Inan tradutor Russo
42,704 parallel translation
İnsanlar buna inanıyor mu?
И люди в это верят?
Çok eskiden inanırlardı.
Да. Давным-давно.
Artık bana inanıyor musun?
Теперь ты в меня веришь?
Var olduğuna inanıyorum.
Я верю, что ты существуешь.
Aşka inanıyor musun?
Ты веришь в любовь?
- Evet, aşk denen şeye inanıyorum.
Да, я верю в любовь.
- Hep inanır mıydın?
Всегда верил.
Anlıyorum, inan bana.
Я понимаю, веришь.
- Ve sen de ona inanıyorsun?
— И ты веришь ей?
İstediğinize inanın.
Знаешь, верь во что хочешь, чувак.
Bu kadının aptalca bir sırıtışı var. Her dediklerine inanıyor.
Она усмехается этой дурацкой ухмылкой, веря всему, что они говорят.
Göreve inanıyordu.
Верил в задание.
Ayrıca bir FBI ajanı öldü. O üçüncü unsurun bunu yaptığına inanıyoruz ama bilmiyoruz.
И у нас есть мертвый агент ФБР, предполагаемо от рук той же третьей стороны, но мы точно не знаем.
- Alternatifin tutuklanma ve yargılanma olduğuna inanırsa kabul edebilir. İşlemi başlatın.
Если поверит, что альтернатива : арест и суд.
Ne dersen de, bana toy de ama ben o ışığa inanıyorum ve sen veya bir başkası tarafından rehin tutulmayacağım.
Говорите, что хотите, зовите меня наивной, но я верю в этот свет. И не стану заложницей ни при вас, ни при ком-то другом.
Bunun size nasıl geldiğini biliyorum, inan bana.
Послушай, я знаю, как это звучит, поверь мне.
George Washington Üniversitesinde genç bir delikanlı var. Klasikler bölümünde öğretmen, öyle bir bölümün hâlâ var olduğuna inanırsan tabii.
Есть один молодой учитель в университете Вашингтона... на классическом факультете, если ты сможешь поверить что такой ещё существует.
Küçümsemiyorum, inan ki küçümsemiyorum.
О, я нет. Поверь мне, я – нет.
Parayı takip etmek düşündüğünüzden çok daha zor olacaktır, inanın.
"Проследим, откуда деньги"? Это будет куда труднее, чем кажется.
Vurulduktan sonra kalkıp yürümesi inanılmaz.
Удивительно, как она еще ходила, когда ее подстрелили.
Doğru olanın bu olduğuna inanıyor olamazsın.
Но вы же не можете всерьез думать, что именно это правильно.
- Sana da inanıyorum.
- И я тебе верю.
Bir de, onun katil balinayla çekilmiş fotoğrafı desem, - bana inanır mısın?
Если бы я сказал, что на этом фото он с касаткой, ты бы мне поверила?
Onun göğe yükseldiğine inanıyorlarsa kimin umurunda?
Кому есть дело, захотят ли верить в его вознесение?
Yok oluşun on yedinci yıIdönümünde, Yağmurların geleceğine inanıyorum, ve beraberinde büyük bir sel getirecek.
Я верю, что в седьмую годовщину Внезапного Отбытия придут дожди, а с ними - великий потоп.
Meraklı olduğunuza inanıyor, ama zamanı geldiğinde, gözünüzün... nasıl denir... Gözünüz yemeyecek.
Она полагает, что вам любопытно, но когда придёт время, вы... как бы это сказать... испугаетесь.
Sen bana inanıyorsun, değil mi?
Ты же мне веришь?
Ona yine de inanıyorum.
Я до сих пор ему верю.
Pasifik'te bir volkanın içinde büyük bir yumurta olduğuna inanıyormuş. Ve bu yedi-başlı devasa deniz canavarının 14'ünde hepimizi yiyeceğine ikna olmuş.
Он думал, что в вулкане посреди Тихого океана есть яйцо, из которого 14-го вылупится огромное семиглавое морское чудовище и всех нас сожрёт.
- Buna inanıyor musun?
- Вы в это верите?
Neye inanıyor muyum?
Во что?
Herkes senin öldüğünü söylese de ben hayatta olduğuna inanıyordum.
Я был так уверен, что ты жива, хотя весь мир говорил, что ты мертва.
Sana inanıyorum.
Я тебе верю.
Burası inanılmaz bir yer.
Это удивительное место.
Öyle de olsa seçmenlerin bu ayrımı yapacaklarına inanıyor musun?
Ну, даже если это и правда, думаешь, избиратели поймут разницу?
Bu konuyu onunla görüştüm. Protesto için orada olduğunu söyledi. Ona inanıyorum.
Я спросил её об этом, она мне сказала, что это был протест, и я поверил ей.
Billy, oraya çıkabilirim Ve gökyüzünün kırmızı olduğunu söyle... Ve bana inanırlardı.
Билли, если я скажу, что небо красное, они мне поверят.
Ve inanın bana, duyduklarınız gerçek.
И хотите не верьте, но эта история – правда.
İnanılır gibi değil.
Невероятно.
İnan bana.
Поверь.
İnanır mısın bilemem ama bir askerle değil.
Да, и не за солдата, можешь представить.
İnan bana, niyetim işlerin bu kadar karanlık yönlere sapması değildi.
Поверь мне. В моих намерениях никогда не было, чтобы дело повернулось так ужасно.
- İnan bana, vardı.
- Еще как был!
İnanın bana, ana akım medyadan da darbe aldım.
- Поверьте, от них я тоже не раз получала.
İnanılmaz.
Невероятно.
İnan bana denedim.
Поверь, я пытался.
İnanıyor musun?
Правда?
İnan bana,
О, поверь, хотел бы я, чтобы наш брак был подделкой вроде Зубной феи или притягательной силы.
İnan o kadar da zor olmayacak.
Поверь, это будет не сложно.
İnan buna vakit yok.
Клянусь тебе, на это нет времени.
İnanıyorum.
Да.
inanılmaz 1325
inanamıyorum 1323
inanıyorum 283
inanırım 48
inanmıyorum 653
inanın 122
inanmıyorsun 30
inanılmazsın 87
inanmam 64
inanamadım 34
inanamıyorum 1323
inanıyorum 283
inanırım 48
inanmıyorum 653
inanın 122
inanmıyorsun 30
inanılmazsın 87
inanmam 64
inanamadım 34
inanmayacaksın 31
inanma 22
inanılmazdı 150
inanılmazdın 22
inanç 64
inanmalısın 26
inan bana 1447
inanamazsın 17
inanılmaz bir şey 125
inanın bana 383
inanma 22
inanılmazdı 150
inanılmazdın 22
inanç 64
inanmalısın 26
inan bana 1447
inanamazsın 17
inanılmaz bir şey 125
inanın bana 383