Hayatta tradutor Russo
21,027 parallel translation
- Hayatta kalmak için son fırsatı bu.
Она его последний шанс на выживание.
Evet ama hayatta da kalır.
Да, и выживет.
Eğer kontrol manyağı annesi, FBI'a girmesi için onu zorlamasaydı, şu an hayatta olurdu.
Она была бы жива, если бы одержимая мамочка не привела её в ФБР.
Caltech'in benim lisemin aynısı olduğunu hayatta bilemezdim.
Знаешь, я и не подозревала, что КалТех точь-в-точь как моя школа.
- Hayatta olmaz.
- Ни за что.
sokaklarda hayatta kalamazdım.
Я бы и дня не протянул на улицах без тебя.
Ama Garcia Flynn hala hayatta ve bir atom bombası ile birlikte kaçtı.
История не изменилась. Но Гарсия Флинн по-прежнему жив, и украл атомную бомбу.
Eğer hayatta kalmak istiyorsan, dediklerimi yapacaksın.
Если хочешь выжить, делай что я говорю.
Bu, kesinlikle kızı neden hayatta tuttuğunu açıklıyor.
Это явно объясняет, почему он оставил её в живых.
Annen hayatta!
Она жива!
Ama annenin ufak da olsa hayatta olma şansı varsa... emin olmak istemez miydin?
Но если есть хоть шанс, что твоя мама жива... не хотела бы ты узнать наверняка?
Hayatta kalmaya çalışıyorum ama iyi bir iş çıkartamıyorum.
Пытаюсь выжить, и не очень-то успешно.
Hayatta olduğun için şanslısın.
Тебе повезло, что ты вообще жив.
Gayland, önemsiz şeylerin beni bu hayatta tuttuğunu, insanların bundan kurtulmasına yardım ettiğini, benimde kurtulmama yardım edebilmesi için yalnızca istememin yeterli olacağını söyledi.
Гейланд сказал, что наркотики поддерживали меня, что он помогает людям завязать и мне он тоже поможет, если я сильно захочу.
Geçtiğimiz birkaç günde size Führer'in hayatta ve sağlıklı olduğu, Avusturya'daki dinlenme evinde tatilde olduğu söylendi.
Последние пару дней вам твердили, что фюрер жив и здоров, отдыхает в убежище в Австрии.
Haber servisi bunu terörist propaganda olarak adlandırdı ve halkı Führer'in hayatta ve sağlıklı olduğuna dair rahatlattı.
Пресс-служба назвала это террористической пропагандой и заверила общественность, что фюрер жив и здоров.
Dinle, Bunu yaptım çünkü benim en iyi arkadaşımsın, ve ne yaptıysam seni hayatta tutmak içindi.
Слушай, я согласился, потому что ты мой лучший друг, и я решился, чтобы с охранить тебе жизнь.
ancak hayatta kaldım çünkü, anlaşılan, yalnız değilim.
Но я выжила, поскольку оказалось, что я не одинока.
Ailemin hayatta kaldığı daha mutlu bir dünya.
В более счастливом мире, где моя семья выжила.
Söylemem gereken şey, imparatorluğumunuzn hayatta kalmasını sağlayabilir.
То, что я скажу, может обеспечить выживание нашей империи.
Bu odadaki adamlar belki güneşin doğuşunu görecek kadar yaşamayacaklar, ancak torunlarımız hayatta kalacak.
Люди в этой комнате могут не дожить до рассвета, но наши внуки выживут.
Hayır, gece vardiyasında çalıştığım için kızgınım deynek kullanmam gerekiyor ve şu hayatta ne olursa olsun güvendiğim tek şey Boyle'un yanımda olmasıydı ve o yok.
Нет, я зол, потому что работаю в ночную смену и приходится ходить с тростью, и на единственную вещь, которую я мог рассчитывать не смотря не на что.... что Бойл всегда поддержит... тоже нет.
