Umarım öyle değildir tradutor Português
81 parallel translation
Umarım öyle değildir.
Rezo para que não seja o caso.
Umarım öyle değildir.
Querida, espero que não.
Umarım öyle değildir.
Espero que não.
Umarım öyle değildir, yoksa Kraliçe falan olamam!
Esperemos bem que não, deixaria de ser rainha.
Heralde hepsi uyumuşlardır. Umarım öyle değildir.
- Se calhar foram todos para a cama.
Umarım öyle değildir.
Bem, espero que não.
- Umarım öyle değildir.
- Espero que não.
Umarım öyle değildir çünkü becerilerini test etmek niyetindeyim.
Espero que não. Quero testá-las.
Tanrım, umarım öyle değildir.
Deus, espero que não.
Umarım öyle değildir.
Merda, espero que não.
Umarım öyle değildir.
Espero mesmo que não..
- Tanrım, umarım öyle değildir.
- Meu Deus, espero que não.
Umarım öyle değildir efendim.
Não foi bem isso.
Yani, umarım öyle değildir.
Quero dizer, espero que não.
Umarım öyle değildir.
É melhor não estarem.
Tanrım, umarım öyle değildir.
Meu Deus, espero que não.
Umarım öyle değildir, yemek randevumuz var.
- Espero que não, vou almoçar com ele.
Hatırın için umarım öyle değildir.
Espero bem que não, para teu bem.
Umarım öyle değildir!
Espero que não seja verdade!
Onun iyiliği için, umarım öyle değildir.
Para o seu próprio bem, espero que não.
Umarım öyle değildir.
Bem, espero que não tenhas razão.
- Umarım öyle değildir, hayır saçın böyle güzel görünüyor.
Espero que não. Fica bem com esse penteado.
- Umarım öyle değildir! Bu üvey oğlum Stephen Restarick.
Não és uma mulher caprichosa, o que me leva a crer que algo se passa realmente.
- Tanrım, umarım öyle değildir.
- Espero que não.
Umarım öyle değildir.
Realmente espero que este não seja o meu caso.
Umarım öyle değildir. Ama şu hayalet öyleymiş gibi düşünüyor.
Penso que não, mas o fantasma acha que sim.
Onun ölümüne neden olabilecek bir şeye rastlamış olabilirsin. Umarım öyle değildir.
Talvez tenha tropeçado em alguma coisa que pode tê-lo levado à morte.
Bu sadece daha fazla kan dökülmesi anlamına mı geliyor? Umarım öyle değildir.
Significará apenas mais sangue?
- Umarım öyle değildir. Buralar Deep South'a bağlı ve içinde kaybolmak istemezsiniz.
Espero que não, estas partes de floresta do sul profundo não são um bom sitio para nos perdermos.
Umarım öyle değildir.
Espero bem que não.
- Zaten umarım öyle değildir.
- De qualquer modo, espero que não.
Umarım öyle değildir.
Espero por Deus que não.
Kızım seninle, benim canımı acıtmak için mi çıkıyor? Umarım öyle değildir.
A minha filha anda contigo para me magoar?
Umarım öyle değildir Bay Sandin.
Espero mesmo que não, Sr. Sandin.
- Umarım öyle değildir.
- Esperemos bem que não.
Umarım öyle değildir.
Meu Deus espero que não.
İçinden geldi diye Bonnie'yi hayata geri döndüreceğine inanmamız mı gerekiyor yani? Umarım öyle değildir.
É suposto acreditarmos que ele vai ressuscitar a Bonnie por bondade?
Belki, umarım öyle değildir.
- Talvez, espero que não.
Umarım öyle değildir.
Eu espero que não.
- Umarım öyle değildir.
Espero que não.
Umarım öyle değildir çünkü artık aranızdan biriyim.
Bem, espero que não, pois agora sou um de vós.
Umarım öyle değildir.
Espero que tenha sido vacinado.
Umarım öyle değildir.
Espero que nao.
Öyle değildir umarım.
Espero que não.
Su yatağı değildir umarım, öyle mi?
- Não é uma cama de água, pois não?
Umarım, öyle değildir.
Espero que não seja esse o problema.
Umarım, annesinin hatırına öyle değildir.
Espero que não, para bem da mãe dele.
Umarım vaziyet öyle değildir.
Espero que não seja o caso.
Umarım sen de öyle değildir, dostum.
Espero que estejas nela, amigo.
Umarım sizinle evlenme sebebi maddi çıkar değildir ancak öyle olmayan bir erkek size hak ettiğiniz değeri gösterecektir.
Gostava que ele a casasse sem que a Dido tivesse um tostão, pois aí teria um homem que a valorizaria realmente.
Umarım öyle değildir.
Acho que não.