Şansımı deneyeceğim tradutor Português
396 parallel translation
Haddimi aşmak istemiyorum ama şansımı deneyeceğim.
Não me quero exceder, mas vou arriscar.
- Kadınları kaçırıyorlar. - Şansımı deneyeceğim.
Eu vou convosco para supervisionar.
Ben sanırım, şansımı deneyeceğim.
Vou provar a minha sorte.
Şansımı deneyeceğim.
Vou correr esse risco.
Ona karşı şansımı deneyeceğim.
Tentarei a minha sorte contra ele.
- Şansımı deneyeceğim.
Correrei o risco.
Tamam, Jake, Şansımı deneyeceğim.
Está bem, Jake. Eu vou arriscar.
Olanlardan sonra bir arada yaşamamız imkansız. Başkente, ya da başka bir yere gidip şansımı deneyeceğim. Bir erkek olduğumu ispatlayacağım.
" Depois disto, a vida entre nós já não é possível, vou tentar a sorte sozinho na capital ou noutro lado, vou provar que me posso tornar um homem :
Burada yasaları ben koruyorum ve şansımı deneyeceğim.
Chegou a hora e o lugar para uma confrontação.
Şansımı deneyeceğim.
Vou arriscar.
Peki, şansımı deneyeceğim!
Muito bem, vamos arriscar.
Şansımı deneyeceğim.
Eu vou arriscar.
Performansımı sunmama izin verirseniz şansımı deneyeceğim.
Se me deixar fazer o meu número, eu posso ganhar.
Şansımı deneyeceğim ve yaşayacağım.
Vou arriscar e vou viver.
Şansımı deneyeceğim.
Vou correr o risco.
Buradan çıkıp bir mekanda kafayı bulmak için altı ayım kaldı yani şansımı deneyeceğim, tamam mı?
Vou ficar aqui seis meses por ter feito asneira num bar. Não vou mais correr riscos. Está bem?
Yarına kadar burada kalacaksak otel şansımı deneyeceğim.
Se ficarmos no condado até amanhã, arrisco-me a entrar num hotel.
- Evet, şansımı deneyeceğim Houdini.
- Eu vou arriscar, Houdini.
Twin Falls ya da daha büyük bir şehre doğru yola çıkmış olabilir, ama burada olduğu sürece şansımı deneyeceğim.
Podia ir a caminho de Twin Falls ou de uma cidade maior mas enquanto ele aqui estiver, vou tentar apanhá-lo.
O zaman şansımı deneyeceğim.
Vou assumir o risco.
Çölde şansımı deneyeceğim.
Vou tentar o oásis.
Sizin söylediğiniz gibi olduğunuzdan şüpheliyim ama şansımı deneyeceğim.
- Também não tenho a certeza de que vocês são quem dizem, mas vou arriscar.
İşte şansımı deneyeceğim bir yer.
É onde vou tentar a minha sorte.
Şansımı deneyeceğim.
Eu arrisco.
Hayır, burada şansımı deneyeceğim.
- Acho que fico por aqui.
- şansımı deneyeceğim. - hayır!
- E ver as minhas chances.
Yani... sanırım şansımı deneyeceğim.
Bem... acho que vou correr o risco.
- Şansımı deneyeceğim.
- Eu arrisco-me!
- Şansımı deneyeceğim.
- Vou arriscar.
Eee, Şansımı deneyeceğim.
Vou arriscar-me.
Silahlıyım, ve şansımı deneyeceğim.
Bem, estou armada, portanto vou arriscar.
Şüpheli teşhisinde beni de aralarına katın. Şansımı deneyeceğim.
Tentem uma identificação pelas testemunhas.
- Şansımı deneyeceğim. Sağ ol.
Eu assumo os meus riscos, obrigado.
Şansımı deneyeceğim.
Eu corro os meus riscos.
Ama şansımı deneyeceğim.
Mas esta é uma chance que estou disposto a correr.
Sanırım şansımı deneyeceğim, çünkü, bir şekilde geri dönmeliyim.
Acho que tenho que tentar porque de alguma forma tenho que voltar.
- Şansımı deneyeceğim.
E se a Carla se for com esse Antonio Vou arriscar
- Ben şansımı deneyeceğim.
- Eu não. Eu arrisco.
Şansımı deneyeceğim.
Prefiro arriscar-me.
Şansımı deneyeceğim.
Eu vou tentar. - Obrigada.
Şansımı Dupuis'de deneyeceğim.
Pena eu ter que ir.
- Şansımı bir deneyeceğim!
- Assim espero.
Onların yanında çalışmak istemem. Şansımı açık denizde deneyeceğim. İstersen sen de benimle gel.
Prefiro arriscar-me no mar.
Şansımı bir deneyeceğim.
Arrisco.
Şansımı bir deneyeceğim.
É um risco que vou ter de correr.
O halde şansımı bir deneyeceğim.
- Nesse caso, vou arriscar.
Ben şansımı yalnız deneyeceğim.
Tomarei os meus riscos sozinho.
Şansımı diğerleriyle deneyeceğim.
Só tens de pedir. Prefiro ficar com os outros.
Şansımı bu garip duvarda deneyeceğim.
Vou arriscar a parede mistério.
Zahmetlerinizi takdir ediyorum... ama şansımı Jake'le deneyeceğim.
Aprecio o seu bom trabalho, mas vou arriscar com o Jake.
Bir dahakine şansımı Maria Callas ile deneyeceğim. Bilgisayar, divayı sil.
Quem permitiu a você fazer essa escolha?