Bir şey değil tradutor Russo
16,122 parallel translation
Bir şey değil Unut gitsin.
Ничего. Забудь.
Ama söylediğine göre bu verilen bir şey değil
Это нечто такое, что нельзя передать.
Bildiğim kadarıyla umut aşılamak yasadışı bir şey değil.
Работа с верой не является противозаконной, так что...
Evet, ama bu kolayca yapılabilecek bir şey değil.
Да, но это... это было бы невозможно.
Önemli bir şey değil.
Ничего.
- Pek bir şey değil.
О, ничего... особенного.
Merak edilecek bir şey değil.
Об этом вам волноваться не стоит.
Büyütülecek bir şey değil.
Большое дело.
Senin için iyi bir şey değil.
- Тебе ничего хорошего не светит.
Vejeteryansın, bunlar senin için salata gibi bir şey değil mi?
Ты же вегетарианка. А это всё просто салат, нет?
Pek bir şey değil.
Немного.
Kişisel bir şey değil.
Ничего личного.
Arınma düşündüğün gibi bir şey değil.
Чистка — это не то, что ты думаешь.
Bir şey değil.
Не за что.
"Bir şey değil." de.
Скажи "Пожалуйста".
Bir şey değil.
Пожалуйста
Bu hazmedilecek bir şey değil, Will.
Это сложно принять, Вилл.
Hazmedilecek bir şey değil mi?
Сложно принять?
Tüm gece uyuyamamak kötü bir şey değil mi?
Паршиво не спать всю ночь, да?
her neyse bu iyi bir şey değil sen kötü şans getiriyorsun
В любом случае, это не хорошо. Ты приносишь неудачу.
Bu yeni bir şey değil.
Ничего нового.
Bir şey değil, bana teşekkür etmene gerek yok.
Не за что. Можешь не благодарить.
- Hayır, öyle bir şey değil bu.
— Ты в беде? — Ну, не то что бы.
Önemli bir şey değil.
Я... это пустяки.
Kötü bir şey değil Ray.
Это не страшно, Рэй.
Bu benim için yeni bir şey değil. Ve sen de onun için ilk değilsin.
Это не ново для меня, и ты у него не первая.
Öyle bir şey değil.
Не в этом дело.
- Halledemeyeceğim bir şey değil.
Пустяки.
Resmi bir şey değil, o yüzden endişe etme ama sadece sormak istedim.
Это все не официально, так что не волнуйтесь, но...
- Kontrol edebileceğim bir şey değil.
Я типа не умею это контролировать.
- Öyle abartılacak bir şey değil.
Иди, скажи им. Ничего сумасшедшего.
Yakacak odun stoklamak kadar kolay bir şey değil.
И это куда сложнее, чем собирать поленья.
Pek bir şey değil.
Да не много.
- Bir şey değil.
Ага.
Orada işler bir süredir boktan gidiyor, Brakebills de değil, ama şu an burda oturmamın kader dan başka bir şey olmadığını düşünüyorum.
Я бесилась из-за того, что была не в Брэйкбилс, но я не могу теперь сидеть и думать, что всё это было предрешено судьбой.
Bir şey bölmüyorum, değil mi?
Я не помешала?
Bir şey ifade etmiyor diye bize bir şey anlatmayacak değil ya.
То, что там ничего не написано, еще не значит, что там ничего нет.
Kişisel bir şey gibi, değil mi?
Похоже, какие-то личные счеты.
Olmadığı bir şey olduğunu düşündürmek bu doğru değil.
Позволяя ей считать себя кем-то другим, ты её же обманываешь.
Yaptığı şey fedakarlık değil bir hata sadece.
Она не приносит себя в жертву. Это ошибка.
Bir şey hariç, hiç birisi mantıklı değil.
Кроме одного, во всем этом нет никакого смысла.
Bir erkeğin sana ilk defa söylediği şey değildi bu, değil mi anne?
Это не в первый раз, когда мужчина говорит тебе такое, да, мам?
Cinsel bir şey değil bu Yolanda.
Йоланда, это не связано с сексом.
"Şimdi erkeklere" göre orta yaşlı beyaz erkekler de mazlum insanlar olabiliyor şuna bi bak kurban tarafından paylaşılmış video bu kendilerine feminist diuenler erkeklerden nefret eden lezbiyenlerden başka bir şey değil cinsellik haklarıyla iligi bu kadar bağırmalarının sebebi asıl ilgilendikleri olan
А "Мужчины сейчас" считают угнетёнными – белых мужчин среднего возраста. Взгляни. Это видео было опубликовано жертвой.
Gould a karşı sünnetlikle ilgli dava açmaya hazırlıyordu böyle bir şey olamaz değil mi?
"Мужчины сейчас" готовили судебный процесс против доктора Гулд за то, что она делала обрезание. Это ведь не серьёзно?
Yüzeyde değil de yörüngede inşa ettiklerine göre oldukça büyük bir şey olmalı.
Явно что-то большое, раз строят тут, а не на планете.
Bize bir şey olmayacak. Bunu biliyorsun, değil mi?
С нами все будет хорошо, ты ведь знаешь?
Ama repütasyonunuza bakılırsa yapamayacağınız bir şey de değil, yine de yapmanın zor olduğunu düşünüyorsanız o ayrı...
Но тебе должно быть под силу его сделать, учитывая твою репутацию. Хотя, если ты думаешь, что это слишком сложно...
Bunun iyi bir şey olduğunu söyleyebilir ama her zaman değil.
Он может тебе сказал, что это хорошо, но не всегда.
Sorun değil, yanlış bir şey yapmadın.
Всё хорошо. Вы ничего плохого не сделали.
Bu şey belirli bir yol izliyor gibi değil.
Не похоже, что у этой твари есть какое-то расписание.
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209