai!
- Yandı bitti kül oldu tıpkı babam gibi.
- Fez-se em fumo, como o papá.
Tıpkı babam gibi konuştun.
Tu calas-te, Vinny?
Benim idealim senin gibi birisi çünkü tıpkı babam gibi iyisin.
O meu ideal seria alguém como tu... porque tu és tão bom como o pai.
Tıpkı babam gibi konuştun.
-... conservadorismo. - Pareces o meu pai.
Babam hep "Para harcamak içindir" derdi. Tıpkı o parayı kazanmak için erkeğin gücünü ve aklını kullandığı gibi.
O meu pai costumava dizer que o dinheiro fizera-se para se gastar, do mesmo modo que os homens gastam a força e o cérebro a ganhá-lo, de boa vontade.
Ama annemi, tıpkı babamın onu resmettiği gibi gördüm.
Mas eu disse-te, vi a minha mãe, tal como o meu pai a pintou.
Tıpkı ben o havuzda boğulurken,... annem ve babamın benden uzakta olması gibi.
O meu filho está num lugar distante, muito longe. Como os meus pais estavam... quando me ia afogando naquela lagoa.
Tıpkı babam gibi konuşuyorsun.
O velho espírito Benedict.
Tıpkı babamın dediği gibi, esinti nehirden gelmezse, esinti değildir.
Como o papá dizia, se a brisa não vier do rio, simplesmente não é brisa.
Babam, annemin de tıpkı Rusya'daki gibi, doğal doğum yapmasında ısrarcı olmuş.
O meu pai insistiu com a minha mãe no parto sem dor, como na União Soviética.
Muhtemelen Fletcher onları kaçırmıştır. Tıpkı babamı kaçırmaya çalıştığı gibi. - Harika.
O Fletcher deve tê-los afugentado, como tentou fazer com o meu pai.
Tıpkı özlediğim gibi. Bütün bu yıllar boyunca babamın içine saklanmış güzellikler gibi.
tal como não consegui ver a beleza do meu pai todos estes anos.
Babam da tıpkı senin gibi ateş ederdi.
O meu Pai disparava da mesma maneira.
Hayatımdan tıpkı Kathi gibi çıkıp gitti, kambur Basia, Inna Moyseyevna, babam ve annem, Bertha ve Isaac tüm o sevdiğim herkes.
Ele saíu da minha vida como Kathy, a corcunda Basia... Inna Moyseyevna, meu pai e mãe, Bertha e Isaac. Todos aqueles a quem amava.
Tanrı aşkına, tıpkı babamınki gibi gözlerim var.
Por amor de Deus, até tenho os olhos do meu pai.
Babam olsa seni çok severdi kesin. Tıpkı benim sevdiğim gibi.
Só que o meu pai te teria adorado, tanto quanto eu adoro.
Tıpkı babam, büyükbabam ve onun büyükbabası gibi.
Tal como o meu pai, o meu avô e o meu bisavô.
Tıpkı babamınki gibi bir kamburum olacak!
Vou ficar corcunda como o meu pai!
Tıpkı babam ve benim yaptığımız gibi.
Sim. Tal e qual como eu e o meu pai fazia-mos.
Tıpkı babamın bana öğrettiği gibi.
Como o meu pai me ensinou.
Babamın dostlarına yüreğim, kollarım açık tıpkı bir pelikanın yaptığı gibi kanımla beslerim onları.
- Saberás reconhecê-los? - Abraçarei seus amigos... e, como o gentil pelicano, cevá-los-ei com meu sangue!
Tıpkı ben köşeyi dönmeden önce ölen babam gibi.
Típico do velhote, morrer antes de me ver alcançar o sucesso!
Tıpkı 10 yaşındayken, babamın yatak odasında ağlayıp, annemin yüzü kan içinde mutfak masasın otururken bana babamın üzgün olduğunu, ve bir daha asla böyle bir şey yapmayacağını söylemesi gibi.
Como nos meus 10 anos. O meu pai a chorar no quarto, a minha mãe com sangue na cara a dizer-me que o pai não voltava a bater-lhe.
Verandada içki içeceğiz. Tıpkı babam ve Ted Amca'nın yaptıkları gibi.
Bebemos uns copos na varanda como faziam o pai e o tio Ted.
Tıpkı babamın yaptığı gibi.
Tal como o pai.
Tıpkı babamın yaptığı gibi, taaki McDonald's onu kovana kadar.
Como mel pai costumava fazer, até o McDonald's o despedir.
Ben hayatım boyunca, tıpkı babam, büyükbabam gibi ve benden sonra kardeşlerinin çalışacağı gibi çalıştım.
Eu trabalhei esta terra a vida toda, assim como o meu pai e o meu avô e como teus irmãos depois de mim. Esse não será o teu futuro.
Ya da tıpkı babamın dediği gibi...
Pudim?
Tıpkı yılbaşındaki gibi, babamın sarhoş olması dışında tabi.
- Ok.
Bir baba olmak istiyordum, iyi bir baba... Tıpkı benim babam gibi.
Eu queria ser pai, um bom pai... como o meu tinha sido para mim.
Çizimler, kelimenin anlamını destekliyordu... tıpkı babamın açıkladığı gibi.
A ilustração confirmou o significado da palavra, tal como ele explicara.
Tıpkı dediğim gibi adamı öldürdü ve babamı öldürmekle de tehdit etti.
Ele matou o homem, tal como eu disse, e ameaçou matar o pai também!
Ondan sonra kaderimim tıpkı babamın dediği gibi olduğunu gördüm.
Foi aí que percebi o meu destino tal como o meu pai tinha dito.
Tıpkı babamın hakkımda bilgi toplamayacağı gibi mi?
Como o pai nunca iria espiar-me?
Tıpkı babam gibi.
Como o meu pai.
babam gibi 16
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
tıpkı 157
tıpkı senin gibi 132
tıpkı sana benziyor 22
tıpkı eskisi gibi 17
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
tıpkı 157
tıpkı senin gibi 132
tıpkı sana benziyor 22
tıpkı eskisi gibi 17