Konuşacaksın tradutor Russo
559 parallel translation
Bayan Gray'i mi aradın yoksa Bay Baker adına mı konuşacaksın?
О, Марта. Мисс Грей нужна тебе, или мистеру Бейкеру?
Ondan sonra herhangi bir şey hakkında konuşacaksın.
Угу. После этого, вы говорите на любые темы.
O dergiyi mi okuyacaksın yoksa benimle mi konuşacaksın?
Ты будешь читать журнал, или поговоришь со мной?
Evrensel Otorite'nizle konuşacaksınız ve tüm dünyanın teslim olmasını emredeceksiniz.
Ты обратишься к правительству вашего мира и прикажешь всем сдаться.
Zanlıları sorgulamak yerine, ölümlerinden sonra kurbanlarla konuşacaksınız.
Вместо допроса свидетелей, спрашивать жертвы после смерти.
- Onunla neden konuşacaksın ki?
- Да. Зачем тебе с ним встречаться?
Anan 7 ile konuşacaksınız. Eminiar Birliği'nin yüksek meclis temsilcisi.
Вы будете говорить с Ананом 7, главой Высшего совета Эминианского союза.
Ne hakkında konuşacaksın?
Поговорить о чем?
Lütfen, bayan sıranız gelince konuşacaksınız.
- Мадам, сядьте. - Мы выслушаем вас позднее.
Seninle konuşulunca konuşacaksın.
Ты скажешь, когда тебя спросят.
Yarın ikiniz de gidip Fanucci ile konuşacaksınız.
Завтра вы оба должны поговорить с Фануччи.
Şimdi ben bu hareketsizliği üzerinden kaldırıyorum ve sen düzgün, serbest, anlaşılabilir şekilde konuşacaksın.
Сейчас я сниму это состояние, и ты будешь говорить четко, свободно и легко.
Bundan sonra yüksek sesle ve açık konuşacaksın.
Ты всю жизнь будешь говорить громко и четко.
Onunla saygılı konuşacaksın.
и изволь говорить с ней почтительно.
Bacanağımın kuzeninin kız kardeşi hakkında konuşacaksınız sanmıştım.
что вы хотели поговорить о деле. о котором я вам говорил.
Yalnızca sizinle konuştuğumda benimle konuşacaksınız. Ve söylediğim her kelimeyei dinleyeceksiniz.
Говорить, когда я к вам обращаюсь, слушать каждое мое слово.
Konuş dediğimde konuşacaksın. Daha önce değil.
Ты будешь говорить, когда тебе дадут слово!
Sana söz veriyorum, konuşacaksın asker.
Ты заговоришь, солдат, я тебе обещаю.
- Zine'yle konuşacaksın, düşündün mü?
- Ты собираешься поговорить с Зине? - Собираюсь.
Bu yüzden biraz daha sesli konuşacaksın.
Так что тебе нужно говорить немного громче.
Ne hakkında konuşacaksın?
О чём ты собираешься говорить?
Bir merhaba bile demiyorsun, sanki köpek var karşında. Elbet bir gün konuşacaksın.
Ты даже не поздоровалась, как будто я собака.
- Konuşacaksın.
Ты заговоришь.
Ne hakkında konuşacaksın benimle?
Ну, что?
Sadece size bir şey söylendiğinde konuşacaksınız.
Говорить, только когда вас спросят.
- Konuşacaksın!
- " ы заговоришь!
Konuşacaksın, sonra hukuk okuyacak ve ona donuna kadar dava açacaksın.
Ты заговоришь, станешь юристом и засудишь этого докторишку!
- Barry'le bunu mu konuşacaksın. Birine tecavüz etmek mi istiyorsun?
Хотите кого-то изнасиловать?
Kriz anında ilk kural şudur : Önce konuşacaksın sonra saldıracaksın. Önce konuş Sonra saldır.
- Первое правило в кризисных ситуациях начинаешь вести переговоры первым а нападаешь последним
Benimle ne hakkında konuşacaksın?
О чем вы хотели со мной поговорить?
Onunla ne konuşacaksın?
Поговорить о чем, фурункул?
Ama heyecan geçtiğinde, o zaman ne olacak ne hakkında konuşacaksınız?
Но что будет, когда страсть угаснет о чем вы будете говорить?
Sen konuşacaksın, Bill.
Узнаю тебя, Билл.
Sigara hakkında mı konuşacaksın?
Ты хочешь говорить о сигаретах?
Yakında konuşacaksın.
Говори!
Oh, Maggie, Ne zaman konuşacaksın?
Мэгги, ну когда же ты заговоришь?
Konuşacaksın.
Говори.
Patronunla bu konuda konuşacaksın değil mi?
Ну что, поговоришь об этом со своим боссом?
Ferengilerle ile iş yapmak istiyorsanız Quark'la konuşacaksınız.
Если вы хотите вести бизнес с ференги, то говорите с Кварком.
Haydi ama, benimle konuşmayacaksan, kiminle konuşacaksın ki?
Ну же... Если это нельзя рассказать мне, то кому же можно, ммм?
Brian McKinley, kız arkadaşımla konuşmak istiyorsan, önce benimle konuşacaksın.
А вы кто? Вот что, МакКинли, если вам надо поговорить с моей девушкой, то сначала спросите у меня.
Medya'da şiddet konusunda konuşacaksın.
Твоё выступление. О насилии в СМИ.
Bizimle suç hakkında mı konuşacaksınız, Bay Poirot?
Вы собираетесь поговорить с нами о преступлении, мистер Пуаро?
Benimle edepsiz konuşamazsan onunla nasıl konuşacaksın?
Если не можешь сказать мне, как ты скажешь ей?
Bundan sonra Elaine gibi mi konuşacaksın?
Теперь ты начнёшь разговаривать как Элейн?
Ne konuşacaksın?
.. Что еще?
Evet, konuşacaksın.
Нет, тебе придется.
Bundan böyle Bayan Angelica hakkında daha saygılı konuşacaksınız. Bugün Don Calogero'dan, kızını yeğenim Tancredi'ye isteyeceğim.
Сегодня я буду просить у дона Калоджеро ее руки для моего племянника Танкреди.
Sonunda konuşacaksın, Slimane!
Ты у меня заговоришь.
Konuşacaksın.
Ты будешь говорить?
Çünkü konuşacaksın.
- Бля, да я ничего не знаю!
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşuyoruz 54
konuş benimle 497
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşuyoruz 54
konuş benimle 497
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşun 135
konuşmadım 21
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşun 135
konuşmadım 21
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236