English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Y ] / Yukarı

Yukarı tradutor Português

30,851 parallel translation
Yukarı çıktığımızda, "Jamie'yi kim öldürdü?" ile ben başa çıkarım, sende... nanobotlarla ilgilenirsin.
Quando chegarmos lá a cima eu trato do assunto do "quem é que matou o Jamie". E tu
Bunlarla uğraşmak yerine, yukarı çıkıp kollarını ona dolayıp onu mutlu edebilirsin.
Em vez disso podias subir, abraçá-la e passar bons momentos com ela.
Sizin başınızda olacağım, çünkü son çıktığımızda malın biri yukarıdan düştü, beyni de karpuz gibi açıldı.
Vou supervisionar, porque da última vez, alguém caiu e rachou a cabeça.
- Sen de mi yukarı çıkıyorsun?
- Vai ao telhado com eles?
Fazla mesai yapmış olurum, hem yukarısı buz gibidir şimdi.
Dava-me jeito fazer horas extra. E lá em cima faz um frio do caraças.
Akşam 8'de yukarıda buluşalım.
Vem ter comigo daqui a 20 minutos. Tudo bem.
La Fugado'nun yukarısında, Meksika'lıların mekanı.
É por cima do "La Fugado", aquele sítio mexicano.
- Evet, aşağı yukarı.
- Sim, basicamente.
Tess şimdi bu yakışıklı beyi yukarıya çıkar!
Tess, leve este cavalheiro lá a cima agora mesmo!
Kızın güzelce bakımını yaptıktan sonra, yukarıya gönderirim.
E eu vou-lhe mandar a moça lá a cima assim que a tiverem bem polida para si.
Yukarı çıkarken şurada kendisine yol açmış.
Parece que ele fez um caminho a corta-mato por aqui até lá em cima.
Tamam. Kono'yla ben yukarı bakacağız.
Muito bem... a Kono e eu vamos subir e dar uma vista d'olhos.
Devlet okulları da yukarıda.
E as escolas públicas são ali em cima.
Aslında yukarıda bir intihar notu buldum.
Na verdade tenho lá em cima a sua carta de suicídio.
Yukarıda.
- O Joe?
Joe uyuyor, Manny okulda. Hadi yukarı çıkıp...
O Joe está a dormir, o Manny está na escola.
Yukarıdan ısıtıcı yastığımı getirir misin?
Sim, mas acho que dormi torto.
Öğretmeniyle yukarıda.
Está lá em cima com o explicador.
Saçlarını yukarı kaldır.
Isso mesmo. Levanta o cabelo.
Tamam, gözler yukarı.
Está bem, olhos para cima.
Çeneni yukarı kaldır.
Levanta o queixo.
Gözlerini yukarı kaldırabilir misin?
- Podes levantar os olhos?
Her şeyi yukarı çıkarın, tamam mı?
Vocês têm que pôr essa merda lá em cima, ok?
Bizimkiler aşağı yukarı 2 yıllık ölüler.
Os nossos estão mortos há quase dois anos.
Yukarı gidip sandviçimi yiyeceğim ve seni birkaç arkadaşımla baş başa bırakacağım!
Sabes, vou até lá acima e vou comer uma sandes, e vou deixar-te com dois amigos!
Yukarıdan aşağıya doğru üçüncü dal.
Três ramos abaixo do topo à esquerda.
Blaine'in babasının Whistler'ın yukarısında bir kulübesi vardı.
O pai do Blaine tinha uma cabana em Whistler.
Besin zincirinde yukarılarda olduğunu düşünmüştüm ama kendi uyuşturucusunun etkisinde olmalıydı.
Julguei que ele estava no topo da cadeia alimentar, mas devia andar a consumir do que andava a vender.
- Aşağı yukarı.
Mais ou menos.
Tekrar yukarı çıkacağız ve bu işe bir son vereceğiz.
Nós vamos ter que voltar lá para cima, e vamos acabar esta coisa.
Şimdi adam içeri giriyor, ki unutmayalım herif profesyonel ama sıktığı kurşun duvarın yukarısına giriyor. Neden?
Muito bem, então o tipo entra, e é um profissional, mas a bala dele fica cravada no cimo da parede.
İki yukarı, iki çapraz, üç aşağı, bir sol daha. Bir kez daha yukarı.
Dois para cima, dois na diagonal, três para baixo, a esquerda.
Eller yukarı!
Ninguém se mexa!
Hiyerarşide daha yukarıda birşeyler bul, onlar insanlar ve tanrıların ne koşullarda konuştuğunu hatırlayabilirler.
Se encontarmos algo suficientemente alto na hierarquia, podem lembrar-se de quando os deuses e os humanos falavam.
Aşşağıdan başlarız yukarıya doğru gideriz, Bize yardımı dokunucak olanı bulana kadar.
Começamos por baixo e vamos subindo até encontrarmos quem nos ajude.
O kolay 3 çeşme yukarı 1 çeşme sola.
É fácil. Três quadrados para cima, um quadrado para a esquerda.
Sadece yukarı kaydıracağım.
Vou só andar para cima.
Merhaba, rahatsız ettiğim için üzgünüm. Ama arabam yolun yukarısında bozuldu ve şarjım bitti.
Desculpe incomodá-la, mas o meu carro avariou e não tenho bateria.
Onu yukarıya çekip babana götürmeliyiz.
Temos de o capturar e levá-lo ao teu pai.
Evet, aşağı yukarı.
- Sim, mais ou menos.
Andes'in yukarısında.
No topo dos Andes.
Hepsi yukarı!
Todos!
Yukarı çıkıp pasaportları kontrol etmemi Pakistanlıları kurtarıp geri kalanlara üzüntülerimi iletmemi mi?
Que vá até lá, verifique os passaportes deles. Salve os paquistaneses... e apresente as minhas desculpas pelo resto?
Yukarı.
Lá para cima.
Bu kadar büyük bir para sadece yukarıdan kontrol edilebilir.
Uma quantia de dinheiro tão grande só pode ser controlada por alguém do topo.
Bu arada ; madem vücutlarımızdaki eksiklikleri söylemeye başladık, o taşakları 5 cm yukarı kaldırmak isteyebilirsin.
Se é para ficar a notar as imperfeições dos outros, é melhor puxares essas bolas mais para cima.
- Yukarı bak.
Olha para cima.
Benimle yukarı gelecek misin?
Vai subir comigo?
Biz de Luke'la yukarıda ödevlerimizi yapacağız.
Eu e o Luke temos trabalhos de casa para fazer lá em cima.
- Yukarı!
- Para cima.
Mansoor, onu yukarı götürüyorum.
- Mansoor...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]