English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ B ] / Bılıyorsun

Bılıyorsun tradutor Russo

61 parallel translation
Eğer onu burada, adını dikkate almayan bir anneyle tek başına bırakacağımı sanıyorsan, çok yanılıyorsun.
И я не оставлю её с матерью которая совершенно не заботится о репутации.
Hem madem beni tanıyorsun, altın avcılığını çok önce bıraktığımı da bilirsin.
Если ты знаешь меня, я уже давно перестал охотиться за золотом.
Bu dönem çok fazla müfredat dışı etkinliğe katılıyorsun ben de okul yıllığını bırakman gerektiğini karar verdim.
У тебя в этом семестре слишком много внеклассной работы, и я решил, что тебе нужно бросить заниматься газетой.
Silah kaçakçılığı davasını bırakıyorsun, tamam mı?
Закрывай это дело с контрабандой оружия.
Bu kızın nasıl biri olduğunu görmek istedim- - Ayrılman için bir sebebin yokmuş gibi görünüyosun- - ara sıra olan ön-orgazm önerilerine rağmen- - bunun bırakılamaz birşey olduğunu sanıyorsun.
Я хотела увидеть девушку, которую ты не бросаешь, хотя обещаешь перед оргазмом.
Neden adamı en güzel zevkinden mahrum bırakıyorsun? Tanrı aşkına Danny, o şeyi nasıl giyebilirsin?
Зачем лишать его своего самого большого удовольствия? Господи Иисусе, Дэнни, как ты можешь носить эту штуку?
Sen vampirsin. Nasıl oluyor da bu tattan kendini mahrum bırakıyorsun?
Будучи тем, кто ты есть, как ты можешь лишать себя вкуса?
Evlendiğinden beri kılıbığın teki gibi davranıyorsun.
С тех пор как ты женился, ты стал бабой. Пошел ты, Рамон!
Denizi bıraktıktan sonra nasıl hissettiğimi sanıyorsun?
Что я испытывал, расставаясь с морем?
Ha deyince bırakılır mı sanıyorsun?
Ты думаешь, можно nросто взять и бросить всe?
Ne yapıyorsun müdürüm? Bırakalı 2 yıl olmamış mıydı?
Заявление о разводе подала именно она.
Şaka mı yapıyorsun Annem ve babam senin hakkında konuşmaya bayılıyor Tonya'yla yaşayacağın parlak geleceği nasıl bıraktığını konuşup duruyorlar hem de bu kadınla yaşadığın sonu olmayan bir ilişki için
Мама с папой не устают рассказывать, как ты променяла блестящее будущее с Тоней на тупиковые отношения с ней.
Onları yüz üstü bıraktığın hissine kapılıyorsun.
Возникает ощущение, что ты их подвёл.
Bırakıyorsun. Nasıl yapılacağını bildiğin şey bu senin.
Это у Вас хорошо получается.
Böyle ucuz numaralarla burayı bırakacağımı sanıyorsan inan bana, yanılıyorsun!
Но если ты думаешь, что я уйду из-за такой мелочи, ты сильно заблуждаешься!
o tanrı için kesinlikle tapınırdım nasıl hatırlıyorsun... babamın kiliseye gitmeyi bırakmasını?
Вот такому богу я бы поклонялся. Ты помнишь, почему отец перестал ходить в церковь?
Niçin hepimize bir iyilik yapıp, küçük düzenli harflerle, yöneticini nasıl bıçaklayıp öldürdüğünü yazmıyorsun?
Ќу хорошо, почему бы вам не сделать всем нам одолжение Ч написать аккуратными маленькими буквами, как вы хладнокровно закололи ножом своего управл € ющего.
Bu yüzden bu dogmaya sıkıca sarılıp onları, kendi kararlarını almaya bırakıyorsun.
Ты все еще придерживаешься догмы, что надо позволить им самим принимать решения.
Yani bana katılıyorsun, ilaçlarını bırakmış mı?
Так ты согласна, что она не принимает лекарства?
Yanılıyorsun. Seni ailene bırakıp Greco'ya gideceğim.
Ошибаешься, я заброшу тебя к твоим старикам, а сам отправлюсь к Греко!
Yazmayı bırakıyorsun, bir yıl geçiyor, üzülüyorsun
И все перестал писать, год прошел - отмучился.
Bu saçmalıkların sayesinde o işi bırakacağımı sanıyorsan, o konuda da yanılıyorsun.
И если думаешь, это эти твои бредни вынудят меня эту работу бросить, ты тоже ошибаешься!
Her şeyi inkâr edince seni bırakacağımızı düşünüyorsan, yanılıyorsun.
Если ты думаешь, что отрицая всё, ты выберешься отсюда, ты ошибаешься.
Bizi bıraktığı ilk gün nasıl hissettiğini yalnızca tahmin edebilirim. Tek başına kaçıyorsun falan.
Не могу и представить, что он чувствовал здесь, в первый день, когда он бросил нас, совсем один, в этой ссылке
Şimdi, A : Çizgi romanlar, hikayelerini dizi sanatını kullanarak anlatırlar ki bu da, 17.000 yıl önce Lascaux'daki mağara çizimlerinde kullanılan yöntemdir. ... ve B : sen de arp çalıyorsun.
