Vur tradutor Português
7,479 parallel translation
Al birini vur ötekine seçimi değil bu.
Nem sequer é uma escolha.
Yani, Atwater içeride olduğu sürede Tucker'ın vur emrini verdiğini söylediğini kayda almaya çalışacak, ve bizde burada elimizden geleni yapacağız saldırganın kim olduğunu bulup Tucker ile ilintilendirmek için.
Então, enquanto o Atwater está lá dentro a tentar uma confissão do Tucker com uma escuta, vamos estar aqui fora a fazer o que pudermos para identificar o atirador e ligá-lo ao Tucker.
Devriye bir vur kaç olayına bakmış dün geceki olay mahalline 750 metre ötede.
Foi reportado um acidente com fuga a meio Km do local do crime, a noite passada.
CPD gizli görevindeyim, 10 yaşında bir kızın cinayetiyle ilgili buradaki bir mahkumun vur emrini verdiğini kanıtlamaya çalışıyorum.
Sou um polícia disfarçado, a tentar ligar a morte de uma miúda, a um preso que pode ter ordenado o assassínio daqui.
Güzel. Sağa vur.
Gancho, gancho, direita.
Sağa vur. Sağa vur. Sağa vur.
Gancho, gancho, direita.
Vur bakalım. Devam.
Gancho, gancho, direita.
Vur hadi. Vur sağ sol. Aynen böyle devam et.
Gancho, gancho, direita.
ayağınla topa vur.
Chuta na bola com o pé.
Bu sefer topa vur.
Desta vez, faz pontaria à bola.
Manny, çok sert vur!
Manny, chuta essa com força!
- Vur ona.
- Bata neles! Bata neles!
Vur ona.
- Por trás.
Kararlarını etkileyen, deha-beden öfkene bir gem vur artık.
Pára de deixar esse ressentimento gigante atrapalhar o teu julgamento.
- Ben, beni vur.
- Eu, dispare sobre em mim.
Vur.
Bate, bate, bate!
Vur! Güzel.
Está bom.
Vur, vur, vur!
Bate, bate, bate!
Vur!
Bate, bate!
Thor vur şunu!
Thor! Acerta-lhe!
Kahretsin Fitz, vur!
Bolas, Fitz, dispare!
Düşene bir tekme de sen vur bakalım.
Abusem de um homem quando ele não se pode defender, não?
Kalbinden geçen bir şey varsa dışarı vur. Çünkü bu gezegende başka hiç kimse o sözleri yazmadı, o şarkıyı söylemedi.
Se tens alguma coisa no coração, deita cá para fora, porque mais ninguém neste planeta escreveu essas palavras ou tocou essa rima antes.
Bu bir vur kaç olayı.
É atropelamento e fuga.
Sol, sağ, davran ve vur!
Esquerda, direita, fingir e bater!
Sol, sağ, davran ve vur!
Esquerda, direita, fingir e atacar!
Sol, sağ, davran ve vur!
Esquerda, direita, fingir e atacar. - Boa.
Kıpırdarlarsa vur gitsin.
Se eles se mexerem, atira.
NICOLAI : Gördüğün zaman vur onu.
Quando o virem, matem-no.
Gel de vur hadi Macduff.
Vamos lá, Macduff.
İşte bu dua eden Donna, bir daha vur böyle şerefe olmaz.
É uma prece, Donna, não é um brinde.
Bacaklarına vur.
Bata-lhe nas pernas! As pernas!
Kalk! Kafaya salla vücuduna vur! Kafaya salla vücuduna vur!
Finja que vai à cabeça e dê-lhe no tronco!
Konuşayım da beni kafamdan vur.
Sim, eu falo e tu dás-me um tiro na cabeça.
- Hadi! Vur şunu.
Vá lá, mata-o.
- Vur şu orospu çocuğunu.
Mata este cabrão.
- Ayağından vur.
Dá-lhe um tiro na perna.
Vur onu!
Mate-o!
Onu vur!
Mate-o!
Vur onları! Vur! Vur!
Matem-nos!
Kır beni, vur bana ama bil ki çekeceğim tetiği
Quebra-me, toma-me, mas vê-me puxar o gatilho
Vur, vur, vur...
O quê? Que? Venha cá, venha aqui.
E, vur madem.
Então, dá-lhe um tiro.
Ben "tüm kurşunlar üzerimden sıçrama yapalım." Tercih Hadi, vur beni.
Prefiro : "Que todas as balas ressaltem em mim." Vá, dispara.
- Onu, Neil vur beni izin vermeyin.
- Não o deixes disparar, Neil.
- Onu, Neil vur beni izin vermeyin!
- Não o deixes disparar, Neil.
Vur onu Fitz!
- Dispare, Fitz!
- Vur beni.
Dispara.
- Hadi, vur beni!
Vamos, dispara!
Vur da bitsin bu iş.
Fuzilem-me e pronto!
- Hadi, vur beni!
- Vá, dispara.
vur bana 134
vur ona 159
vurma bana 23
vurdum onu 29
vurun 104
vuruyor 36
vur beni 84
vur onu 251
vurucu 27
vurulduk 34
vur ona 159
vurma bana 23
vurdum onu 29
vurun 104
vuruyor 36
vur beni 84
vur onu 251
vurucu 27
vurulduk 34
vuruldun mu 36
vuruldu mu 17
vur hadi 24
vursana 34
vurun beni 21
vurmak mı 16
vurun onu 70
vurulacaksın 16
vur şunu 35
vur onları 20
vuruldu mu 17
vur hadi 24
vursana 34
vurun beni 21
vurmak mı 16
vurun onu 70
vurulacaksın 16
vur şunu 35
vur onları 20