Kendi tradutor Russo
64,687 parallel translation
Sadece Tanrı'ya kendi yöntemleriyle şükrediyorlar.
Просто по-своему восхваляют Господа.
Kendi yöntemleriyle, evet, kilisenin yasakladığı yöntemle.
Ну да, по-своему, хотя церковь это запрещает.
Kendi gelinimi seçmek gibi bir arzum var.
Я надеюсь, что сам выберу невесту.
Kendi iyiliğin için olduğu kadar onun iyiliği için de.
Ради его же блага, как и ради своего.
Belki daha aşağıları kazdırır, kendi madenimi çıkarırım.
Может, спущусь вниз и сама начну копать!
Kendi kıyılarına dönen bir Fransız mahkumusun. Kendi insanlarına karşı savaşır mısın?
Если ты французский пленный и возвращаешься на родину, то станешь ли драться со своими?
Ross ve adamları artık kendi başınalar.
Теперь Росс и его люди сами по себе.
Kendi adıma konuşursam, benim kararım kesin.
Что касается меня, я твердо решил.
Nasıl onaylayabilir ki, kendi ilgi alanları çok daha tehlikeliyken!
Да и как бы он мог, когда сам занят более рискованными делами?
Sadece kendi sorumluluğu vardır.
Сам виноват.
Kendi hanehalklarımız her biri 50 gine rehiniyle başladı.
Наши собственные семьи сделали взносы по 50 гиней каждая.
Çömezlerin refahına katkıda bulunmak benim gelenek değil Kim kendi ekmeğini kazanmak için çok boş duruyor.
Не в моих привычках раздавать деньги бездельникам, не способным заработать на хлеб.
Tüm bu yılları, ruhları şeytanın pençesinden kurtarmaya çalışmakla harcadım fakat kendi kardeşimi asılmaktan kurtaramıyorum.
- Нет, Сэм. Все эти годы я потратил, чтобы вырывать души из лап дьявола, но не смог спасти собственного брата от виселицы.
- Ya da bir demirci dükkanı. - Kendi kulübesi olan.
Или кузница...
Kendi kendime şöyle dedim, " Adamım Fiore'un canı sıkkın.
И я подумал, подумал : " Мой друг Фиор грустит.
Toplar, testereler, kendi beynini dağıtmalar...
Пушки, пилы и взрыв мозга?
Kendi hakkımda konuşmak istemiyorum.
Но я не хочу говорить о себе.
Ve bunu kendi başına yaptın.
И ты сделал это самостоятельно.
Yasımı kendi bildiğim şekilde tutacağım.
Я буду скорбеть по-своему.
Neye istiyorsan ona inan Harvey bana bağırdı çağırdı ve şimdi yardımımı kendi isteyecek kadar adam olamıyor mu?
Можешь верить во что хочешь, но Харви набросился на меня, а теперь у него не хватает храбрости, чтобы прийти и попросить у меня помощи лично?
Öyle olmasaydı, Teddy ile kendi ilgilenirdi.
Иначе бы он сам позаботился о проблемах Тедди.
Olayı kendi lehine mi çeviriyorsun şimdi?
Ушам своим не верю.
- Ta kendisi ve buradan elimde bir randevu kağıdıyla çıkmazsam bu ismin ne anlama geldiğini öğreneceksin çünkü Rachel Zane kendi görüşünü bildirmeyi hak ediyor.
– Во плоти, и если я не выйду отсюда с датой заседания, вы узнаете, на что я способен, потому что Рейчел Зейн заслуживает быть выслушанной.
Ellerim beni öldürmeye çalıştı kendi kollarımı kırdım.
Мои руки пытались меня убить, и я их сломал.
Kendi kendine öğrenmeliydi ama olmuyor.
Она должна самообучаться, но не учится.
O yüzden gelip beni rahatsız edeceğine kendi işine bak ve bizden haber bekle.
Так что вместо того, чтоб приходить ко мне на работу и давить на меня, почему бы вам не вернуться в свою дыру и ждать, пока мы не сообщим, что всё сделано.
Kısa sürede seni kendi cehennemine geri koyacağız.
Мы скоро вернём тебя в твой ад.
Bıçağı kendi boğazına daya.
Приставь нож к своему горлу.
Kendi yiyeceğimizi üretene kadar kurutulmuş etleri donduruyoruz.
Нам нужен запас мяса на первое время.
Kendi kurallarını koy.
У тебя теперь свои правила.
Hangi anlaşma, kendi halkının güvenini kaybetmeye değer?
Чего ради ты рискуешь потерять доверие своего народа?
Kendi başına karar veremezsin.
Ты не в одиночку принимаешь решения.
Kendi deneyimleri, kendi düşünceleri var.
У неё свой собственный опыт, собственные мысли.
- Kendi kaşındı.
- Он сам на себя это навлёк.
Sanırım Patronun kendi adamlarını gönderme vakti geldi.
Думаю, вышестоящий отправит своих людей.
Şimdi, hikâyeyi kendi anlatması için Sunbury'li Michelle Coldwell'i davet etmek istiyorum.
А сейчас, я хочу пригласить сюда Мишель Колдуэл из Санбэри рассказать свою историю.
Yani bütün adalet sistemini kendi ellerinize aldınız.
Значит вы взяли систему правосудия в свои руки?
Kendi dostlarıma casusluk yaptırdın bana.
Ты заставил меня шпионить за моими же людьми. "Твоими людьми"!
"Kendi dostların mı!" Ne kadar hoş.
Это восхитительно.
Seni buraya kendi güvenliğin için getirdik.
Мы привели тебя сюда для твоей же безопасности.
Kendi güven...
Для моей же...
Gidip onu kendi yöntemimle konuşturacağım.
Я получу от него информацию своими методами.
Sanırım Amirin kendi adamlarını gönderme vakti geldi.
Пора главному послать своих людей.
Nadeer kendi ofisini havaya uçuracak kadar ileri gider mi?
И для этого Надир зашла так далеко, чтобы взорвать свой офис?
Hayatımın geri kalanını kendi şartlarıma göre yaşıyorum ve bu da Holden Radcliffe ile ilgili hiçbir şey yapmamak anlamına geliyor.
Я проживу остаток своей жизни на своих условиях, что значит - не иметь ничего общего с Рэдклиффом.
Ama geriye kalan hayatını kendi şartları ile yaşama şansını hak ediyor.
Но она заслуживает шанс прожить остаток своей жизни на собственных условиях.
Her birinin kendi doğruları kendi medyası ve kendi gündemi vardı.
У каждого была своя правда, свои СМИ, свои цели.
Kendi yaptığım şeylere bile inanamıyorum.
Поверить не могу в то, что я делала.
Kendi dolabı, kendi kuralı.
- Его холодильник.
Kendi ellerimle.
- Собственными руками.
Artık kendi sabunumu yapıyorum.
Теперь я сам делаю мыло.
kendine iyi bak 816
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendinize dikkat edin 70
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendinize dikkat edin 70