Seninki değil tradutor Russo
215 parallel translation
Seninki değil, onunki.
Не ваше. Его.
Sülün, karga, mavi alakarga... hepsinin karnı doymuş ama, seninki değil.
Фазан, ворон, голубь... В моей утробе все было, кроме твоего мяса.
Yalnızca Lancelot'un kılıcı kanıtlayabilir onu, seninki değil.
Только Ланселот может доказать это.
Babamın doğum günü seninki değil.
Это день рождения папы, а не твой.
Bu adım seninki değil mi, Jake?
Это шаг вперёд для тебя, так ведь, Джейк?
Bu seninki değil mi?
- Это твой, да? - Да.
Yıldızfilosu Akademisi için bir aday düşündüğümde,... aklıma gelen ilk isim seninki değil.
Когда я думаю о кандидатах в Академию Звездного Флота, твое имя - далеко не первое, которое приходит на ум.
- Benim arabam, seninki değil.
Я говорю про свою машину.
- Para olduğu kesin, ama seninki değil.
Только не из-за твоих.
Ben Arandisin Curzon'un eski sevgilisi olduğunu biliyordum seninki değil ama ben her ikisine idare ediyor olsaydım Birlikte senin gibi, iyi...
То есть, я знаю, что Арандис любовница Курзона, а не твоя, но если бы я застал вас вместе, эээ...
Bu seninki değil mi?
Это разве не твое?
- Benim kardeşim gerzek, seninki değil.
- Моего брата, а не твоего, идиот!
Biliyorum seninki değil... ama gene de harika çalacaksın.
Давай же. Двигайся. Я знаю, что это не твое, но ты должен сыграть красивую музыку.
- Seninki değil, seninki.
- Нет, не тебе. Тебе.
Olay üzerinde çalışıyor.Seninki değil öbür olay.Büyük olay.
Он работает над делом. Не вашим делом, другим делом. Большим делом.
Seninki kadar değil.
Да, их ветром растрепало.
Pek değil, ama burada da küçük bir dairemiz var muhtemelen seninki kadar popüler olan.
Помнишь мисс Торсо, балерину?
- Seninki değil.
- Нет, не о твоей, детка.
- Seninki benimki kadar gösterişli değil.
Какая жалость. Ваша не так красива, как моя.
Seninki de fena değil.
Да, и твоя тоже неплохо смотрится.
Seninki konuşma değil, Ivan Vassilyevich, laf salatası.
Кoгда Вы гoвoрите, Иван Васильевич, впечатление такoе, чтo Вы бредите!
Seninki şehrin tek kıçı değil.
Я, сука, буду пресмыкаться перед тем, перед кем мне захочется, ясно? У тебя на это эксклюзивных прав нет.
Bizim için durum, seninki gibi değil.
Ну... с нами немного по-другому, чем с тобой, Дейта
Benimki değil tabii Ama seninki yaşlı oğlan
Не так как я, понятно, а как ты, старик
Seninki Vincent, değil mi?
Вас, по-моему, Винсент, да?
Korkarım ki onların zevki seninki ve benimki kadar iyi değil, Mary.
Боюсь, они не обладают столь тонким вкусом, как мы с вами.
- Bu bir görüş meselesi ve seninki umurumda bile değil.
- Это - твоя точка зрения, и мне она глубоко похуй!
Onların annelik içgüdüsü seninki gibi değil galiba.
Может, их материнский инстинкт слабей твоего?
Benim penisim neden seninki gibi değil?
Почему мой член не похож на твой?
- Seninki de güzel değil. - Kardeşinle uğraşma.
Не смей лезть к сестре.
Seninki de değil, ama hala burdasın.
И не твоя битва тоже, но я не вижу, чтобы ты уходил.
Ama seninki gelmemiş öyle değil mi ha?
Ребят, вам нужно трахнуться.
Belki seninki kadar sıkı değil.
- Но в скрытности мне далеко до тебя.
- Seninki bel soğukluğu, değil mi?
- Ты ведь изображаешь гонорею, не так ли?
Benim annemle ilişkim seninki gibi değil.
Я не так близок со своей матерью, как вы со своими...
Benim uzmanlık alanım değil. - Seninki nedir?
- А что предпочитаешь?
Ama aslında Onun saçları seninki kadar kötü değil ve deriside seninki gibi yağlı değil.
- Да. Вообще-то её волосы не расщеплены по концам, как у тебя. И кожа у неё не такая сальная.
- Seninki de fena değil.
- Кто бы говорил.
Seninki zümrüt, değil mi?
Твой - изумруд, верно?
- Seninki dışında kimsenin düşüncesi önemli değil.
- Больше ничье мнение не считается кроме твоего.
Ama bugün yaşgünüm değil, seninki de çok sonra.
Сегодня не мой день рождения, да и твой не скоро.
Tabii seninki kadar büyük değil.
Ну, не такой огромный, как ты...
- Pek büyük değil ha, seninki? - Öğrenmek ister misin?
А вот и вспорем да поглядим, что у тебя в штанах!
Hoş kübik. Seninki gerçek. Değil.
Стекляшка!
Biliyorsun Smallville'deki ünüm benim için önemli değil ama seninki bu senin geçim kaynağın şerif.
Видите ли, м-м, моя репутация в Смолвиле для меня никакого интереса не имеет, но, м-м, ваша? От нее во многом зависит ваша дальнейшая жизнь, шериф.
Hayır. Bunların hiç biri bende... seninki kadar çok değil.
Нет, это все не мое, за вами не угонюсь.
En azından seninki böyle büyük değil, Rokutaro.
По крайней мере, твой не такой громоздкий, Рокутаро.
Hayal gücümüz seninki kadar geniş değil.
У нас нет твоего воображения.
Ayrıca kıçı seninki kadar sevimli değil.
К тому же, попка у него не такая симпатичная, как твоя.
Herkes seninki gibi resmi olmayan bir ilişki bulacak kadar şanslı değil.
Не всем так, как тебе, везёт иметь... не-отношения.
Herkesin ailesi seninki gibi değil Clark.
Не у каждого семья как твоя, Кларк.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75