Çabuk olmalıyız tradutor Português
144 parallel translation
Çabuk olmalıyız.
Temos de trabalhar depressa.
Çok çabuk olmalıyız.
Temos de trabalhar depressa.
Çabuk olmalıyız.
Temos de nos apressar.
Çabuk olmalıyız.
Temos de ser rápidos.
Çabuk olmalıyız!
Devemos andar depressa!
Çabuk olmalıyız.
Vamos embora.
- Çabuk olmalıyız.
- Foi rápido.
Bir çıkış yolu biliyorum ama çabuk olmalıyız.
Conheço um caminho, mas temos de nos despachar.
Bu işi halletmeliyiz ve çabuk olmalıyız.
Temos de fazer alguma coisa rápido...
Çabuk olmalıyız.
Temos de ser rapidos.
Çabuk olmalıyız.
Temos de sair daqui.
Bu bizim eski müşterilermizden, çok çabuk olmalıyız.
E este é um dos nossos clientes mais antigos, deve ser coisa fácil.
Çabuk olmalıyız.
Despacha-te.
Evet ama çabuk olmalıyız.
Sim. Mas temos de agir rápido.
- Haydi, çocuklar. Çabuk olmalıyız.
Estamos atrasados.
- Daha çabuk olmalıyız!
Temos de ir mais depressa!
Çabuk olmalıyız. Sıçrayışı kaçırmak istemeyiz.
Não podemos demorar ou perdemos o salto.
Çabuk olmalıyız. Sen onun içindeki şeyin ne olduğunu bul.
- Vais ter que ver o que está dentro dela.
Çabuk olmalıyız.
Temos de agir rápido.
Çabuk olmalıyız. Gezegene indiğimizde, Moya bir oyalama taktiğine girişecek. Gezegene indiğimizde, Moya bir oyalama taktiğine girişecek.
Quando pousarmos no planeta, Moya servirá de distração.
Çabuk olmalıyız çünkü video dükkanı kapanacak.
Temos de ir depressa, o clube de vídeo está a fechar.
- Çabuk olmalıyız.
Disseste dois dias.
O zaman daha çabuk olmalıyız.
Vamos despachar-nos.
Gölgeler kadar yumuşak ve çabuk olmalıyız.
Leves e velozes como sombras nós temos de ser.
Çabuk olmalıyız.
Cara. Nós temos que ganhar tempo.
Bir barın arka sokağında. Çabuk olmalıyız. Polisler de onu arıyor.
Temos de ir lá depressa, a polícia anda à procura dela.
Çabuk olmalıyız.
Temos que ser rápidos.
- Çabuk olmalıyız. Bölmenin dibine kadar yüz, gerisini sana anlatırım.
- Uma vez lá dentro nada para o fundo do compartimento.
- Çabuk olmalıyız.
- Temos de nos despachar!
Çabuk olmalıyız.
Temos que ir rápido.
Çabuk olmalıyız!
Temos de nos mexer!
Onlar gelmeden önce çabuk olmalıyız.
Devemo-nos apressar, antes que eles voltem.
Yağmur yağacak, çabuk olmalıyız.
Vai chover. Vamos ser rápidos.
Ama önce seninle ilgilenmeliyiz ve sonra çabuk olmalıyız.
Mas temos de cuidar de si primeiro e temos de ser rápidos.
çabuk olmalıyız.
Top, você vai ficar com o oxigênio sem regulador. Ok.
- Evet ama uzun bir süre aynı yerde kalmıyor, bu yüzden çabuk olmalıyız.
- É, mas ele não fica muito tempo no mesmo sítio, por isso, temos de agir já.
Çabuk olmalıyız. Acelemiz var.
Temos pressa, temos pressa.
Bu yüzden çabuk olmalıyız.
É por isso que temos que o fazer rápido.
- Çabuk olmalıyız!
- Temos de nos despachar!
- Çabuk olmalıyız.
Temos de ser rápidos.
- Tamam. Ama çabuk olmalıyız.
- Pronto, faz pouco barulho.
Bu yüzden çabuk olmalıyız.
Por isso é que eu tenho de me despachar.
- Ve çabuk olmalıyız!
E rápido!
Çabuk, Gadgetmobile, lazeri ateşlemeden önce orada olmalıyız.
Rápido, Automóvel Gadget, antes que eles disparem o laser gigante.
Disketler elimizde. Çabuk olmalıyız.
Temos duas disquetes.
Çabuk da olmalıyız!
E rapidamente.
Çabuk olmalıyız!
Temos de nos despachar!
Daha agresif olmalıyız beklediğimden daha çabuk vazgeçirmeliyiz onu.
Temos de ser drásticos, afastá-lo da enzima o quanto antes.
Çabuk ve sessiz olmalıyız.
Podemos ter de avançar depressa e em silêncio.
Her ne yapacaksak çabuk olmalıyız.
Façamos o que fizermos, é melhor ser depressa.
Öyle çabuk olmalıyız ki, basacak yer bulamasın!
Ação rápida, antes que encontre apoio.
çabuk 5381
çabuk gel 161
çabuk ol 1397
çabuk buraya gel 62
çabuk söyle 30
çabuk öğreniyorsun 18
çabuk çabuk 24
çabuk olun 740
çabuk gelin 94
çabuk git 36
çabuk gel 161
çabuk ol 1397
çabuk buraya gel 62
çabuk söyle 30
çabuk öğreniyorsun 18
çabuk çabuk 24
çabuk olun 740
çabuk gelin 94
çabuk git 36