English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ D ] / Diye sormuş

Diye sormuş tradutor Russo

48 parallel translation
"Bana bir iyilik yapar mısın?" diye sormuş olsam neyse.
Одно дело когда я прошу тебя "сделай мне одолжение?"
Sonra kıza gidip "Neden ağlıyorsun?" diye sormuş.
Он спрашивает её :
Akrep tilkiye sırtında beni taşıyarak karşıya geçirir misin diye sormuş.
Если я соглашусь, ты ужалишь меня, и я утону. " Он попросил лиса перевезти его через реку на спине.
Kutsal İsa küçük trampetçi çocuğa "Bana bir şey aldın mı?" diye sormuş muydu?
Разве Иисус спрашивал у маленького барабанщика, "Ты мне что-нибудь подаришь?"
Cin beyaz adama dönmüş ve "Dileğin nedir?" diye sormuş.
И этот джин говорит белому парню "Каково твоё желание?"
Oğlu, "Baba, niye şu ineklerden birini becermiyoruz?" diye sormuş.
И сын говорит отцу : "Папа, а давай побежим и трахнем одну корову?"
Zengin adam da : "Neden karına bir çift terlik ve bir vibratör aldın?" diye sormuş.
Богач спрашивает : "Зачем ты купил ей тапочки и вибратор?"
Hemşire, "Peki niye şapka takıyor ve eldiven giyiyorsun" diye sormuş.
А сестра спрашивает : "Зачем тебе тогда шляпа и перчатки?"
Ona bekleyecek misin diye sormuş.
Он попросил её дождаться его.
Carter sağlığın nasıl diye sormuş. Dominic'te demiş ki :
Картер спросил его о здоровье, а Доминик ему в ответ :
Sonra başka bir tekne yanaşmış ve biri, "Yardım ister misin?" diye sormuş.
... Он говорит - нет, спасибо, Бог поможет. - Потом другой корабль
Ama kendini toparlamış ve "İyi haber nedir?" diye sormuş.
Но он собрался с силами и говорит, "А какая хорошая новость?"
"Dedikodu günah mıdır?", diye sormuş.
"Сплетничать грешно?" - спросила она старика.
"Yastığı bıçakla deştin mi?" diye sormuş.
"Ты вспорола подушку ножом?" - спросил он.
"Tüyler mi?" diye sormuş.
"Перья разлетелись", - повторил он.
Kadın ona, "Kaydın var mı?" diye sormuş.
Она его : "Йо, приводы были"?
Öbür gey yanına koşup "İncindin mi?" diye sormuş.
Второй гей подбегает и орет : "Тебе больно?"
Boğazlamadan önce nerede diye sormuş olmaları gerekiyordu.
Они должны были успеть допросить его, перед тем, как убить.
Futbol takımına girdiğinde, annenle baban sana ilaç kullanıyor musun diye sormuş muydu?
Твои родители когда-нибудь у тебя спрашивали, принимаешь ли ты наркотики, когда ты пошел в футбольную команду?
Gecenin ilerleyen saatlerinde George geldi. "Pattie nerede?" diye sormuş.
Эрик был там, и я ликовала от того, что всё так вышло.
Travis "nankör evlat" rumuzuyla eve dönebilir miyim diye sormuş.
Трэвис писал, как блудный сын, спрашивающий разрешения вернуться домой.
D sınıfı elmaslarla ilgilenir mi diye sormuş.
и спрашивал о первосортных брильянтах.
Annesi, "Ne yapmalıyız?" diye sormuş.
Мать говорит : "Господи, что же нам теперь делать?"
Salata mı getirsin diye sormuş ;
Вроде того, принести ли ей салат?
Annie'nin ödülü için oymacı nasıl olsun diye sormuş.
А, у гравировщика медали для Энни были вопросы по стилю.
Kuş bir meşe ağacına gidip yapraklarının arasına sığınabilir miyim diye sormuş.
Скворец пришёл к дубу и попросил дерево укрыть его в листве.
"Ama neden?" diye sormuş Nina.
- Но почему? – спросила Нина.
... gerçekten de sonradan görme misin diye sormuş.
Ён До перевернул сумку Богачки! правда ли он богата.
Heykele üzgün bir sesle "Neden ben?" diye sormuş.
"Почему я?" - грустно спросила она у статуи.
Kadın "peki şimdi ne düşünüyorsun" diye sormuş.
и она говорит ему "а что ты думаешь сейчас?"
Geçen hafta Sean Cahill ona huzurunda hiç sınırı aştım mı diye sormuş.
На прошлой неделе Шон Кейхил спросил, не делал ли я чего-то незаконного в его присутствии.
Wesley "Toby'le mi gidiyorsun?" diye sormuş.
Уэсли спросил : "Пойдёшь с Тоби?"
Neden? Bang Soon kız arkadaşına,... denize ben ve annen düşse kimi kurtarırsın diye sormuş.. Sorduğunda,... Bang Soon'nın sevgilisi tereddüt etmiş.
Почему? если бы она и его мать упали в воду. парень Бан Сун засомневался.
Onu aramaya gelen oldu mu diye sormuş.
И спрашивала, не искал ли её кто-нибудь.
Sid bu yüzden "Kadın nerede?" diye sormuş.
Поэтому Сид спрашивал : "Где она?"
Ardından Doug Jones size, bu bilgiden başkaları da haberdar mı diye sormuş.
Далее, Даг Джонс спросил вас, разглашена ли эта информация.
Çıplak kadının tekine elma ister mi diye sormuş.
Спросил голую женщину, не хочет ли она яблоко?
Ona benimle evlenirmisin diye sormuş.
И спросил её : "Ты выйдешь за меня?"
Doktor Poole David'e "Yıldızlar ne söyledi?" diye sormuş.
- ( сид ) ƒоктор ѕул спросил ƒЁвида, что ему говорили звЄзды.
"Korkuyor mu?" diye adam kendine sormuş.
"Боится ли она?", — подумал муж про деву.
"Korkuyor musun?" diye adam kıza sormuş.
Ты боишься? " — сказал муж деве.
"Seks hayatımı iyileştireceğine emin misin?" diye sormuş.
ќни точно помогут? "
Kadın hapı yutmuş ve! peki bu neydi'diye Sormuş.
Она его проглотила и спросила врача : "А что это за лекарство?"
Kadın, öksürüğe karşı müshil mi, diye sormuş.
" Слабительное!
Ve kız ağlıyormuş. Adam kızın yanına gidip "neden ağlıyorsun?" diye sormuş.
Она плачет, и он пытается узнать - почему.
"Şimdi neden ağlıyorsun?" diye sormuş.
"Что опять случилось?"
Pittman neyi diye sormus.
- Что берёте?
Ne diye bunu soracak olalım ya da sormuş olalım ki?
С чего бы вам это спрашивать или собираться спросить, ведь я...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]