Ya para tradutor Português
52,926 parallel translation
O dönemde anneme bakıyordum. Anneme, Hollywood, Florida'ya taşınacağımızı söylemiştim.
Na altura, eu cuidava da minha mãe e disse à minha mãe que íamos mudar-nos para Hollywood, na Florida.
Amacım, bunu benim adıma yapacak insanları çalıştırmak, böylece daha fazla yapmak zorunda kalmamak, anlarsınız ya.
Mas quero contratar gente para o fazer por mim, para eu não ter de o fazer. Compreendem?
Kendi işimin olması, kızlara bu iş için para ödemek falan. Ya da erkeklere.
Ter o meu próprio website e pagar a raparigas ou homens para fazerem coisas.
Diyelim ülkenin orta yerinde işsizin biriyim, karavan parkta yaşıyorum ama haftada 100 dolar toplayabileceğim kaynaklarım var. Böylelikle sonraki yaş günümde en sevdiğim fahişeyi ya da porno yıldızını bir saatliğine alabilirim.
AGENTE DE TALENTOS... no meio do país, a viver numa caravana, mas tenho meios para poupar 100 dólares por semana para que, no meu próximo aniversário, possa pagar uma hora com a prostituta ou estrela porno de que mais gosto.
Bugün bu işi yapan kızlar muhtemelen çift anal ya da çift vajina yapmak istemezler. Çünkü para kazanmak istiyorlar ve çok fazla rekabet var.
E atualmente, acho que as raparigas fazem coisas que provavelmente não quereriam fazer, como anal duplo, ou vaginal duplo, porque querem ganhar dinheiro e porque há imensa concorrência.
İstediğim kadını seçebilirim ya da benimle bir sahnede oynamasını isteyebilirim. "
Eu posso escolher qualquer mulher, ou pedir para fazer uma cena com ela. "
Büyükannemin ipek sabahlığını giymiştim ve Lee marka takma tırnaklar takmıştım. Biraz da makyaj yapıp Malibu'ya gitmiştik.
Eu usei a túnica de seda da minha avó, pus unhas postiças, fizemos um pouco de maquilhagem e fomos para Malibu Beach.
Aşağıya gel lütfen.
Para baixo, por favor.
Çok korktuğunu ya da böyle bir şey yapmaktan rahatsız olacağını söyleme. Neden, biliyor musun? Çünkü insanları her gün gözetliyorsun.
Não digas que tens muito medo ou que não te sentes à vontade para fazer isto, porque todos nós espiamos, todos os dias.
Ya da her gün kullandıkları tuvaletlerin duvarlarına bir bakın.
Ou olhem para as paredes das casas de banho deste liceu.
"Aşkı ne zaman bulacağım" türünde bir yalnızlık değil ya da "popüler çocuklar bana acımasız davranıyor" türünde de.
E não é do tipo : "Quando vou encontrar o amor?" Nem : "Os miúdos populares são maus para mim."
Ya da pislik oğluna 60 bin dolarlık araba alacak kadar zengin ve adi olan adama.
Pelo menos contra um suficientemente rico e imbecil para dar um carro de 60 000 dólares ao cretino do filho.
Ya kendini kötü hissetmemenin tek yolu sonsuza dek hiçbir şey hissetmemekse?
"E se a única maneira de não nos sentirmos mal é parando de sentir seja o que for para sempre?"
Ya hayırlı bir evlat ol ya da kayalıklara çakıl.
Sê um bom filho ou atira-te para as rochas lá em baixo.
Basket oynamak ya da arabayla gezmek için okulu asmıştır.
Fugiu da escola para jogar basquetebol ou ir dar uma volta.
Ya tek arzuları bir çocuk merdivenine tırmanmaksa
E se tudo o que desejam São brinquedos para escalar
Arkadaşını korumak için Jessica'ya Hannah'nın bunu uydurduğunu söyledin.
Para o protegeres, disseste à Jessica que a Hannah inventou tudo.
Daha iyi ya, biraz gevşeriz.
Isso é mais uma razão para relaxar.
- Hannah'ya kavuşmak için mi?
- Juntares-te à Hannah para sempre?
Columbia'ya erken kabul için başvurdum. Zach'e burs teklifleri var.
Tenho uma candidatura para Columbia, o Zach tem bolsas de estudo.
Hannah'ya, birkaç mesajınızda erkek zevkinin berbat olduğunu söylemişsiniz.
Mandou SMS à Hannah mais do que uma vez a dizer que ela tinha péssimo gosto para homens.
Liberty'de Hannah'ya kırıcı sözler söylendiğini duydun mu?
Ouviu alguém no Liberty falar de forma desagradável para a Hannah?
Madi sağ salim kurtulunca. Vali ölü ya da diri ele geçince. Hepimizin yoluna baş koyduğu savaşı çıkarıp kampa döndüğümüz zaman.
Só será desenterrado quando a Madi estiver em segurança, o Governador morto ou capturado e todos estivermos preparados para regressar ao acampamento e prosseguir uma guerra com a qual todos nos comprometemos.
Bu ormandan dışarıya hayatta adımımı atmam ta ki son bulacağını bilmedikçe.
E não posso dar mais um passo para fora desta floresta enquanto não souber que acabou.
Alexandria'ya dönmemeliyiz.
Não devíamos estar a voltar para Alexandria.
Ya şu an evine gidiyordur ya da bizden birilerini daha öldürmek için buraya dönüyordur.
