English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ I ] / Insa

Insa tradutor Português

2,221 parallel translation
Eğer telefonlar birbirlerine yakınsa Riley'in telefonunu sunucu olarak kullanıp diğer telefonlara erişebilirim.
Se os telemóveis estiverem próximos, posso usar o do Riley... Para aceder aos outros.
O her neyse, babanınsa, senin demektir.
Seja o que for, se pertencia ao pai, é tudo teu.
James anlattı, bir kaç saat geç kalınsa, adam yürüyemeyebilirmiş.
O James contou-me. Mais um pouco e o paciente não ia andar mais.
Bak, eğer o mesajdaki kadın annense ve babanı öldüren adamla bu kadar yakınsa Initiative kadının yakasını bırakmayacaktır bu Dedektif Lasky muhtemelen onlardan biridir.
Ouve, se a mulher dessa mensagem é realmente a tua mãe, e se ela está profundamente envolvida, com o homem que matou o teu pai... aparentemente, a "iniciativa" vai cair toda em cima dela. Esse Detective Lasky provavelmente é um deles.
Senin yaşınsa hemen hemen...
Mas pareces ter idade para...
Takımınsa eski SAS.
E a sua equipa? Todos ex-SAS.
Bizim de bir fikrimiz alınsa olmaz mıydı?
Nós não... Não temos voto em nada..
- NSA.
NSA.
2005 yılında, NSA gizli bir belgeyi halka sundu. Belgeye göre, Tonkin Körfezi Olayı hiçbir zaman gerçekleşmedi!
Em 2005, a NSA liberta um documento confidencial que afirma que o incidente do Golfo de Tonkin nunca aconteceu!
NSA'in, bodrumlarında, kırılması imkansız şifreleme algoritmaları geliştiren dahi bir adamları vardı.
A NSA tinha um génio na cave a desenvolver algoritmos de criptografia inquebráveis.
FBI, CIA, NSA?
FBI, CIA, NSA?
NSA ve CIA çoktan soruşturmamızı takip etmeye başladı.
- A NSA e a CIA já estão a localizar a nossa investigação.
NSA'da, akıllı telefonların mikrofonlarına bağlanmak için virüs yükleriz.
Às vezes, na NSA, instalamos uma escuta nos smart phones para controlar o microfone.
NSA'da unvanım ; Teknoloji ve Sistemler... Kriptoloji ve Matematik Şubeleri'nin müdür vekilliği.
Sou Subdiretor de Tecnologia e Sistemas, Criptologia e Matemática, na NSA.
- NSA yazıIımı mı? - Evet, beyefendi.
- Software da NSA.
NSA'nın Bin Ladin ya da diğer teröristleri takip etme yolu ; milyonlarca elektronik haberleşmeyi gözden geçirerek samanlıktaki iğneyi bulmak.
Uma das formas como a NSA procurava o Bin Laden, ou qualquer outro terrorista, era escrevendo um código que filtrava milhões de comunicações eletrônicas à procura de uma agulha num palheiro gigantesco.
Teröristleri yasal olarak takip ederdik ancak patronlar "Küresel Berraklık" a bağIıIıklarından NSA Amerikan vatandaşlarının casuslukla soruşturulmaları konusunda Anayasal Kişilik Hakları Kanunu'nun 4. maddesini, USSID 18 * de dahil olmak üzere bir düzine kadar daha kendi kanunu rahatlıkla çiğniyor.
Poderíamos caçar terroristas legalmente, mas, devido à dedicação dos nossos chefes à Clareza Global, a NSA tem violado alegremente a Quarta Emenda, a USSID 18 e uma dúzia de regulamentos da NSA sobre espiar americanos.
Adı Solomon Hancock. NSA'da yazıIım mühendisliği alanında çalışıyor ve bana yasadışı takip üzerine yeminli ifadelerinin yer aldığı bir sürü belge verdi.
Chama-se Solomon Hancock, trabalha em engenharia informática na NSA e deu-me um monte de documentos, transcrições do seu testemunho que descreve vigilância ilegal.
NSA'daki yasadışı takiplerden bahsediyor.
Ele fala-nos de vigilância ilegal na NSA.
İIki NSA'yı sarsacak hatta belki de Vatanseverlik Yasası'na dikkat çekecek bir senaryo.
Um é termos um furo jornalístico que abalaria a NSA e talvez fizesse o país reavaliar a Lei do Patriotismo.
NSA'dan kimseyi uyandırmadan bir kaç yüz Bilgilendirme Özgürlüğü Yasası talebiyle bu adamın kişisel bilgilerine ve hayat hikayesine ulaşmalısın ve bunu yaparken de NSA'in dikkatini çekmemen gerekiyor.
Terás de preencher umas centenas de pedidos de Liberdade de Informação, terás de investigar a vida pessoal deste tipo e tudo sem levantares a lebre na NSA.
NSA kaynağı hakkında bir şey var mı?
O que tens sobre a fonte da NSA?
