Şanslıydım tradutor Português
614 parallel translation
Şanslıydım. Diz kapağı hala yerindeydi.
Dei sorte dos joelhos ainda estarem juntos
Ben de yapacaktım, ama şanslıydım.
Eu estive a ponto, mas resisti.
Şanslıydım.
Tive sorte.
Oldukça şanslıydım.
Tive sorte.
Şanslıydım, değil mi?
Foi sorte, não foi?
Ben şanslıydım, değil mi, Baba?
Eu tive sorte, não tive, Pa?
Kendimi çıkarabildiğim için şanslıydım.
Foi uma sorte eu ter conseguido sair.
- Bu sefer şanslıydım.
- Desta vez tive sorte.
- Ben de çok şanslıydım.
Eu também tenho sorte.
Ben de senin gibiydim Monk, ama ben şanslıydım.
Sabes, eu era como tu, Monk, e tive sorte.
Çoğu çocuktan daha şanslıydım.
Estava um pouco melhor do que a maioria dos miúdos.
Ben şanslıydım.
Eu tive sorte.
Ben şanslıydım, iyi bağlantılarım var.
Tive sorte, consegui integrar-me.
Dinle, alabildiğim için şanslıydım.
Tive sorte em consegui-lo.
Zarda şanslıydım, doğru.
Tive mesmo sorte naquele jogo de dados.
Bacağımdan vurulduğum için şanslıydım, 5 yıl.
Eu tive mais sorte, levei um tiro numa perna e 5 anos.
Çok şanslıydım.
Tive muita sorte.
- Şanslıydım.
- Sorte.
Ben tutuklanmaktan kurtuldu şanslıydım.
Ainda bem que não nos apanharam.
Bugün şanslıydım.
Hoje tive sorte.
İnan bana, çok şanslıydım.
Acredita, tive sorte.
Küçük yaşlarda beni güzel şeylere yönlendiren bir ailem olduğu için çok şanslıydım.
Tive sorte de ter pais... que me indicaram desde cedo... as coisas bonitas da vida.
Düşünsene, ömrüm boyunca o kadar şanslıydım ki ama onlar, doğuştan daha çok hak ettikleri halde, şanslı değillerdi.
Tenho sido tão feliz, enquanto eles, que o mereciam mais, não o foram.
Olanlar için üzgünüm. Şanslıydım.
Desculpa o que aconteceu, eu tive sorte.
- Şanslıydım, çünkü sabah kahvaltımdı. - Afrika'da çalışmak ister misin?
Não importa onde, Sr. Desde que não seja na Suiça.
-'.. sanırım ben bir bakıma şanslıydım.'
-... acho que alguma forma tive sorte.
Dıgıdıkta biraz şanslıydım da.
- Tive sorte nos cavalos.
Ve ben gerçekten şanslıydım. Ama artık yetmiyor.
Mas foi muito pouco.
Dün gece sizden epey para kazandım... masada şanslıydım ama eve dönerken... sahil yolunda kendi krupiyem tarafından soyuldum.
Ontem à noite tive sorte no jogo... mas quando ia para casa fui assaltado... por meu próprio crupiê no calçadão!
Ama pokerde daha şanslıydım.
Mas eu acho que ganhei um jogo de poker.
Şanslıydım ki bu otel bana miras kaldı. Karşıma çıkan ilk iyi fırsattı. Bu işten vazgeçmem için kontağın atmasından ya da çılgınca hikayelerden daha fazlasına ihtiyaç var.
Tive a sorte de herdar este hotel, a primeira coisa boa que tenho e não será um contacto eléctrico defeituoso ou alguma história maluca que me fará desistir.
Seni bulduğum için şanslıydım.
Tive sorte em encontrar-vos.
Sadece şanslıydım.
Tive só sorte.
- Çok şanslıydım. - Ya soylular?
- Tive uns golpes de sorte.
Şey, oldukça şanslıydım.
Bem, tive muita sorte.
Yedek parça konusunda şanslıydım.
Tive sorte com as partes.
Şanslıydım.
Eu tive sorte. Repare nisso.
Sanırım ben şanslıydım.
Por isso, acho que tive sorte.
Sadece, her zaman çok şanslıydım. Çocuklar doğduğunda, çalışmayı bırakıp, kendimi aileme adamaya karar vermiştim.
Quando tive os miúdos, deixei de trabalhar e decidi dedicar-me à família.
İIk şovumdan beri hep çok şanslıydım.
Tive muita sorte no primeiro espectáculo.
Eğer o caddede birbuçuk yıl geçirebilirsen, şanslısın demektir. Ben şanslıydım ve oradan kurtuldum.
Se se sobrevive um ano e meio naquela rua, é uma sorte.
- Umarım bu geceden daha şanslıydınız.
- Espero que tenha tido mais sorte que hoje.
Oradan kaçtığım için şanslıydım.
Tive sorte de me escapar da forca.
- Sanırım bunu resmî işleme koymayarak şanslıydık.
Afinal, era o sítio onde pingava do tecto.
O aptal, ben şanslıydım.
Ele foi estúpido ; eu tive sorte.
Seni bulmakla şanslıydım.
Tive a sorte de o apanhar a si.
Birkaç futbol takımı omuz atmada şanslıydı.
Algumas equipas de futebol tiveram sorte na interceptação.
Sanırım şanslıydım.
Não sei.
Dövüşü hafife almıştım ve bu adam çok şanslıydı.
Levei o combate pouco a sério e este homem teve um golpe de sorte.
Biliyor musunuz, diğer taraftan bakacak olursak, Kaptan, Sanırım çok şanslıydık.
Em certo sentido, somos afortunados, Capitao.
Şanslıydı sanırım.
- Bem, deve ter sido sorte.
şanslı 131
şanslısın 256
şanslıyım 72
şanslısınız 85
şanslıyız 73
şanslı adam 21
şanslı mı 26
şanslı günümdeyim 16
şanslıydık 25
şanslı bir adamsın 22
şanslısın 256
şanslıyım 72
şanslısınız 85
şanslıyız 73
şanslı adam 21
şanslı mı 26
şanslı günümdeyim 16
şanslıydık 25
şanslı bir adamsın 22