English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Ç ] / Çok daha kötü

Çok daha kötü tradutor Português

1,309 parallel translation
Çok daha kötü şeyler yapıyor olabilirdin.
- Podias estar a fazer coisas piores.
Bitkinlikten dolayı çökersen bizim çok daha kötü duruma... gelebileceğimiz aklına gelmedi mi?
Já pensou que será muito pior, se não aguentar a exaustão.
Çok daha kötü olacağımı biliyorum.
Estaria pior, sei disso. Tu és único.
Bir öncekinden çok daha kötü kokuyorsun.
Cheira pior do que da última vez.
Ben çok daha kötü şeyler yaptım.
- Já fiz muito pior.
Benim yüzümden işini kaybedersen, kendimi çok daha kötü hissederim. Cidden.
Se perdesses o emprego por minha causa, sentir-me-ia muito pior.
Yıldız Geçidi'nin sunduğu yeni gerçekliğin ışığında,..... sadece finansal açgözlülüğün ötesindeki çok daha kötü tutkular olabilir.
Considerando a nova realidade que o Stargate apresenta, há aspirações que vao alem da mera ganância financeira, que podia ser bem pior.
Eğer işi almazsanız, çok daha kötü biriyle çalışabiliriz.
Se nao aceitar o cargo, podemos ficar com alguem pior.
- Göründüğünden çok daha kötü görünüyor.
- Parece muito pior do que é.
Marge, seni incittiğim için çok üzgünüm. Ama o zamandan beri çok daha kötü şeyler yaptım.
Marge, lamento imenso ter-te magoado, mas já fiz coisas bem piores desde essa altura.
Hepimiz açtık ve bu, onun yaptığını çok ama çok daha kötü hale getiriyor.
todos nós temos fome e isso só piora as coisas
Daha kısa olsaydı çok daha kötü olurdu.
Teria sido pior se ele fosse mais baixo.
Çok daha kötü.
Muito pior.
Ama dediğim gibi bu çok daha kötü olacak.
Mas como estava a dizer É tudo bem pior.
Yoksa... onun ölümünün acısı... ölümün kendisinden... çok daha kötü gelir.
Senão, a dor... da morte dela... será muito pior... do que a própria morte.
Çok daha kötü yerlerde hayal edebilirim sanırım.
Acho que podia pensar em sítios piores aonde estar.
Ver. Bitkilerin arasında çok daha kötü oluyor.
Piora com a vegetação, sabe.
Senin için çok daha kötü bir şey düşünüyorum.
Tenho algo muito pior planeado para ti.
Marisol, seni kaybetmesi bundan çok daha kötü olur.
Marisol, seria muito pior perdê-la a si.
Senden çok daha kötü şeyler yaşamış insanlar var.
Existem muitas pessoas com histórias piores que a tua.
Herhangi bir şekilde bu işin içindeysen ve bana yardım etmezsen hayatını olduğundan çok daha kötü hale getiririm.
Se estiver envolvido nisto de alguma forma e não me ajudar, vou fazer com que a sua vida aqui se torne pior do que é agora.
Dostum, bu oturmayı unuttuğum zamandan çok daha kötü bir durum.
Isto é mais intenso do que quando me esqueci como se senta.
TV'de çocuklar için çok daha kötü şeyler var, mesela Peter'ın komşunun bebeğine baktığı program gibi.
Há coisas piores do que a TV : quando o Peter tomou conta do miúdo do vizinho.
- Çok daha kötü oldu.
- Muito.
Bak ne diyeceğim, oğlunun mutsuz olduğunu görmek onun bir topal olduğunu görmekten çok daha kötü.
Acho que pior que ver o teu filho ficar deficiente, é ver ele a viver como um miserável.
Ama çıktığımız günlerde Peyton'la yaptıklarını unutuyor ve bana sanki senden çok daha kötü biriymişim gibi bakıyorsun.
Mas estás a olhar para mim como se fosse pior do que tu... e tu estiveste com a Peyton enquanto andávamos.
- Çok daha kötü olabilir.
- Não, tendo em conta o que poderiam ser.
- Çok daha kötü görünebilirsin.
- Podes ficar muito pior.
Gerçeği söylemek çok daha kötü. Yani ne yapmalıyım ki?
Dizer-lhes a verdade é bem pior.
Çok acıttı. Bir kara tahtayı tırnakla çizmek gibi ama çok daha kötü.
Na verdade, doía... como unhas no quadro negro, milhões de vezes pior.
- Protokoller benim de hayatımı etkiliyor ama alternatifler çok daha kötü.
