Yanıldım tradutor Português
1,601 parallel translation
Ne zaman yanıldım?
Quando é que me enganei?
Belki de yanıldım.
Talvez eu estivesse errado.
Burun ameliyatı sadece üç-dört bin dolar tutar sanıyordum ama yanıldım.
Pensava que uma plástica ao nariz custava apenas três ou quatro mil, mas estava errada.
Yanıldım.
Estava errada!
Yanıldım. Gerçeği şimdi anlatabilirim.
Posso contar-te a verdade agora.
Yanıldım, Dave.
Estava enganada, Dave.
Psikiyatri hastaların laboratuar sonuçları isteseydi asla tanı koyamazdın. Öyleyse yanıldım.
Se os seus pacientes exigissem resultados do laboratório, nunca lhes faria um diagnóstico.
... Bağdat'a kadar gitmek hata olabilir. Sanırım çok yanıldım, Colin.
Lembro-me de uma vez teres concordado que ir todo o caminho até Bagdade seria um erro.
Ben yanıldım.
- Enganei-me.
Gene yanıldım.
Estás enganada outra vez!
Ya istihbaratı veren kaynak yanıldı... ya da ne hamle yapacağımızı görmek istediler.
Ou a nossa fonte estava errada ou isto foi feito para estudar a nossa capacidade de resposta.
Güven bana, hiç yanılmam. Hiç yanıldın mı çocuklar?
Confia em mim, nunca me engano pois não, rapazes?
Yanıldığımı kanıtla tatlım.
Prova-me que estou errada, querida.
Yanıldığımı kanıtla.
Prova-me que estou errada.
Alex, bunu ona söylediğimde yanıldığımı söyledi.
Alex, quando lhe contei... ela disse que eu estava enganada.
Ronny'nin senin sarhoş bir adamla evlenmeni isteyerek yanıldığını hissetmesini sağlayacağım.
Quero que o Ronny aperceba-se que cometeu um grande erro induzindo-te a casar com um bêbado.
Büyük bir yıldız olunca ben de yanına taşınacağım.
Vou para lá quando ela se tornar uma grande estrela.
Ama orada olamayacak, tıpkı eyalet şampiyonluğumda ya da ilk romanım basıldığında yanımda olamadığı gibi.
Mas ele não vai lá estar, tal como não esteve para ver o meu campeonato estadual ou o meu primeiro romance publicado.
Yanıldığımızı kanıtlamak isteyen var mı?
Quem quer provar-me que estou errado?
Git de yakışıklı bir sunucuyu işe al, ateşli arkadaşlarınla takıl ve ateşli biri ol. Ama ne kaçırdığının farkına varamayacaksın, çünkü ben yaptığım işte iyiyim. Ve sana yanıldığını kanıtlayacağım.
Contrata um pivô sensual, anda com os seus amigos sensuais e é sensual, mas nunca sabe o que está a perder, porque eu sou bom naquilo que faço, e vou provar-lhe que está enganada.
Bak, yanıldığımı itiraf etmeyi bilirim.
Sei quando devo comer uma torta de humildade.
Ama artık yanıldığımın farkındayım.
Mas agora vejo que estava enganado.
Sen mi bana yanıldığımı söylüyorsun?
Tu falas-me de "equívocos"?
Ama Bayan Upjohn yanımdan ayrıldığında, çok önemli bir şeyi kaçırmış oluğum duygusunu üzerimden atamadım.
Mas quando a Sra. Upjohn saiu, não pude deixar de reparar que me escapara algo importante.
Sana bunu daha cazip bir şekilde anlatayım. Phillips'in yanıldığını kanıtla.
Deixa-me pôr isto num contexto que te será mais apelativo.
Bu, kız hakkında yanıldığım anlamına gelir, başladığımız yere geri döneriz.
Então... Significa que estou errado, E voltamos à primeira fase.
