Onun suçu değil tradutor Russo
286 parallel translation
Evlat, bu onun suçu değil.
Сынок, его вины здесь тоже нет.
Onun suçu değil.
Она не хотела тебя обидеть.
- Ne gibi? - Bir kabarede çalışıyor. .. işten geç çıkması onun suçu değil.
Фрейлейн Бюрстнер не виновата, что ночные клубы открыты допоздна.
Başına gelenler onun suçu değil.
Он не просил того, что с ним случилось.
Onun suçu değil, kimse söylemedi ki.
Это не его вина. Его не предупредили.
Bu onun suçu değil. Dini inanışı böyle.
Они довольно религиозны.
Onun suçu değil. Böyle doğmuş, ne yapsın?
Он не смеется, это был комплимент, верно?
- Onun suçu değil ki.
Она не виновата, баронесса.
Tam 80 kilo, ama bu onun suçu değil. Metabolizması yüzünden.
Он весил фунтов так 180, но это не его вина, что-то с железой.
Ama bunların hiçbiri onun suçu değil!
Но ведь больше ничего не осталось!
Onun suçu değil.
Это была не его вина.
Gallamitelerin kafataslarının saydam olması onun suçu değil.
Это не его вина, что черепа галламитианцев прозрачны.
Ayrılmamız onun suçu değil.
Он не виноват.
Onun suçu değil.
Так, что он сам этого не осознаёт.
İşsiz olman onun suçu değil.
Он не виноват в том, что ты безработный.
Okuyamaması, onun suçu değil.
Он не виноват, что не умеет читать.
Ama bu onun suçu değil.
Но это не его вина.
Bu onun suçu değil.
Это не его вина.
Karısının ölmesi onun suçu değil.
- Это не его вина, что она умерла.
Aptal olması onun suçu değil ki.
Это не его вина, что он глупый.
Onun suçu değil!
Он ведь не виноват!
Geceleri uyumaması onun suçu değil.
Он ведь не виноват! Он не спит по ночам!
- Bu onun suçu değil.
- Это не ее вина.
Bu gerçekten onun suçu değil.
Это не его вина, действительно.
Lazanyaların sana ulaşamamış olması onun suçu değil.
Разве она виновата, что я не сумел донести их до твоей хаты?
- Olanlar onun suçu değil.
- Да, точно.
Bunlar onun suçu değil.
Она ни в чём не виновата. Она ни в чём не виновата.
Bu onun suçu değil.
Он не виноват.
Bu onun suçu değil. Ve bu beni çok sinirlendiriyor.
Знаете он ведь даже не виноват.
Onun suçu değil bu, tamam mı?
Она тут не при чем, ясно?
Erkek arkadaşını da aramalısın, çünkü bunların hiçbiri onun suçu değil. Önce yataktan kalkmakla işe başlamalısın.
Тебе нужно перезвонить своему бойфренду, потому что он начнет беспокоиться за тебя и потому что все это не его вина, и тебе нужно начинать вставать с этой чертовой постели.
Reese, doğrusu, olanlar onun suçu değil.
Риз, но он же не виноват!
Elinde değil! Bu onun suçu değil!
- Он не может остановиться, он не виноват!
Kafasının böyle olması onun suçu değil.
Это не его вина, что его голова такой формы.
Onun suçu değil.
Oнa не виновaтa.
Eğer sevdiğin birisiyle olursan, onunla tam anlamıyla beraber olursan, ve bir şey hissetmezsen... Bu onun suçu değil, onu ben istedim... ve kendimi ona verdim.
Если ты с любимым человеком, и ты с ним по-настоящему, но почти ничего не чувствуешь, и это не из-за него - я была уверена, что я его хочу...
Bu onun suçu değil.
Это не её вина.
Onun suçu değil. Sadece onu izlemek, seni izlemekten daha kolay.
Это не её вина, просто за ней легче следить, чем за тобой.
Onun suçu değil.
Бедность тоже не порок.
" Ama, oh, bu onun suçu değil.
" Но, постойте, это не его вина..
Kim demiş onun suçu değil? İçki içtiğini duydum.
- Кто сказал, что он не виноват?
James, ona zarar verme. Onun suçu yok, elinde değil. İnin!
Джем, не убивай его, он не виноват!
Kabul edelim ki onun bebeği olamaz rahmi olmadığından, ki bu kimsenin suçu değil, Romalıların bile. - Ama bebek sahibi olmaya hakkı var.
Согласны ли вы, что он не может иметь детей, не имея матки, в чем не повинен никто, даже римляне, но что он может иметь право иметь детей?
Onun suçu değil!
Это я виновата!
Onu seviyorum. Böyle olması onun suçu değil.
Не её вина в том, что она такая.
Sanırım sizde farkındasınız ki bu onun suçu değil.
И знаете что?
Bu onun hastalığının suçu, senin değil. Ama bu yüzden buradayız.
Виновата болезнь, поэтому мы здесь.
Sadece Hammond'ın değil, onun lider ekibinin de bu işte suçu olduğuna dair bir yığın kanıtım var.
У меня есть гора неопровержимых улик не только на генерала Хэммонда, но и на его первую команду также.
Onun suçu değil.
Твой отец прав, девочка.
Ama onun suçu değil.
- Нет, он не виноват.
Hey, bu onun suçu değil.
Эй-эй, он не виноват.
onun suçu değildi 17
onun suçu 17
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
onun suçu 17
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66