New York'da hayatta kalma stratejim.
Это мой план по выживанию в Нью-Йорке.
Senin de Louise'den hayatta kalma stratejin.
И твой по выживанию с Луизой.
Birbirimize güvenmezsek hayatta kalamayız.
Мы не выживем, если не будем доверять друг другу.
Hayatta kalan nerede?
Где выживший?
Reddington hala hayatta.
Реддингтон выжил.
Hayatta olmaz, Tandy!
Тэнди, не вздумай!
Pat hayatta.
А? Пэт жив.
- Evet, Pat hayatta.
- Ага, он живой.
Psikopat bir adamın hayatta olduklarını öğrenseler ne olurdu sanıyorsun?
Каково бы им по-твоему было, если б они знали, что этот сумасшедший маньяк разгуливает на свободе? А?
- Hayır. Adam hayatta.
Он жив-живёхонек.
Bu kulağa çok bencilce geliyor ama, Pat hayatta ve grup tehlikede ama gerçekten iyi hissettirdi bu.
Знаешь, это может показаться эгоизмом, ведь Пэт живой и наша группа в опасности, но да, мне правда полегчало.
Arkadaşlar, Pat hayatta.
Народ, Пэт жив.
Ama gerçek şu ki, Pat hayatta ve bize çok kızmış bir vaziyette.
Но по правде Пэт жив, и он охрененно зол на нас.
Pekâlâ, gerçek şu ki, Pat hayatta.
- Да. Так, если по правде, то... Пэт жив.
- Hayatta.
- Он жив.
Hayatta.
Он жив.
Philip Tandrew Miller, adam öldü mü, hayatta mı?
Филип Тэндрю Миллер, так жив он или мёртв?
Ama hayatta olduğunu söylemiştin.
Но... ты же говорил, что он жив.
- Pat hayatta mı?
Пэт жив?
Tandy, Todd'a eve gelip Pat'in hayatta olduğunu ve onu senin öldürdüğünü söyleyebilirdin.
Знаешь, Тэнди, ты бы мог просто сказать Тодду, что вернулся в дом, увидел живого Пэта и сам его убил.
İmparatorluk'la hayatta kalmak için bir anlaşma yaptım. Hayatta kalmak için İsyan'la da anlaşma yaptım.
Я заключил сделку с Империей и вами, чтобы выжить.
Klon Savaşı'ndan hayatta kaldığında çok küçüktün.
Ты была маленькой, пережила Войну клонов.
Bunun sebebi, hayatta kalan oğlunu görmek istemeyip kendisini aciz hisseden Darius'un babası Sanford Pringle için yıkıcı bir etkisi olan eşini ve büyük oğlunu kaybedişiyle alakalıydı.
- Ну а мне что... " Причиной было то, что внезапная утрата жены и старшего сына оказала на Сэнфорда Прингла такое действие, что он больше не мог и не желал видеть своего выжившего сына.
Hayatta olmaz ya da pantolon giyen kask kafalı yanar dönere oy veriyorum.
Ни за что в жизни я не проголосую за того парня в шлепках похожей на шлем.
Hayatta olmaz, adamım.
Нет, чувак.
- Hayatta olmaz.
Вот уж нет.
- John F. Kennedy'yi bulması... - Hem de hayatta?
Находит Джона Кеннеди живым?
Hala hayatta olduğunu bir yerlerde tutulduğunu umarak.
и её просто где-то заперли.
Hiç kimse de hayatta kalmaz.
И никто не уйдет живым.
hayattayım 45
hayatta olmaz 273
hayattasın 50
hayatta kalmak için 17
hayatta kalmak 22
hayatta kal 17
hayattayız 24
hayatta mı 23
hayatım 3662
hayatim 33
hayatta olmaz 273
hayattasın 50
hayatta kalmak için 17
hayatta kalmak 22
hayatta kal 17
hayattayız 24
hayatta mı 23
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatın 30
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatın 30