Dürüstçe tradutor Russo
1,073 parallel translation
Bana bir soru sor ve sana dürüstçe cevap vereyim.
Ты выиграл. Спрашивай.
Önce tadına bak ve dürüstçe fikrini söyle.
Ну вот и попробуй, ладно? И скажи честно.
İnsanlar bana para karşılığında mı çizdiğimi sordukları zaman, dürüstçe evet diyebileyim.
Таким образом если меня спросят пишу ли я ради денег, я смогу честно ответить "да".
Yani sen ahlaksız bir gerizekalısın ve bunu dürüstçe kabul ediyorsun.
Значит ты моральный урод и сам это признаешь.
Marge, dürüstçe söyle. Bu mu yoksa bu mu?
Мардж, скажи честно, какое лучше, это или это?
"Bu hayatımın en yalnız günleri... "... ama dürüstçe söyleyebilirim ki mutsuz değilim. "
Сейчас наступило самое одинокое время для меня однако я совсем не могу сказать, что я несчастлив.
Seni görmeye ve seninle dürüstçe konuşmaya geldim.
Ну, я пришел к вам, чтобы быть честным с вами.
Sanırım dürüstçe söyleyebilirim ki uzun zamandır olduğumdan daha mutluyum.
Могу честно сказать, что давно не была так счастлива.
Şuna bir bak adamım. Ben gerçekten, dürüstçe bu adamın hala yaşadığına inanıyorum.
Я реально уверен, что этот парень до сих пор жив.
Ama dürüstçe söylemeliyim, aday olduğumu bile bilmiyordum.
Но если честно должен сказать, что я даже не знал что учавствую.
- Dürüstçe birşey sorabilir miyim?
- Сказать честно?
Unutma, dürüstçe kazanıImış para daha değerlidir.
И помни... честных денег хватает надолго.
Dürüstçe söyle.
Скажите Честно
- Dürüstçe ifade edilen görüş farkı.
Обычные разногласия.
Dürüstçe adalet yerini buldu diyebilirim.
Я могу честно сказать : правосудие свершилось.
- Dürüstçe, yemin ederim!
- Честное слово, поверьте.
- Dürüstçe mi?
- Честно? Да!
Dürüstçe söyleyebilirim ki, ben değiştim.
Клянусь Богом, я встал на путь истинный.
Bay Garak, bu, bu güne kadar bana dürüstçe söylediğin ilk şey.
Мистер Гарак, я думаю, вы впервые говорили искренне со мной.
Çünkü, dürüstçe söylemek gerekirse bir gün buraya girdiğimde seni oturuyor olarak bulmayı isterdim.
Потому что откровенно говоря я бы хотел однажды сюда прийти и обнаружить вас сидящим.
Bir şey hakkında dürüstçe fikrini söylemeni istiyorum.
Я хочу, чтобы ты честно ответил на мой вопрос.
Ve eğer dürüstçe söylemek gerekirse, O konuda çok iyiyimdir.
И откровенно говоря, я очень даже неплох в этом деле.
- Dürüstçe verilmiş bir cevap.
- Честный ответ.
Bunun altına imza atarken çuvalla para harcadım, ve dürüstçe söylüyorum ki, güvenimi sarsmaya başlıyorsunuz!
Я потратил много денег, подписавшись под это... и, честно говоря, я начинаю терять веру в тебя!
- Dürüstçe, evet.
Хочешь знать правду? Да.
Ve dürüstçe söylemek gerekirse, görev yeminini ciddiye alan bir adamın bile olduğunu düşünmüyorum.
И честно скажу, я не думаю чтобы хоть один человек здесь воспринимает свою присягу в серьёз.
Dürüstçe söylemek gerekirse tatlım bu hovertank felaketinden sonra, neler olabileceğini bende bilmiyorum.
Честно говоря, дорогая, после неудачи с танком, может случится все что угодно.
Efendim, benim bütün istediğim dürüst bir çalışma dürüstçe kazanılmış para.
Сэр, все что я хотел, это хорошее недельное жалование за хорошую работу.
Kibarca mı, dürüstçe mi?
вежливо или прямо?
- Dürüstçe.
- Прямо.
Dürüstçe söylersem, onun ceket konusunda ilgili olduğunu düşünmüyorum.
Честно говоря, мне не показалась, что она обеспокоена пропажей пиджака.
Dürüstçe, kendinizi kovdurmadan önce,
Пролейте свет на этот вопрос.
Karılarını vuranlar. Hiç sizi duymuyoruz. Asla dürüstçe hizmet eden ve koruyanları duymuyoruz.
И мы ничего не слышим о тех, кто верно служит и защищает.
Siz dürüst bir soru sorun, ben de size dürüstçe cevap vereyim.
Если вопрос честный, ответ будет честным.
Bana, dürüstçe bir cevap vereceğinizi düşünmüştüm.
- Я ждал честного ответа.
Bir fahişe tutmak daha mı dürüstçe? Söyler misin samimiyet konusunda sen kaç puan verirdin?
"Более честно просить проститутку?" Скажи мне, чтобы ты поставил?
Anlaşmazlıklarımız oldu, hatta savaştık ama görüşünü dürüstçe ifade eden doğru olduğuna inandığı şeyi yaptığı için bana karşı çıkan birini körü körüne, öyle gerektiği için yanımda yer alan birine yeğlerim.
Да, мы не соглашались, даже воевали, но пусть лучше у меня будет кто-то кто противостоит мне из-за честной веры в правоту своего дела чем кто-то, кто всегда соглашался со мной, потому что я этого ожидала и требовала.
Risk alma ve evet de. Tecrübelerime göre, biri bu soruyu soruyorsa, senden dürüstçe bir cevap istemez.
По опыту знаю, когда кто-то задаёт подобный вопрос последнее, что им нужно - честный ответ.
- Dürüstçe yanıtlamanı istiyorum.
- Мне просто нужен честный ответ.
Ama, dürüstçe... Bunu giyemem.
Но, если честно, я не думаю, что смогу носить их.
Bana dürüstçe Michelangelo'nun David'ini gördüğün ilk an ne düşündüğünü söyle.
А скажи честно, что ты подумала, когда впервые увидела Давида Микеланджело?
ve Lydia nın telefonda- - ayrılalım demesine rağmen, dürüstçe- - bir ikilem arasında kaldın.
Лидия отшила тебя по телефону, ты стоишь перед выбором.
Söyler misin? Dürüstçe, Danielle...
Послушай, Даниэлла.
Ben buna dürüstçe bir cevap derim.
Да, это исчерпывающий ответ.
Sana dürüstçe cevap vermedim.
Нет!
Ama sen hiçbir şeyi dürüstçe yapmıyorsun.
Но всё это делалось только на благо округа.
Dürüstçe kazanılmış para daha değerlidir.
"Честных денег хватает надолго".
Dürüstçe mi söyleyim?
Честно?
Dürüstçe söylemek gerekirse koşmaya daha erken gittim.
Я только-что вернулся с пробежки, и мягко говоря пахну...
Size dürüstçe bir cevap verdim.
- Я честен.
Tennessee Eyaleti'nin adalet divanında, sizin dürüstçe bir cevap vermediğinizi söylüyorum! Bana yalancı diyemezsiniz.
- Я лжец?