Şuraya baksana tradutor Português
195 parallel translation
Meşgulüm, şuraya baksana.
Estou ocupada, não vês?
Şuraya baksana.
Olha ali.
Şuraya baksana.
Veja lá.
Şuraya baksana.
Olha para ali.
Şuraya baksana.
Olhe para aquilo.
Tatlım, şuraya baksana.
Olhe ali.
Başkaları için oldukça rezil bir durum olsa da, şuraya baksana bir, insanlar bir amaç için bir araya toplanmış.
É tão incrível por um lado, e tão mau por outro. Olha estas pessoas. Todos estão aqui por um objectivo.
Şuraya baksana.
- Olha só para aquilo!
- Şuraya baksana! - Hatunlar üniformayı seviyor.
As damas caem pelos uniformes.
- Şuraya baksana. Bir çift papaz.
Olhem-me isto, trio de oitos.
Şuraya baksana.
Olhe para o espaço.
Şuraya baksana.
Olha para este lugar.
Şuraya baksana,.. ... karıncalar "lazanya" yı götürüyorlar.
Olha, as formigas estão a levar a "lasanhia."
Şuraya baksana.
Olha para este.
Şuraya baksana, ayakkabılarını topu bile kitabı bırakmışlar.
Veja, veja! Eles deixaram os sapatos, e deixaram a bola, e deixaram um livro.
Galiba bu insan özelliği. Şuraya baksana.
É uma caraterística humana.
- Onu anladım da, şuraya baksana.
Ok, isso eu percebo, mas veja aqui
Şuraya baksana. Buraları Mason'ın arazisi.
Tudo isto é propriedade do Mason.
Hayat bu işte. Şuraya baksana.
Vês este lugar?
Şuraya baksana.
Olha para ti.
Kimse sen olduğunu bile bilmiyor. İstemiyorsan mektupları okumak zorunda bile değilsin. Yine de şuraya baksana.
Ninguém sabe que és tu. mas é óbvio que há muitos tipos interessados em sair contigo.
Hey, şuraya baksana!
Olha, ali!
Şuraya baksana.
Olha eles aí.
Şuraya baksana?
Olha para este material, hã?
Şuraya baksana.
Olha como isto está.
Şuraya baksana! Öylece durmuş bekliyorlar.
Hey, deixe-me dizer algo para você :
Şuraya baksana. Tamamen profesyonel.
quero dizer, olha pra este sítio e completamente profissional, certo?
Ariel, şuraya baksana.
Ariel, olha para isto.
- Şuraya baksana.
- Olhe ali.
- Şuraya baksana.
- Vai lá ver.
Şuraya baksana.
- Quem diria! Olha para ali.
Şuraya baksana, Philly.
Olha aqui, Phillie.
- Evet, lütfen. Martha'nın burda ne iş yaptığını merak ettim, şuraya baksana, pislikten geçilmiyor.
Não é a toa que Martha não queria que entrássemos.
Baksana şuraya.
Agora não podemos ir à procura dele.
- Şuraya bir baksana.
- Olhe só.
Şuraya baksana.
Olha, entraram no rés-do-chão!
Şuraya bir baksana! Bu mide bulandırıcı bir şey!
Olhe para este sítio.
Bebeğim, hadi ama, baksana şuraya.
Amor, olhe o estado deste lugar.
Şuraya baksana.
Ora vejam.
Şuraya baksana.
Olhem para este lugar.
Şuraya bir baksana, Wong Fei-Hung gitgide daha fazla gemi limanlarımıza demir atar oldu.
Olha para ali, Huang Feihong. Há cada vez mais navios estrangeiros a atracar nos nossos portos.
Şuraya baksana.
Ei, vejam.
- Baksana gelip şuraya oturur musun?
Quê, viste-o? Olha, vem e senta-te aqui?
- Tabii. Baksana, neden şuraya oturmuyorsun?
Vamo-nos sentar aqui.
- Kurgusu harika oldu. Baksana şuraya, heriflerin canına okuyorsun.
Deste-Ihes forte e feio.
- Baksana şuraya kim var?
- Estás a ver quem está além?
- Herkes öğrenmek için çıldırıyor. - Evlat, baksana. Şuraya bak.
Tanto quanto sabe, ele não teve qualquer contacto com o pai.
Hey, oğlum, şuraya bir baksana.
Olha-me para esta merda, meu.
- Baksana şuraya.
- Olha para ela.
Baksana şuraya.
Olha para este sítio.
Şuraya baksana.
Veja-me só isto!
baksana 1623
baksana bana 20
baksana ona 16
baksana şuna 69
şuraya 259
şuraya bak 611
şuraya otur 93
şuraya koyun 23
şuraya bakın 270
şuraya bırak 18
baksana bana 20
baksana ona 16
baksana şuna 69
şuraya 259
şuraya bak 611
şuraya otur 93
şuraya koyun 23
şuraya bakın 270
şuraya bırak 18
şuraya çek 19
şuraya bir bak 33
şurayı 17
şuraya geç 76
şurayı imzala 49
şuraya koy 52
şuraya bir bakın 17
şuraya oturalım 21
şuraya gir 22
şuraya geçin 30
şuraya bir bak 33
şurayı 17
şuraya geç 76
şurayı imzala 49
şuraya koy 52
şuraya bir bakın 17
şuraya oturalım 21
şuraya gir 22
şuraya geçin 30