Yak tradutor Português
102,315 parallel translation
Tüm sahipsiz cesetler yakılır.
Os corpos não reclamados são cremados.
Yakında evde olacağım.
estarei em casa em breve.
Yuvarlak tırnak sadece Rihanna'ya yakışıyor.
As unhas em redondo só ficam bem à Rihanna.
Kızınız ve dostları kıyıya fazla yakın demir atmış.
A sua filha e os amigos pararam demasiado perto da margem.
Bu müşteri yakın geçmişte mali sıkıntılar yaşamış olabilir veya işini aniden bırakmak gibi alışılmadık bir karar almış olabilir.
Este cliente, digamos que teve recentemente problemas financeiros. Ou teve um comportamento invulgar, como deixar o trabalho de repente.
Anladığım kadarıyla Bakan Rathenau ile yakınmışsınız.
Pelo que sei, era amigo do ministro Rathenau.
Yakındık, teşekkür ederim.
Éramos, obrigado.
- Gereksiz uzatıyorsun. Yakışıyor mu?
- É insignificante...
Evet yakın arkadaşım Bobby Axelrod'un bu konuda haklı olduğuna dair aklımda en ufak şüphe yok.
E, sim, não tenho qualquer dúvida de que o meu bom amigo, Bobby Axelrod, acertou nesta.
Seni Bayan Maric'le birden fazla kez yakın sohbet ederken gördüm.
Vi-o conversar várias vezes de perto com a Menina Maric.
Umarım yakında geri dönersiniz Bay Besso.
Espero que regresse em breve Sr. Besso.
Yakındaki evliliğimin hatırına lütfen niyetini o zavallı kıza açıklar mısın?
Pelo amor do meu futuro casamento, podes tornar claras as tuas intenções para a rapariga?
Sonuçlar yakında yayınlanacak ama sınavlarını geçtin.
Os resultados serão afixados em breve, mas passou nos exames.
Bu hiçbirimize yakışmaz.
É indigno para todos.
Her zaman en yakın arkadaşım oldun Helena.
Sempre foste a minha melhor amiga, Helene.
Umarım yakında geri dönersiniz Bay Besso.
Espero que regresse em breve, Sr. Besso.
Bu akşam yakışıklı görünüyorsun, Babu.
Estás bonito esta noite, Babu.
Zamanın olmadığından yakınıyordun.
Queixas-te de não ter tempo.
Şuraya iyice yakınlaştırıyoruz ve... Silahın namlusunda ne görüyoruz?
Então, ampliamos bem, ali, e...
Bir dahaki sefere daha fazlası gelecek, hem de yakında.
Da próxima vez, virão mais, e será em breve.
Bulabileceğim yeni bir Şahit dedektörüne en yakın olan şey Müzik Kutusu'ydu.
A Tigela Cantante foi o mais perto que encontrei de um detector de Testemunha.
Cehennem silahı'na daha yakından bakmak için eve geri gittim, ve bunu buldum. Geride bırakılanlar arasında.
Eu voltei àquela casa para ver de perto uma máquina infernal e encontrei isto do que restou.
Merkür'ü düşünün. Güneş'e en yakın gezegen.
Pense em Mercúrio, o planeta mais próximo do Sol.
- Ne olursa olsun, yakında olacağım.
Eu ficaria por perto.
- Şimdi bile yakında değilsin.
Já não estás perto.
Yakında gelip sizinle birlikte uçuracağım.
Vou lançá-lo contigo em breve.
Vajinama tekme atan tip yakışıklıymış.
O que me deu um chuto na rata é giro.
Mavi gömlek hiç yakışmamış.
E a tua camisa azul também não.
Onlar olmasaydı burayı çoktan yakıp yıkmışlardı.
Se eles não estivessem aqui, já tinham incendiado esta merda.
Tekme atmadığım sürece ona bir daha bu kadar yakın olmak istemem.
Nunca mais quero estar tão próxima dele, a não ser que lhe esteja a dar pontapés.
Yakında söz hakkı sana geçmezse bir anda alev alıp yok olur musun acaba?
Vais entrar em combustão espontânea se não chefiares algo em breve?
Yani yakında hayat normale dönecek.
Isso significa que a vida aqui vai voltar ao status quo.
Bunlar yakında sona erecek.
Isto vai acabar em breve.
Rüşveti yakıyoruz.
Vamos queimar o suborno.
Cheetos'ları yakıyoruz canım!
A incendiar Cheetos, pessoal!
Litchfield Cezaevi'ne gönderilen yiyecek ve erzağın yakılmasıyla ilgili validen cevap gelmedi.
O governador ainda não se manifestou desde que as reclusas de Litchfield queimaram comida e outros produtos que o gabinete dele lhes tinha oferecido.
Bence bana daha çok yakışır.
Na minha opinião, ficaria mais bonito em mim.
Artık Leanne'in 100 metre yakınına yaklaşamazsın.
Tens de ficar sempre a uma distância de 90 metros da Leanne.
Yakında kızı almak için içeri dalarlar.
É uma questão de tempo até a virem buscar.
Burayı yakıp yıkar.
Vai transformar este lugar em cinzas.
O yakışıklının çimento gibi kasları vardı.
E aquela brasa era um "rega-lo" para os olhos.
Yakışıyor mu sana? Bu ne lan?
És melhor do que isso.
Burada eroin mi saklıyorsun yakışıklı?
Tens aqui heroína escondida, jeitoso?
Evet Kızıl, şu ürkütücü palyaço imajı kimseye yakışmıyor.
Pareces um palhaço aterrador. Esse estilo não fica bem a ninguém.
Bakması gereken yeri görecek kadar bile yakın değil.
Nem sequer estava perto o suficiente para ver o que era suposto ver.
Tracy Loomis en yakın arkadaşımdı.
Eu e a Tracy Loomis éramos melhores amigas.
Yakında seni çıkaracağım.
Vou tirá-lo daí em breve.
- Evet, New Haven'a yakın.
Sim, fica perto de New Haven.
Doktorlar seninle ilgilenecekler ve yakında orada olacağım.
Os médicos vão tratar de ti e vou estar ao teu lado em breve.
Confucius mu? Yakın.
- Confúcio?
Ona yakın birisi.
Isso é íntimo.
yakın 111
yaklaşık 83
yakışıklı 269
yakında 470
yaklaşıyor 99
yakışmış 20
yaklaşın 139
yakışıklısın 18
yakında görüşürüz 149
yakalandın 36
yaklaşık 83
yakışıklı 269
yakında 470
yaklaşıyor 99
yakışmış 20
yaklaşın 139
yakışıklısın 18
yakında görüşürüz 149
yakalandın 36
yakından 16
yakınlarda 19
yakalayacağız 17
yakalandı 21
yakalayacağım 23
yakov 16
yaklaş 303
yakaladım 595
yakalandım 32
yaklaşma 142
yakınlarda 19
yakalayacağız 17
yakalandı 21
yakalayacağım 23
yakov 16
yaklaş 303
yakaladım 595
yakalandım 32
yaklaşma 142
yakala 462
yakaladık 100
yakaladı 27
yaklaşıyoruz 63
yaklaştık 32
yaklaşıyorum 20
yaklaşıyorlar 62
yakalandık 16
yakaladın 24
yaklaşmayın 75
yakaladık 100
yakaladı 27
yaklaşıyoruz 63
yaklaştık 32
yaklaşıyorum 20
yaklaşıyorlar 62
yakalandık 16
yakaladın 24
yaklaşmayın 75