Os protocolos não são meu ideal de vida também, mas a alternativa é pior.
O adamdan... daha kötü becerenler oldu, bu kızdan daha ufakken de... pek çok kişi beni becerdi.
Gente muito pior que ele e eu era muito mais nova que ela. Já me comeram muitas vezes.
Peki, bu çok kötü, çünkü Seder daha yeni başIıyor, hadi
- Sim! Que pena, porque o Seder vai começar.
Sürekli taşınmaktaki sorun, yeni yerlerin kötü olması değil ; daha çok... nereye gidersen git, gittiğin yerde kendin gibi olamamak.
O problema de mudar de cidade tantas vezes... não é que os novos lugares sejam piores. É que, onde quer que vamos parar, é difícil sermos nós próprios quando lá chegamos.
Lex'in akıl sağlığını benden başka kimse daha çok önemseyemez Clark ama o hatıraları geri kazanması bana karşı kötü değil.
Ninguém se preocupa mais com a sanidade mental do Lex do que eu mas a minha prerrogativa não é impedi-lo de recuperar a memória.
Albay O'Neill'ın çok değerli yargılarını, bir kez daha söylüyorum, etkileyen pekçok olayın farkındayım. Ve gerçek şu ki, son resmi görevinde, hepimiz adına insanlığın en kötü düşmanının gazabına maruz kaldı,...
Estou a par dos acontecimentos que mais uma vez comprometeram o inestimável discernimento do Coronel e o facto de, na sua última missao oficial, ter provocado a ira do pior inimigo da humanidade em nome de todos nós.
İyi polis olmak kötü polis olmaktan çok daha kolay.
Fazer de polícia bom é mais fácil.
Daha çok, kötü ruhları uzak tutuyordum.
É mais para manter os espíritos malignos afastados.
Ve tabii ki bu borcu asla geri ödeyemeyecekler ve tekrar kapana kısılmış olacaklar. Yaptığın şey çok asilceydi kızım ama ama iş sonuca gelince, her şeyi daha da kötü hale getirdin. Aynı Tweety'ye yaptığın gibi.
claro que nunca poderão pagar a dívida e vão estar ai, presos de novo o que você fez foi muito lindo, querida quanto tudo parece estar bem você só fez as coisas piorarem a mesma coisa que fez com o canário
Korkarım ki, Bill, eğer işler sarpa sararsa bana olduğundan daha çok senin için kötü olur.
Receio, veja, Bill,... que se o jogo acabasse, seria pior para você que para mim, querido.
Anne daha kötü dövmesin diye seni çok kötü döveceğim.
Vou bater-te com força, para que a mãe não te bata com mais força ainda!
CNN faktörünün biraz daha erken devreye girmemesi çok kötü.
É pena que a reação ao fator CNN fosse tão tardia.
Belki de bütün bu küçük şeyleri birbirine bağlamaktır tıpkı bu pantolonu giymek veya "Ejderha İni" nde yeni bir seviyeye geçmek ve de bunları kötü şeylerden daha çok önemsemek gibi.
Talvez tenha a ver com todas as pequenas coisas como usar estas calças ou subir mais um nível no "Dragon's Lair" e fazer com que isso conte mais do que as coisas más.
Daha önce tanışmamış olmamız çok kötü, seninle evlenebilirdim.
Pena não nos termos conhecido antes, tinha-me casado contigo.
Eğer başka bir hayat daha varsa, işte o zaman çok kötü. Bunun gibi bir hayat daha.
O pior seria se houvesse outra vida... e que fosse como esta.
Kötü haberi verme olayını çok daha kolaylaştırıyor.
É muito mais fácil dar más notícias.
Çok hoş ve düzeltilmiş, daha önceki gibi kötü ve sıkıcı değil.
É todo calmo e requintado, não é sombrio e pesado como as coisas do princípio.
Bu çok kötü, çünkü daha yeni başlamıştım.
Isso é mau porque ainda agora comecei.
- Bu çok kötü, çünkü daha yeni başlamıştım.
- É pena, porque ainda estou a começar.
Nathan, kardeşimle hip-hop G-Unit konuşmak istemen çok güzel, fakat saatte 190 km'de bir hata yaparsan, kalbinin kırılmasından daha kötü şeyler olur.
É óptimo que queiram conversar sobre hip-hop com o meu irmão, mas se cometerem um erro a 257 km / h, vão partir muito mais do que o coração.
Şartların daha farklı olmaması çok kötü.
É pena as circunstâncias não serem ligeiramente diferentes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]