Şanslıyız tradutor Português
1,554 parallel translation
- Atılgan yakında olduğu için şanslıyız.
- Por sorte, a Enterprise estava perto.
Biliyorsun Lois, polis seni yakalamadan... bu olayı kontrol altına aldığımız için şanslıyız.
Ainda bem que metemos os pontos nos "i" antes que a polícia descobrisse.
Valla bu şişme kadınlardan bir sürü aldığın için baya şanslıyız... Quag, Quagmire.
Ainda bem que trouxeste tantas bonecas insufláveis, Quagmire.
İyi dostlarsınız ve biz çok çok şanslıyız.
Vocês são bons amigos e nós temos muita sorte.
Burada olduğumuz için şanslıyız.
Estamos aqui.
Şanslıyız ki bu hızla dediğin safhaya gelmesi bir hafta sürer.
Felizmente, por este andar, só fica paralisado uma semana.
Senin sezgilerine göre hareket etmediğimiz için şanslıyız.
Felizmente, não tens de confiar no teu palpite.
- Şanslıyız. - Ama açacaktır. Er veya geç.
- ele conseguirá... cedo ou tarde.
Anlaşılan biz şanslıyız.
Acho que temos sorte.
Yeteneğin olduğunu fark ettiğimiz için şanslıyız.
- Que sorte tu teres percebido isso.
Evet, amma da şanslıyız.
Bem, que sorte nossa.
Şanslıyız sanırım, değil mi?
Sorte a nossa, não é?
Doktorlar beyin sarsıntısı geçirmiş diyorlar ama şanslıyız ki, iç organlarına bir şey olmamış.
O médico disse que teve uma contusão, mas felizmente, nenhuns ferimentos internos. O que aconteceu?
Çinliyi öldürmedikleri için şanslıyız o zaman.
Tivemos sorte por não o terem matado.
Şanslıyız ki şimdi güvende. ben
Felizmente, ela está bem.
Etkilenenlerin sayısını önceden hafife aldık. Şu anda hayatta olduğumuz için şanslıyız.
Subestimamos os infectados alienígenas antes e somos sortudos de termos vivido para... não contar a história.
Tüm sahip olduğu, zaten işlem görmüş siyah bir hediye çantası. Şanslıyız.
Tudo o que ele tem é um saco preto de prendas já está a ser feito.
Şanslıyız ki Bay Oliver var.
Temos sorte com nosso benfeitor, o Sr. Olivier.
Çok şanslıyız, Kathy, onun dilini muhafaza ediyoruz.
- Tivemos muita sorte, a mais velha, Kathy, manteve a maior parte da sua linguagem.
Ne kadar şanslıyız.
Tão sortudos que nós somos!
- İyi bir takımımız olursa şanslıyız.
Temos sorte em pôr uma equipa decente em campo.
Şanslıyız. Havalandırma yukarı çıkıyor.
Deu certo, a conduta segue para cima.
İkimiz de şanslıyız.
Ambos somos sortudos.
Oh, ne şanslıyız.
Oh, sorte a nossa.
Sana sahip olduğumuz için çok şanslıyız.
Temos muita sorte em tê-la.
Ateşlendiği için şanslıyız.
Felizmente saiu.
polisi aramadığı için şanslıyız.
Temos sorte por ele não chamar a polícia.
Bay Bottoms gibi bir komşumuz olduğu için şanslıyız.
Temos muita sorte em ter um vizinho como o Sr. Bottoms.
Şanslıyız demek ki.
Sorte a nossa.
Bu herif bizimle anlaştığı için şanslıyız.
Estamos com sorte se esse tipo nos encontrar.
Bu doğru. Biz gerçekten şanslıyız.
É verdade, somos mesmo felizardos.
Davet edildiğimiz için bile şanslıyız.
Tivemos sorte de ser convidadas.
Bundan sonra eğer birisi bizimle konuşursa şanslıyız.
Se alguém falar connosco depois disto, já é uma sorte.
İyi olduğumuz için şanslıyız.
Temos sorte por estarmos bem.
Ne şanslıyız ki, öncülük yapan birkaç eyalet var.
Felizmente, vários estados estão a tomar a iniciativa.
Ölünce yerin dibinde bir çukura gömülsek bile şanslıyız.
Teremos sorte se conseguirmos um buraco no chão, quando morrermos.
Yani şanslıyız. Ya ayrıldı ya da öğlen yemeğinde.
Quer dizer que temos sorte, ou, então, que ela foi almoçar.
Hepimiz hapiste olmadığımız için şanslıyız.
Temos sorte de não estarmos todos na prisão.
Şanslıyız ki "Winky Dinky Sosislileri" nin içinden çıkan parmağın değeri 10.000 dolardı. Ve bu da Pops'a alacağımız yeni sosisli arabasına denk geliyordu.
Felizmente para nós, a indemnização para um dedo do pé no cachorro era $ 10.000, a quantia que o Pops precisava para um carro novo.
Şanslıyız ki birini tanıyoruz.
Para nossa sorte, conhecemos um tipo.
İnanılmaz derecede şanslıyız.
Temos imensa sorte.
Bayanlar baylar. Bu gece ne kadar da şanslıyız.
Senhoras e senhores, que surpresa!
Çok şanslıyız
Tivemos muita sorte.
Herhangi bir şey bulabilirsek şanslıyız.
É sorte se conseguirmos alguma coisa.
Yüzüncü yıl kutlamamamız dolayısıyla Montecito, odalarını güzelleştirmek için rastgele bir çifti seçer ve sizi tebrik ederim, bugünün şanslı çifti, sizsiniz.
Em honra das celebrações do centenário, o Montecito escolhe convidados à sorte... e dá-lhes uma das nossas suites... e parabéns, vocês são o nosso par escolhido.
Benim beş şanslı yıldızım.
As minhas cinco estrelas da sorte.
Yarının şanslı, yetenekli yıldızı Bay Tiny Joe Dixon!
E a felizarda e talentosa futura estrela é... Mr. Tiny Joe Dixon!
Ailesiyle önceden şanslıydık ama bir masumu öldürmeden önce onları durdurmalıyız.
Oh, e nós tivemos sorte com os pais dela antes, mas temos de os deter antes que eles matem um inocente.
Pantolonum bu yüzden havuç suyu kokuyor. Aslında Cheetos ve Ho-Ho istiyordum... ama onların bedava karidesleri varmış. Yani şanslıyız.
Também encontrei batatas fritas e um bolo nos bolsos.
Belkide bu konuda kendimizi şanslı saymalıyız.
Se calhar, até é uma sorte!
Bu çöplüğün kirasını çıkartırsak şanslıyız.
Teremos sorte se chegarmos a pagar a renda deste banheiro.
şanslıyız ki 16
şanslı 131
şanslısın 256
şanslıyım 72
şanslısınız 85
şanslı adam 21
şanslı mı 26
şanslıydım 39
şanslı günümdeyim 16
şanslıydık 25
şanslı 131
şanslısın 256
şanslıyım 72
şanslısınız 85
şanslı adam 21
şanslı mı 26
şanslıydım 39
şanslı günümdeyim 16
şanslıydık 25