Ruth, birkaç şişe su al yanına... anlaşıldı. ayrıca, yan yana yürüceğimizi unutmayın, bu çok önemli... en zayıf avı almayacaklardır, lideri alıcaklar ve daha sonra dağılanları, yani birlikte kalın... ewet birlikte kalalım, deneyelim ve kimsenin ölmeyeceği bir gün yaşayalım.
Ruth, providencie água suficiente... Feito. Lembrem-se de andar lado a lado, isso é muito importante...
Onunla konuşmaya çalıştım. Fakat çok tuhaftı bu yüzden ben de yanında ayrıldım.
Tentei falar com ele, mas se poz raro, então me fui.
-... yanıldıklarını gösterelim modundayım.
- que estão errados. "
Bunda yanıldığımı söyleme, Colin. Başardık, efendim.
Não digas que estava errado nesta, Colin.
Bu Dr. House'un yanıldığı anlamına mı geliyor? Ah!
Então o Dr. House enganou-se?
Yorumumu dinlemek istiyor musun yoksa sürekli yanıldığımı mı söyleyip duracaksın?
Queres ouvir a minha interpretação, ou queres apenas contradizer-me?
Kendi portresini ne yanına aldı ki bu arada ona bayıldım.
Ela levou o retrato com ela, que a propósito adoro.
Kalem kırıldı. - Ama her daim yanında olacağım.
Mas vou estar aqui em todas as etapas do processo.
Sanırım benim hakkımda yanıldın.
Parece que estava enganada a meu respeito.
Ne tür bir yanıcı madde kullanıldığını öğrenmek için parkeden numune aldım.
retirei uma amostra do piso para determinar o tipo exacto do combustíveis usados.
Onun yanında olacağım tıpkı bunca yıldır o benim yanımda olduğu gibi.
E vou ficar do lado dele, tal como ele fez comigo todos estes anos.
Yanıldıklarını kanıtlayacağım.
Vou provar que estão errados.
Sanırım kastettiği şu da olabilir, House fena yanıldı.
Suponho que é possível que ela tenha dito que o House estava tão, tão errado.
İyiye gidiyor olduğu gerçeği yanıldığımızı mı gösteriyor?
É por estar a melhorar que estamos errados?
Bu da yanıldığım anlamına geliyor.
Então enganei-me.
Ne zamandır yanıldığımızı düşünmeye başladık?
E desde quando presumimos que estamos errados?
Hayır hanımefendi, çalıştım ama polis olduğunu söyleyip yanımdan ayrıldı ve adamların peşine düştü.
Não, eu tentei, mas ele disse que era polícia e foi a correr atrás dos tipos.
Ondan ne zaman şüphelensek, bize yanıldığımızı kanıtladı.
Sempre que duvidamos, provou que estávamos errados.
Senin hakkında yanıldığımı söylüyorum.
Estou a dizer que estava errado em relação a ti.
Adamım, yanıldık.
Oh, meu. É um embuste.
Ve yanıldım.
E eu estava errado.
Polisin yanıldığını söyleyeceğim sanırım.
Arriscaria dizer que a Polícia está enganada.
Ama yan etkiler çalışmalarımızı geçersiz kıldı.
Mas os efeitos secundários deitaram por terra os nossos planos.
Yanıldığımı kabul ediyorum.
Enganei-me.
İçten içe, bunu başından beri biliyordum ama yanıldığımı umuyordum.
No fundo, meu Deus, acho que sempre sabia isso. Rezei muito para que estivesse errada.
yanılmışım 190
yanılıyorsun 708
yanılmıyorsam 96
yanılıyorsunuz 182
yanılıyor 29
yanıldın 34
yanılmıyorum 35
yanılıyorlar 22
yanılıyor muyum 134
yanılıyor olabilirim 33
yanılıyorsun 708
yanılmıyorsam 96
yanılıyorsunuz 182
yanılıyor 29
yanıldın 34
yanılmıyorum 35
yanılıyorlar 22
yanılıyor muyum 134
yanılıyor olabilirim 33