Imkansız değil tradutor Russo
236 parallel translation
- Bu imkansız değil ki.
- Что такого невозможно я от тебя прошу?
Ama imkansız değil.
Но не невозможно.
Bu imkansız değil.
Тогда уезжай.
Bu, imkansız değil.
Разве это невозможно?
Ama imkansız değil, Mr Spock.
Но это возможно, м-р Спок.
Acılı olur, ama imkansız değil.
Будет больно, но это реально.
Bu sebeple şişeye konulması imkansız değil.
Поэтому, возможно,.. ... я не уверен, но возможно, кто-то подлил яд в лекарство.
Hiç bir şey imkansız değil.
Нет ничего невозможного.
Tamamen imkansız değil.
Полностью нельзя исключить.
Zor ama imkansız değil.
Это непросто, но возможно.
Yani sanırım bu imkansız değil.
Вы знаете, я имею в виду.. Это возможно.
Ama rahibe olmak onun için imkansız değil.
Но это не невозможно по отношению к ней.
Olası olmasa da imkansız değil.
Вряд ли, но это не невозможно.
Rakamları topladım ve bu imkansız değil.
Прикинул что да как, и, по-моему дело может выгореть.
İkisiyle de ilişki yaşamanda engeller söz konusu ama, yine de imkansız değil.
Одни отношения препятствуют другим, но это не запрещено.
Seninle yaşamak, seninle olmak mümkün değil ama aşık olmak imkansız değil.
С тобой невозможно жить и быть с тобой... Тебя невозможно любить.
- Evet ama imkansız değil...
- Да, но если это невозможно...
Öyleyse imkansız değil, öyle mi?
Значит это не невозможно?
Bu hiç de imkansız değil.
Bcякоe возможно.
Ama hiçbir şey imkansız değil.
Но никогда не знаешь наверняка.
Ama bu imkansız, değil mi?
Но этого не может быть, да?
İmkansız değil.
Это не невозможно. Это только что произошло.
İmkansız, değil mi anne?
Мы не можем. Правда, мама?
O zaman televizyonda kocaman bir bina göstererek imkansız görüneni başarabilirsin. Değil mi?
показывая огромные здания на вашем экране, вы можете делать то, что казалось невозможным?
Bulduğumuz tüm bulgular Karın Deşen Jack'i gösteriyor, bu ise imkansız, değil mi? Yoksa mümkün mü?
Но все, что мы нашли, указывает на Джека-потрошителя, а это просто исключено, не так ли?
Bayan Lovelace bu imkansız! Bu normal değil mi, ben bir kadınım.
Доктор, и это тоже не смешно!
İmkansız değil.
Это не невозможно.
İmkansız değil.
Но не невозможно.
Aralarında neler geçti bilmek imkansız. Ancak vaiz, araç 47'yi geri Los Angeles'a doğru değil, kuzeye 68. anayola doğru sürüyor.
Не понятно, что произошло между теми двумя, но священник ведет машину 47 не обратно в Лос-Анджелес, а на север, к шоссе 68.
Bu iş bir bilgisayar için bile imkansız. Hiç de değil.
Это невозможно сделать даже компьютеру.
Bu yüzyılları değil 10.000 yılı bulacak fakat imkansız olmayan bir süreç.
Это задача не на столетие, а на тысячу или 10 тысяч лет, но это также возможно.
Sizi memnun etmek imkansız, değil mi?
Мы все делаем не так, как вам хочется, верно?
İmkansız değil... büyük suçlar insan adaletinden kaçar. Fakat Tanrı her şeyi biliyor!
Часто бывает, что многие преступления ускользают от человеческого правосудия, но господь знает их все!
Cesedi yerde sürüklemek imkansız bir şey değil.
Думаете, так трудно перетащить тело с одного места на другое?
- İmkansız falan değil. Sökemezsiniz çünkü mühürlerden biri kırık.
Запуск возможен - печати сломаны.
Belki bizim için imkansız ama senin için değil.
Для нас - быть может, но не для вас.
İmkansız değil...
Это возможно...
Canlı kalman hiçbir şekilde mümkün değil! Son Goku, Pan için bilinçaltında çok endişelendiğinden, tüm gücünü kullanman imkansız!
У тебя не было шансов выжить! что не можешь использовать всю свою силу!
Hava Kuvvetleri Bir'e silah sokmak mümkün değil. İmkansız.
На борт нельзя пронести оружие, это невозможно.
Soğuk füzyon formülü üzerinde her testi yaptım ve, sonuç şu ki formül sadece yarım değil, aynı zamanda imkansız da.
Да? Я провел все тесты по этой формуле холодного синтеза... и должен сказать, что она не только не закончена... но скорее... невозможна.
- Bu bir rüya falan değil! - O adamın söyledikleri imkansız!
- Нет, этого не может быть.
- İmkansız değil.
- Это НЕ невозможно.
Hiç imkansız bir aşk ilişkin olmamıştır değil mi?
У вас была несчастная любовь?
- İyi, umurumda değil ki, kalmam imkansız, merak edecek bir şey yok.
- Прекрасно, так или иначе, не волнуйся
- İmkansız değil.
- Нет ничего невозможного.
İmkansız değil.
Не невозможно.
Bu, acil elektrik işi değil, imkansız bir iş.
Аварийная служба, отряд "Миссия невыполнима".
Sadık ve sevgi dolu bir ilişkiye sahip olmamız imkansız mı? Gay olduğumuz için değil.
Что, разве потому, что мы геи, у нас не может быть любящих, верных отношений?
Çok fazla grup var. Amaçlarımız için ideal zaman değil, ama imkansız da değil.
Обстановка не совсем идеальная, но попробовать можно.
Sadece rehin alma durumunda değil, Ama ölmeden önce imkansız seçimler yapmak zorunda kalabilirsiniz.
Вас могут не только взять в заложники, но и принудить к тяжелому выбору под страхом смерти.
- İmkansız değil...
- Heвoзмoжнo?
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56