English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Y ] / Yavaş yavaş

Yavaş yavaş tradutor Português

14,133 parallel translation
Yavaş yavaş.
Um passo de cada vez.
Yavaş yavaş nefes alıyor ve...
Ouço a sua respiração ofegante e...
Derin bir nefes al, ve yavaş yavaş ver.
Respira fundo. E depois expira lentamente.
Onu çabucak öldürmemize izin verecektin. Çünkü şu andan itibaren onu yavaş yavaş öldüreceğiz. Bunu da canlı yayında göstereceğiz.
Devia ter deixado que o matássemos depressa, porque agora vamos matá-lo lentamente e emitir as imagens em directo para o mundo inteiro ver.
Yuvarlak bir fasulye gibiydi ama yavaş yavaş genişledi.
Era um tipo de feijão mas estava um pouco esticado.
İki üç haftaya yavaş yavaş semptomlar baş gösterecek.
Deve demorar duas a três semanas para os sintomas começarem a surgir.
"Yavaş yavaş öp ve soy beni."
Remova este pano de timidez lentamente
".... yavaş yavaş, "
Remova este pano de timidez lentamente
O yavaş yavaş kayboluyordu, günbegün.
Ela estava desaparecendo dia-a-dia.
Belkide yavaş yavaş ölüyordur.
Talvez ele esteja a morrer ou quase.
Sıcaklığı yavaş yavaş artırınca kurbağa fark etmez hani.
Se aumentares a temperatura aos poucos, o sapo não repara?
Yavaş olun lütfen.
Sejam gentis, por favor.
Bizi yavaş çekime mahkum bırakıyor.
Mantêm-nos presos em câmara lenta.
Yavaş. N'aber çifte bela?
Que se passa, dupla maravilha?
Yavaş dans gibi mi?
Tipo uma dança lenta?
Dur biraz, yavaş ol.
Espera, vai com calma.
Yavaş olsana.
Rezingona.
- Biraz yavas olursan iyi olur.
- Abranda!
- Yavaş konuş.
- Fala devagar.
- Yavaş ol Max.
- Agarra nisto, Max.
Yavaş, yavaş.
Calma.
Hey Mowgli arkadaşım, dostum, kankam yavaş ol biraz yakışıklı.
Mogli, meu amigo, meu camarada, meu companheiro. Espera um pouco, bonitinho.
Size kimse nasıl yavaş koşacağınızı öğretmedi mi?
Não vos ensinam a andar?
Yavaş olun, lütfen.
Não tão depressa! Por favor...
Yavaş iç biraz.
É melhor abrandares.
Onları taşıyacak kadar büyük bir kamyon olsa bile çok yavaş gider ve yakalanırız.
Uma carrinha suficientemente grande seria lenta e seríamos apanhados.
Sırf yavaş konuşuyorsun ve ellerini oynatıyorsun diye İngilizceyi şak diye çözecek değilmiş.
Ela disse que só porque fala simples e mexe as mãos não significa que ela não consiga entender inglês.
Yavaş ol, sakin ol, biraz şarap ister misin?
Vai com calma, relaxa, queres um pouco de vinho?
- Yavaş olun, Bay...
- Calma, Senhor...
- Yavaş.
- Devagar.
Yavaş ol.
Devagar.
Yavaş.
Calma.
Yavaş olun.
Com calma.
Uçuş yavaş.
Voo lento.
Bu çekici alınca çok ama çok yavaş alacaksın.
Quando pegares nesse martelo, levanta-o bem devagar.
Yavaş ol lan, tamam mı?
Abaixa isso devagar, está bem?
- Yavaş yürü.
- Caminha devagar.
- Yavaş!
- Calma!
Yavaş ol.
Muito devagar.
Yavaş bir başlangıç yaptı.
Tive dificuldade em arrancar.
Yavaş hareket ettiğin sürece, sana bir zarar vermeyiz.
Nós não vamos magoar. Contanto que saias bem devagar.
- Yavaş işte. - 0.1 saniye yavaş Jesse.
- Um décimo mais lento, Jesse.
Siyah beyaz ayrımı kalmaz, sadece hızlı ve yavaş vardır.
Não existe preto e branco. Apenas rápido e lento.
Ölümünün yavaş ve acı olmasını istiyorum.
Eu quero que a morte dele seja lenta e dolorosa.
Yavaş, yavaş.
Cuidado, cuidado, cuidado!
Gördüğüm en yavaş bisikletçisin.
És o ciclista mais lento que já conheci.
# Gri arabalar Yavaş şeritte sürünüyor #
Carros cinzentos arrastam-se na faixa mais lenta
Yavaş bir şarkı.
É uma canção calma.
- Conor, konserde yavaş şarkı mı çalınır?
Conor, não podemos tocar uma canção calma num concerto.
# Veya arka koltukta Yavaş yağmurun düşüşünü izlerken #
Sentado a ver a chuva a cair
Bize bak. Biz çok yavaş ilerledik.
Olha para nós, levamos as coisas devagar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]