English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Y ] / Yapmadın

Yapmadın tradutor Português

8,059 parallel translation
Daha önce hiç kamp yapmadın mı?
Nunca acampaste?
Sen neden yapmadın?
Porque não o fizeste?
Ama durumu düzeltmek için çok fazla bir şey yapmadın değil mi?
Mas não fizeste muita coisa para corrigir a situação, pois não?
Neden yapmadın?
- Porque é que não o fizeste?
Yeterince şey yapmadınız mı sizce?
Não acham que já fizeram o suficiente?
Ayrıca durumunu bana açıklamak için onlarca fırsatın vardı ama sen yapmadın.
Tiveste milhares de oportunidades para me contares, mas não o fizeste.
Yapmadın.
Tu não escolheste.
Tamam, sen bir şey yapmadın.
Certo, não fizeste nada.
Yanlış bir şey yapmadın, Lina.
Agiu muito bem, Lina.
Daha önce çılgınlık hiç mi yapmadın?
Nunca comeste uma louca antes?
- Ananias ve Sapphira'ya olanları sen yapmadın.
O que aconteceu ao Ananias e à Sapphira não foi obra tua.
Kesinlikle kızın değil çünkü bana asla annelik yapmadın.
Decerto não uma filha, pois nunca fostes uma mãe para mim.
Ama yapmadın.
Mas não o fez.
- Şimdi ne yaptım? - Hiçbir şey yapmadın.
- O que fiz de mal?
Bunu neden şimdiye dek yapmadın?
Porque não fizeste isso ainda?
- Niye en başta öyle yapmadınız?
Porque não fazer isso desde o inicio?
Hayır anne yapmadın.
Não, mãe, não foste.
- Hiç yapmadın mı?
Já tiveste algum?
Ama sen yapmadın...
Mas vós não...
- Sen yapmadın.
- Vós não...
Siz ikiniz bunu durdurabilirdiniz ama yapmadınız, aşağılık canavarlar...
Vocês podiam ter impedido isto, mas não o fizeram, monstros.
Yapmadın ama.
- Tu não o fizeste. - Sim, sim.
Canavar egonu yaralamaktansa belki de yapmadın.
Correndo o risco de ferir o teu ego "monstruoso"... talvez não tenhas salvo.
Yapmadığını söylemedim.
Eu nunca disse que não o fizeste.
Yapmadığımı nereden çıkardın? Yaptın mı?
- Como é que sabes que eu não pedi?
Belki de kadın yapmadı. Belki de başkasıydı.
Talvez não tenha sido ela, mas outra pessoa.
Yanlış birşey yapmadıysan, neden avukata ihtiyacın olsun, Wes,
Porque ia precisar, Wes, se não fez nada de mal?
Bunu yapmadığını söylüyorsan, kanıtla, kim yaptı?
Dizes que não o fizeste, então prova-o. Quem o fez?
Enos'a çalışıyor. Birazdan bütün lanetli ruhları buradan Cehennem'e götürmek üzere bir otobüs gelecek. Dediklerimi aynen yapmadığın takdirde de, o feribotçu senin de binmeni sağlayacak.
O autocarro que virá vai levar estas almas condenadas deste lugar para o Inferno, e a menos que faças o que digo, o barqueiro
- Sadece bana yapmadığını söyle.
Diz-me que não foste tu.
Niye yapmadın?
Porque não?
Ben hiçbirşey yapmadım sadece onun ağlamasını duydum.
Não fiz nada senão ouvir os seus gritos.
Asıl korkman gereken şey yaşamaktır. Onları hayatta tutmak için her şeyi yapmadığın gerçeğini bile bile yaşamak.
Deves ter medo é de viver, sabendo que não fizeste tudo o que podias para os manter aqui.
İkinizin etrafında bir balon yarattım bir şey yapmadınız ama onun içinde boğuldunuz öldükten sonra bile sizi korumaya çalıştım ikinizin de benden nefret etmesine şaşmamalı çünkü içinizdeki Langston'lardan hep nefret ettim zayıflıktan sonunda her şeyim açık, derinlerde bir yerde daima ikinizden de nefret ettim.
Criei uma bolha em torno de ambos, e não fizeram nada além de se sufocar nela. Mesmo depois da morte, tentei protegê-los. Não admira que me odeiem.
- Öyle mi? Bağlantılarımdan biri, Doris'in 16 saat önce amirine rapor vermesi gerektiğini ama yapmadığını söyledi.
Soube pelos meus contactos que a Doris devia ter contactado os encarregados há 36 horas atrás, mas, não apareceu.
Onu yapmadığını söylemeyeceğim.
Não estou a tentar dizer que não foi ele.
Bunun diğer olaylarla bir bağlantısı olup olmadığını dair açıklama yapmadılar.
A Polícia não disse se este caso tem algo a ver com outros acontecimentos.
Baptist vaizlerin neredeyse hiç yapmadığı bir şey yaptın.
Sabes que fizeste algo que os pregadores baptistas quase nunca fazem.
CIA kurallarını çiğnediğimi fakat kanun dışı bir şey yapmadığını itiraf ediyorum.
Admito ter violado os regulamentos da CIA. mas sem nenhum delito criminal.
Raporlar, ağlamak, dua etmek, kudurmaktan ve Fransız sarayına saydırmaktan başka bir şey yapmadığını söylüyor.
Dizem que não faz nada senão chorar, rezar e revoltar-se contra a corte francesa.
Onu ben içindeyken yapmadığın için teşekkür ederim.
Obrigado por não fazeres isso quando eu estava dentro de ti.
Yani, alenen yapmadım. Benden ne aldın Kurt?
O que é que me roubaste, Kurt?
Bakın, Zack bir şey yapmadı, tamam mı? Ben çıkıp gittim işte.
O Zack não fez nada, eu vim embora.
Aslına bakarsan senin de yapmadığını biliyorum.
E sei muito bem que tu também não.
Kameralara kızının hiç açlık grevi yapmadığını söylemesini istemişler.
"Diga para a câmara que ela nunca esteve em greve de fome."
â ™ ª Bunu O'nun yapmadığını biliyoruz... â ™ ª â ™ ª Haydi daha iyi olalım ve Dünya'yı daha iyi yapalım â ™ ª
Sabemos que não é culpado Vamos fazer do mundo Um lugar melhor
- Tabii ki yapmadın.
Claro que não.
Yapmadığını biliyorum ama bu son.
Eu sei que não. Mas isto acabou aqui.
- Hayır, yapmadım. - Yaptın.
- Não, não é verdade.
O akıllıca şeyi yapmadığın sürece.
A menos que faças a coisa inteligente.
Hayır, yapmadın.
Não, não fizeste.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]