Evet, eski karısını takip etmiş, bir fahişeyi ayarlamaya çalışmış ama bu NSA hakkında yalan söylediği anlamına gelmez.
Sim, persegue a ex-mulher e tentou contratar uma prostituta, mas isso não significa que mente sobre a NSA.
NSA telefonları takip ediyor.
A NSA está a investigar as chamadas.
NSA'daki 35 yılım beni güvenilir yapmaz mı?
35 anos na NSA não fazem de mim uma testemunha credível?
NSA yasadışı...
A NSA, ilegalmente...
NSA hikayesini takip etmeye devam edeceğim.
- Investigarei a história da NSA.
Önce NSA haberini ACN'de göreceğim sonra da TMI kanıtımı sunarım.
Vejo a história da NSA na ACN e, depois, entrego as provas sobre a "TMI".
Ve sana söz veriyorum eğer söylediğin kadar sağlamsa NSA haberini yapmadan durmaz.
E garanto-lhe que ele não descansará enquanto não divulgar a história da NSA, se for tão sólida como diz.
Yasadışı dinlemeler üzerine bana bilgi veren NSA analisti.
É um analista da NSA que me deu informações sobre vigilância doméstica ilegal.
- NSA haberiyle henüz işim bitmedi.
- Ainda não acabei a história da NSA.
NSA ile bağlantıya geçiyorum. Arabayı bulduğunuz yerdeki baz istasyonlarını kontrol edeceğim. - Bakalım Cole hiç arama yapmış mı.
Vou verificar a torre de telemóveis perto de onde o carro foi achado para ver se o Cole fez alguma chamada.
NSA'in sistemine sızdın.
Meu, hackeaste o mainframe da ANS.
Artie, bunu dört saat önce NSA'den çalmış.
Há quatro horas, o Artie roubou isto da ASN.
- Özür dilerim. Elinde NSA'in Amerikan vatandaşlarını gözetlediğini gösteren bir delil olduğunu söylüyor.
Ele alega que a ASN espia cidadãos americanos.
NSA bu programı çalınma ihtimaline karşı her şeyiyle koruyordu.
ASN fez de tudo para o proteger, em caso de roubo, como agora.
NSA'in kendisini öldürmeye çalıştığını düşünüyor.
Acha que a ASN está a tentar matá-lo.
Veri giriş elemanlarımızdan yöneticilerimize tüm çalışanlarımızdan NSA'deki iş arkadaşlarının suistimal ve hataları konusunda konuşmalarını istiyoruz. Bir de gözetim kurulumuza sorayım.
Encorajamos os nossos empregados, desde a entrada de dados até ao topo, a falarem livremente se testemunharem algum abuso ou irregularidades cometidas pelos colegas da ASN.
Yeniden görmemiz için NSA'in güvenlik duvarını aşmam şart.
- Morreu. Se quiseres ver outra vez, tenho de violar a protecção da ASN.
Liv, kendini nasıl bir durumun içine sokuyorsun, bilmiyorum ama NSA'le oyun oynamasan iyi edersin.
Liv, não sei no que estás a meter-te, mas não brinques com a ANS.
Birisi NSA'den küçük bir şey çalmış.
Alguém roubou alguma coisa da ANS.
Bu cinayeti NSA'e yüklersek Artie'nin hikayesini doğrularız.
Apanhar o assassino da ANS vai confirmar a história do Artie.
Thorngate'i NSA'den çalan muhbirin Artie mi söyledi?
Artie, o teu informador, que roubou o Thorngate da ANS?
Sense ulusal güvenlik meselelerini kurcalayıp CIA'i, NSA'i ve dışişleri bakanlığındaki adamlarımı rahatsız ediyorsun.
Estás a esbarrar em questões de Segurança Nacional. Estás a contrariar a CIA, ANS, o meu pessoal no Dept., e estás a usar antigos namorados para teres contacto com o Comité de Inteligência.
Monica, NSA'deki tek dostumdu. Belki de bu şehirdeki tek dostumdu.
A Monica era a única amiga que tinha, talvez a única nesta cidade.
Beyaz Saray ve adalet bakanlığı NSA'in arkasında. Seni bulacaklar.
A ANS está a operar com total apoio da Casa Branca e do Departamento de Justiça.
Birleşik Devletler hükümeti Thorngate adında bir NSA programı kullanarak milyonlarca Amerikalıyı evlerinde, arabalarında ve iş yerlerinde gözetliyor.
O Governo está a usar um programa da ANS chamado Thorngate para espiar cidadãos nas suas casas, carros e escritórios.
Beni NSA'e teslim etsen daha iyiydi.
- Vou entregar-me.
Artie Hornbacher lehine öylesine büyük bir kamuoyu tepkisi oluşturun ki NSA ona trafik cezası bile kesemesin.
Vamos criar tanto escândalo pelo Artie Hornbacher, que se lhe passarem uma multa o povo vai revoltar-se.
Plaka, NSA araçlarının hiçbirine uymuyor.
O carro não é da ANS.
Artık NSA'in elinde zaten.
Enfim, eles estão com ele agora.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]