Então, ele está a ir para casa, ou vai voltar aqui para tentar matar mais alguns de nós?
Bunun için en azından kuru maya, oksijenli su ve bir miktar da sıvı bulaşık deterjanı gerekir. Belki biraz da tuvalet ya da lavabo açacağı. Birkaç balon ya da o tarz bir şey.
Isso exigiria fermento seco, água oxigenada e um pouco de detergente líquido, talvez... soda cáustica para casa de banho, alguns balões ou algo parecido, e outras miudezas domésticas comuns.
Alexandria'ya gitmek için hemen yola çıkabiliriz.
Podemos ir para Alexandria. neste instante.
Üst büklümü alıp aşağıya indireceksin, sonra yukarı sonra geriye, sonra da...
Daí pegas no laço de cima, trazes para baixo, para cima, e passas por trás, depois...
Öyle ya da böyle, arkadaşlarıma zarar vermek için beni kullanacak.
De uma forma ou de outra, vai usar-me para ferir os meus amigos.
Ya da tüm uzay filosunu atomlarina ayirmak için askeri portallarini yeniden mi programlayacaksin?
Vais reprogramar os portais militares para destruir a sua frota?
Ya, bir türü kısırlaştırmak istediğim zaman bunu kim yapacak, sen mi?
Quando eu quiser esterelizar uma raça, você esterilizará para mim?
İnsanlar canlı hissetmek için acıya ihtiyaç duyar.
As pessoas precisam do "coice" que isto lhes dá para se sentirem vivas.
Nassau'ya saldıracak yeterli sayıya sahip değiliz ama sayımızı yükseltebilirsek...
Não temos homens suficientes para atacar Nassau, mas se pudéssemos aumentar esse número...
- Vardığımızda bir mesaj vermek üzere rotayı Nassau'ya çevirdi.
Marcou rota para Nassau e vai enviar uma mensagem para quando regressarmos.
Paylaşacak kadar seni kendine yakın gördü ya da Billy'ye baskımı zayıflatmak için bir fırsat olarak gördün belki de.
Sentiu-se suficientemente perto de ti para o partilhar, ou talvez... Viste uma oportunidade para contrariar a minha vantagem com o Billy.
Vali, Port Royal'a, eşi Philadelphia'ya.
Ele vai para Port Royal, ela vai para Filadélfia.
Nassau'ya teslimat için hazırlanıyorlardı herhalde.
Devem ter estado a preparar uma expedição para Nassau.
Düzgün yaşa ya da cehennemi boyla.
"Vive bem ou vai para o inferno."
Philadelphia'ya vardığımız zaman ailenizin korumasına girdiğiniz zaman görevime son vermenizi umuyorum.
Assim, quando chegarmos a Filadélfia, assim que estiverdes sob a proteção da vossa família, estava com esperança que julgásseis apropriado dispensar-me dos meus serviços, para que possa regressar a Londres,
Kalkış iznimiz askıya alınmış.
Acabei de ser informado que a nossa permissão para partir foi suspensa.
Aksi daha pahalıya mal olurdu.
Poderia ter sido mais caro para mim se não o tivesse feito.
Korsan Jack Rackham'ın hikayesi Charles Vane'i asan valinin işini Karasakal ile beraber bitirip Nassau'ya korsanlığı geri getiren adam olarak yazılacaksa eğer böyle bir son beni mutlu ederdi.
Se a história do pirata Jack Rackham for para acabar com ele ao lado do Blackbeard, como iguais, a derrotar juntos o governador que enforcou Charles Vane e, assim, restaurar o domínio pirata em Nassau... Posso viver com esse final.
Direnişin Nassau'ya girip çıkmak için kullandığı yolların bilgisi.
Aqui tem informação sobre as rotas preferenciais usadas pela resistência para entrar em Nassau.
Nassau'ya doğru dümen kırın!
Tracem um rumo para Nassau.
Cinayetten aranan her zeki insanın yaptığını yapmış ve de Kanada'ya kaçmıştır.
Se... Então fez o que um procurado por assassinato faria, e fugiu para o Canadá.
Tahliller pozitif çıksın ya da çıkmasın bizi uzaya bırakmak istediğinizi düşünüyorum.
Talvez queiras enviar-nos para o espaço, independentemente do teste ser positivo ou não.
Peki ya aşı yapmak için o örneği kullanmanın bir yolu olsaydı?
E se houvesse um modo de usar essa amostra para criar uma vacina?
Africanus Callisto'ya.
A Africanus para Callisto.
Şu anda filolarının üçte ikisi Dünya'ya doğru ilerliyor.
E agora dois terços de frota deles dirige-se para a Terra.
Ya da belki bu hikâye o zamandır tek kelime geri dönüş yapmadan hangi cehennemde olduğunuz hakkındadır!
Ou, talvez seja a história de onde raio têm estado desde então, sem nenhuma maldita comunicação para mim.
para 1088
param 46
paramount 22
paraguay 35
parayı 47
param yok 109
paraşüt 18
paragraf 17
paran 31
para yok 73
param 46
paramount 22
paraguay 35
parayı 47
param yok 109
paraşüt 18
paragraf 17
paran 31
para yok 73
param var 112
paramı 23
paran var 16
parasız 29
parayla 16
paralar 28
para bende 17
paramı ver 38
param nerede 79
paraya ihtiyacın var mı 17
paramı 23
paran var 16
parasız 29
parayla 16
paralar 28
para bende 17
paramı ver 38
param nerede 79
paraya ihtiyacın var mı 17