"А" ) комиксы предполагают повествование посредством взаимопроникновения искусств и берут начало примерно 17.000 лет тому назад с наскальных рисунков в Ласко и "Б" ) ты играешь на арфе
- Önce Tiffany'i bırakabilirsin. - Sorunlarım olmasına bayılıyorsun.
Ты прям упиваешься моими проблемами!
İnsanları yargılamayı bıraksana. Herkesi yargılıyorsun. - Berbat bir evliliği olan sensin.
Хватит осуждать, себя осуждай, у тебя тоже дебильный брак.
Kılıbıklık yapıp hemen eve kaçıyorsun.
А он бежит домой, как щенок.
Serbest bırakılıyorsun.
Вы свободны.
Nasıl bıcı bıcı yaptırıyorsun görmek istiyorum.
Давайте посмотрим, как вы будете его купать.
Ama bağımlılığını kolay bırakamıyorsun ve daha fazla seans gerekiyor.
Но твое пристрастие трудно излечить. Нужно несколько сеансов.
"B" derecesini nasıl aldık sanıyorsun?
Как по-твоему мы получили звездочку?
Beni üç yıl kendi başıma bırakıyorsun.
Ты оставляешь меня одну на три года.
Kılıbık orospu çocukluğu da senin huyun değildir ama öyle davranıyorsun...
А быть ебучим пиздолизом так не похоже на тебя, но ты, блядь, именно так себя и ведёшь.
Seni aşağılık, kızımı hamile bırakıyorsun,... hayatını riske attın.
Ты, сволочь, обрюхатил мою дочь, подверг ее жизнь опасности.
Çok zengin bir adama aşık olduğun için dolandırıcılığı bırakıyorsun.
брачная аферистка вдруг раз - и влюбляется в парня который случайно сказочно богат.
Standart prosedür. Serbest bırakılıyorsun.
Стандартная процедура.
Neden sen de onlar gibi yapmıyorsun? Daha öfkeni bile nasıl göstereceğini bilmiyorsun... Yetişkin gibi davranmayı bırak.
Ты даже этого не достоин! поэтому прекращай.
Khalil seni iş yerinde ziyaret ediyor ertesi gün hapishaneden arkadaşı olduğu bilinen Glenn Charlock mevta oluyor ve Michael Wolfmann kayboluyor ve sen de şüpheli sıfatıyla içeri alınıyorsun sonra da esrarengiz şekilde serbest bırakılıyorsun.
Халил посещает ваш офис. На следующий день его тюремный знакомец Глен Чарлок убит, Майкл Вольфманн пропал, а вы арестованы по подозрению.
Nasıl önemli bir durum çıkıyorda tehlikleli bir suçluyu eski sevgilinle ilişki kurmak için yalnız bırakıyorsun?
- Салливан. - Да. Только что пришло сверху.
Ama görünüşe bakılırsa çocukça bağlılıklarını arkanda bırakamıyorsun.
Но похоже, ты не можешь забыть о своей детской привязанности.
Naomi Jimmy'i bıraktı, şimdi de sen benden ayrılıyorsun.
Наоми уходит от Джимми, а теперь и ты уходишь от меня.
Haksız bir şey yapmak zorunda bırakılıyorsun ve bir adam bir şey yapmaya mecbur edilirse ya boyun eğer ya da... - İsyan eder.
Тебя заставили совершить эту несправедливость, а когда человека заставляют, он или подчиняется, или...
Ama maalesef, yemeyi bırakırsan olduğun yere çakılıyorsun.
К сожалению, если не пить его постоянно, просто валишься с ног.
Burayı anladığını sanıyorsun A noktasından B noktasına nasıl gideceğini çözdüğünü sanıyorsun sonra burası cehaletin için seni cezalandırıyor.
Ты думаешь, что знаешь, как добиться успеха здесь... думаешь, знаешь, как дойти из пункта А в пункт Б. Но после это место наказывает тебя за высокомерие.
- Serbest bırakılıyorsun.
~ Тебя освобождают.
Çünkü mecbur bırakılıyorsun.
У тебя как бы нет выбора.
İki kuruş para kazanmak girmedik delik bırakmıyorsun ama o deliklerde sana sataşılınca çocuk gibi ağlıyorsun.
Ты постоянно в поиске той дыры, в которую можно проскользнуть в надежде найти потерянную мелочь, и плачешь только когда тебя укусит другая змея.
Sabahın köründe ilk iş evden çıkıyorlar sen geride bırakılıyorsun, bu tesadüf mü?
Ты думаешь это совпадение что они первым делом, утром на рассвете, сбежали и не взяли тебя с собой?
Birlikte bir şeyler yapıyoruz. - 20 yılı geride bırakmak kolay mı sanıyorsun?
Мы проводим время друг с другом. Думаешь 20 лет просто так проходят?
Neden kılıcını bırakmıyorsun?
Так что может опустишь меч?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]