English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Y ] / Yapmalıyım

Yapmalıyım tradutor Português

4,783 parallel translation
- Ama yapmalıyım.
- Mas tem de ser.
Biraz araştırma yapmalıyım, o zamana kadar, "Kendine dert arama" derler ya?
Tenho de fazer alguma pesquisa, mas até lá, conhece a expressão "Não compre problemas"?
Geri dönmeli ve rezilliğim konusunda alıştırma yapmalıyım.
Tenho que voltar e praticar as minhas desculpas.
Bu da benim için, sana değil ona hocalık yapmalıyım demek.
E por mim, tenho de a ensinar. Não a ti.
Bunu yapmalıyım.
Eu tenho de fazer isto.
Geçen sefer annem konusunda bir bağ kurma şansı bulmamıza sevindim, ama aynı zamanda işimi de yapmalıyım.
Fiquei contente por nos termos aproximado por causa da minha mãe, mas também tenho que fazer o meu trabalho.
- Acaba ben mi yapmalıyım?
- É melhor ser eu a fazê-lo?
Öyle mi yapmalıyım, Dawson?
É o que preciso fazer, Dawson?
Yapmalıyım.
Eu preciso.
Ne yapmalıyım?
O que é que eu faço?
- Yapmalıyım. Peki...
Tenho de ir.
En azından düzmece bir mahkeme yapmalıyım.
Tenho de dar a impressão de que houve um julgamento.
Zaman daralıyor, bir şeyler yapmalıyım.
O tempo está a esgotar-se. Preciso de agir.
Bunu ailem için yapmalıyım.
Preciso fazer isto pela minha família.
Ben de üzerime düşeni yapmalıyım gibi hissediyorum.
Sinto que também devia fazer a minha parte, sabem?
Kusura bakmayın beyler, bu konuşmayı yapmalıyım.
Com licença, senhores, preciso de atender.
Artık canavar olmadığımı kanıtlamam için ne yapmalıyım?
O que é que tenho que fazer para provar que já não sou um monstro?
Tamam, ne yapmalıyım?
Está bem, o que é que eu faço?
Margaret'a başlamayacağımı söyledim ama bir şeyler yapmalıyım.
Eu disse à Margaret que não os faria, mas tenho de fazer alguma coisa.
Bunu tek başıma yapmalıyım, Peggy.
Tenho de ser eu a fazer isto.
Ne yapmalıyım?
Que devo fazer?
Yanında kayıt formu var mı? Yoksa internetten mi yapmalıyım?
O formulário de inscrição está aí ou inscrevo-me online?
Peki ne yapmalıyım?
O que podia ter feito?
Aslında, hemen şimdi yapmalıyım.
Na verdade, deverias fazer isso agora mesmo.
Şimdi ne yapmalıyım?
E agora o que devo fazer?
Yüz tanıma yavaş bir süreçtir. Ve bildiğin gibi yazılım güncellemelerimi yapmalıyım.
O reconhecimento facial é um processo lento, e como sabem, estou a fazer actualizações de sistema.
- Yapmalıyım. Yapmalıyım.
Eu tenho que ir.
- Yapmalıyım.
- Tenho que fazer.
Sence ne yapmalıyım?
O que achas que devo fazer?
Ne yapmalıyım?
O que tenho que fazer?
Üç dersim daha var ve akşamki resital için hazırlık yapmalıyım.
Tenha ainda mais três aulas e vou fazer este recital esta noite.
Bütün bunları yapacak birilerini kiralasam iyi olurdu ama bu tarzda bir interaktif işlem, bilirsiniz, önce odanın 3 boyutlu ışıkdalgası olan bir odanın modeli yapmalıyım,
Seria bom se pudesse contratar alguém para construir isto tudo, mas foi um processo interativo. Primeiro, tive de criar o quarto no LightWave 3D, usando o quadro para acertar nas dimensões e nas formas.
Daha iyi bir plan yapmalıyım.
Preciso planear melhor.
Bealfire'ı onurlandırmak için bunu yapmalıyım.
- Devo fazer isto para honrar o Baelfire.
Ne yapmalıyım?
O que eu faço?
Bunu yapmalıyım. Çünkü ailemi seviyorum.
Estou a fazer isto porque amo a minha família.
Madem bu şeyi ortaya çıkartması gereken kişi benim, Pan'in dediği gibi yapmalıyım.
Estou destinada a resolver isto, tenho de fazer o que o Pan disse.
Bir plan yapmalı mıyız?
Qual é o plano?
Ben de burada olmak istemiyorum ama bunu yapmalıyız, tamam mı?
Também não queria estar aqui, mas temos que fazer isto, ok?
- Sanırım tecavüz testi de yapmalıyız.
Provavelmente, devíamos fazer um exame de violação também.
Ve sanırım bence bunu mükemmel anımız yapmalıyız.
E acho que o importante é fazer disto o nosso momento perfeito.
Ne yapmalıyım, bilemiyorum.
Não sei o que fazer.
Beni dinle. Ağız birliği yapmalıyız, tamam mı?
- Só temos de manter as nossas histórias coerentes.
- Alıştırma yapmalıyım.
- Tenho de praticar.
Ben diyorum ki, hayatımızın geri kalanını böyle potansiyelimizden düşük olarak yaşamak istemiyorsak, güçlerimizi kullanarak bir şeyler yapmalıyız.
Estou só a dizer que a não ser que queiramos passar o resto das nossas vidas como merdas sem desempenho, que seria melhor pensar em fazer algo com nossos poderes.
Wayne, ne yapmalıyım bilmiyorum.
Wayne, não sei o que faça.
Takım çalışması yapmalıyız, herkesi yenmenin yollarını aramalıyız.
Só precisamos de nos unir, entendes, descobrir uma maneira de ser mais espertas que todos.
Ne yapmalıyım?
O que devo fazer?
Pekâla dostum. Sanırım öyle yapmalıyız.
Acho que é assim que fazemos.
Şimdi yapmalıyım.
Tem que ser agora.
Biz de yaptığımız en iyi şeyi yapmalıyız.
Deveríamos estar lá fora, a fazer o que melhor sabemos fazer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]