Yukarı mı tradutor Português
4,811 parallel translation
- Yukarı mı bakıyordur?
Ela estaria de cara para cima?
- Yukarı mı? - Hayır.
- Vais para baixo.
Yukarı mı?
Do andar de cima?
Hadi biraz nötrleştirici fırlatalım yukarı.
Sim, atirar para lá alguma gosma.
- Yukarıya çıkacağım.
- Vou subir.
12. kata yeni ulaştım. Yukarı çıkıyorum.
Acabei de verificar o 12º, vou subir.
Hayır ya, kolumu yeterince yukarı kıvırmamışım.
Não, não aforrei a minha manga o suficiente.
Biz, YSE'yi yeniden en yukarıya çıkaracak takımız.
Nós somos a equipa que vai levar a elite de Green Street de volta ao topo.
Tamamdır. Yukarı doğru bakacağım.
Subindo um pouco.
Sonra da ayarlamayı yapacağım ve beni balık gibi yukarı çekeceksin.
Vamos insuflar o colete e puxem-me como um peixe.
- Öyle anlaşılıyor. Biz de yukarıya senin korumaların olmadan mı gidiyoruz?
Vamos subir sem os seus seguranças?
Eğer yukarı gelmezsen... Arkadaş edinmeye başlayacağım.
Se não vieres aqui, começo a fazer amigos rapidamente.
Bu arada yukarıda olacağım.
Entretanto, vou lá para cima.
Seni yukarı fırlatacağım.
Vou atirar-te lá para cima.
Tanıklar ilk raporda kurbanımızın yukarıdan düştüğünü söylediler.
As testemunhas que estavam na rua disseram que ele caiu lá de cima.
Sen de yukarı çıkmayacak mısın? Trish ne olacak?
Não vais subir também?
Amacımız suyun altından tam o anda yukarı bakmak. Bu da epey zor.
O objectivo para nós é estar debaixo de água, e olhar para cima como isto acontece, o que é na verdade realmente muito difícil.
Sanırım June için 65'ten de yukarı çıkarız.
Acho que podemos fazer melhor do que percentagem para a June.
Yukarıda mı devam etsek?
- Devíamos ir para lá?
Hadi onu yukarı çıkaralım.
Vamos levá-lo lá para cima.
Peki, yukarı çıkacağım ve bir internet avcısıyla tehlikeli bir ilişkiye başlayacağım.
Está bem, vou para cima e iniciar uma relação perigosa com um predador na internet.
Hemen yukarı çıkarak banyodaki aynanın yanına yaslanıp seni görmeye çalışmıştım.
E eu corria para o andar de cima e rastejava para o lado do espelho da casa de banho e procurava tanto por ti.
- Daha yukarı mı çıkıyoruz?
Estamos a subir? Até ao topo.
Yerden 30 kat yukarıda, cama yapışığım.
Agora? Sim, deves ter a recepção no máximo!
Peki, birlikte yukarı çıktınız mı?
Subiram juntos?
Odada benimle buluşacağını söyledi ilk önce ben yukarı çıktım, şampanya söyledim ve bekledim.
Ela disse-me que ia ter comigo ao quarto, por isso, subi primeiro, pedi champanhe e esperei.
Yukarıya getirip arkadan çıkaralım.
Vamos buscar as pessoas lá de cima e tirá-las pelas traseiras.
Yukarıdayım.
- Malta, estou aqui.
Aşağı yukarı üç aylığına oradaydım.
Lembras-te? Fui e vim durante três meses, lembras-te?
Yukarıya mı gideceksin?
Ei, ei, vais à superfície?
Bu açıklık bizi yukarıya mı çıkaracak?
- A passagem lá para cima?
Bana yukarıda sallanan bir sandalye verirlerse orayı başlarına yıkarım.
Se me derem uma cadeira de baloiço lá em cima, será um inferno.
Yukarıya bakacağım.
Eu vou olhar para cima.
Hadi yukarı çıkalım.
Vamos lá para cima. Será mais confortável.
Hemen yukarı çıkıp Jess'ten bir CD alacağım.
Vou subir lá acima e pedir um CD à Jess.
Hangi şehirde olursam olayım, aşağı yukarı hep aynı odada olurdum.
Qualquer que fosse a cidade, o quarto era praticamente igual.
Sanırım büyük hikâye yolun yukarısındaki hapishanede.
A história a sério está lá em cima, na prisão.
- Ben yukarı çıkayım.
- É melhor subir.
Gel hadi yukarı çıkalım.
Vá, vamos para cima.
Bir şeye ihtiyaçları var mı diye bakmak için yukarı çıkıyorum ben.
Vou só lá acima para ver se precisam de mais alguma coisa.
- Hetty yukarıda mı? - Hayır.
- A Hetty está lá em cima?
Yemin ederim, eğer yukarı çıkarsam onu suda boğarım.
Juro que, se for lá acima, a afogo.
Jane yukarıda mı?
Olha, o Jane está ali? Sim, mas está ocupado.
Yukarı gelin de konuşalım.
Vamos subir e colocar a conversa em dia.
Yukarı çıksak olmaz mı?
Não devíamos subir e avisar?
Yukarıda başka tutsağın da mı var?
Também tens mais prisoneiros lá em cima?
Ön kolun biraz yukarısındaki doğru alanlara biraz baskı uygularsan tıpkı sana yaptığım gibi, orta antebrakiyal damarda bir hava kabarcığı oluşur.
Se pressionares no sítio certo, como eu acabei de fazer, forma-se uma embolia na veia antebraquial mediana.
Tekrar yukarı çıkmam lazım. Geç kalmak istemiyorum.
Vou subir, que não quero atrasar-me.
Annie Reilly yukarıda ne yapıyordun bakalım?
Annie Reilly, o que estavas a fazer lá em cima?
- Yukarıdan aşağıya mı yandan yana mı?
- Da cabeça aos pés, ou lado a lado?
Dougie yukarı çık, tatlım.
Deixe-os trabalhar. Dougie... Querido, vai lá para cima.